Küçük yaştan itibaren aldığı derslerle sanata ve şiire ilgisi gelişen İhsan Hanım'ın hayatı henüz 13 yaşında iken,yaşadığı Taş Konak'taki odasına,içeriye nasıl girdiği belli olmayan kendisinden 13 yaş büyük birisi tarafından karartılır.Mehmet Ali ismindeki bu kişi onu en güvende olması gereken yerde kaçırmaya çalışır ve babası kızını dönemin şartları nedeniyle o kişiyle evlendirmek zorunda kalır.Henüz 13 yaşında çok sevdiği İstanbul'dan,ailesinden,henüz bahçelerde koşarak oynadığı arkadaşlarından ve derslerinden ayrılmak zorunda kalan İhsan Hanım,o zamanlarda içinde bulunduğu halini "Kimseye etmem şikayet Ağlarım ben halime." dizeleri ile dile getirir.İlk eşinden yine babasının desteği ile boşanan İhsan Hanım daha sonra 3 defa daha evlenir.İkinci eşiyle ayrılış sebebi daha ilk geceden eşinin elini öptürme isteğini hoş görmemesidir.3.eşinden ise eşinin dönemin salgını ispanyol gribinden vefat etmesi nedeniyle ayrılmak zorunda kalır.Son eşi kendisinden yaşça küçük olan İhsan Hanım,geçirdiği apandist ameliyatı sonrası toparlanamaz ve vefat eder.
Osmanlı Devleti'nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dönüşme dönemlerine,1.Dünya Savaşı'na,ispanyol gribine tanıklık eder.Halil Cibran'ın isminin ilk duyulduğu zamanları bilir ve hatta kendisiyle tanışır,Yakup Kadri,Faruk Nafız,Ahmet Haşim,Yahya Kemal gibi isimlerle
Taş Konak'ta edebiyat ve şiir konuşulan meşk günleri düzenler.