Gönderi

96 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Gerçekle Kurmacanın İç İçe Geçtiği Öyküler...
Özcan Karabulut, Belki De Kaybeden Zaman isimli bu kitabında, zamanının - ki 1990'lı yıllar - olaylarından, düşünüş tarzından, içinde yer aldığı projelerden devşirdiği öyküleri toplamış. Kurmacanın gerçekle iç içe geçmesi gerektiğini savunan ve bu savunusunu da kitabıyla pratiğe döken Karabulut, tamamen kurmaca değil de hayatın akışından damıtılmış olayları, düşünceleri kurmaca biçiminde yazmayı asıl yöntem olarak benimsemiş. Bu minvalde öyküleri okurken kimi zaman öykü değil de anı ya da denemeye yakın bir kurmaca okuyormuş hissine kapılmamak elde değil. 1993 Sivas Katliamı'na, İsmet Özel'in tavrına, zamanının siyasi duyarlılıklarına, politik yönsemelerine sıkça değinmiş. Öyküsünün birinde, ofisinde öykü yazmaya çalışırken, dış uyaranlara kayıtsız kalmayarak - ki bu uyaran topuklu ayakkabı giyen bir kadın - içinden geçen erkeklik hâllerine ilişkin duygularını cesurca dile getirmiş. Eylem yapan insanları geriden yiyip içerken izlemiş, izlerken içinde bulunduğu ruh halini, masasındaki insanların tepkilerini ve orada olmadan ahkâm kesmenin ne kadar naif olduğunu öyküsü aracılığıyla yazıya dökmüş, dökme gereği duymuş. Özcan Karabulut, kitabındaki öykülerinde gerçek ile kurmacayı iç içe geçirmiş ve gerçek olayları kurmaca biçiminde tasarlayıp yazmayı bir tarz olarak benimsemiş. Öykü deyince kurmaca aklıma geldiği için bu tarzı yabancıladığımı söyleyebilirim. Zira gerçeklerden esinlenen kurmaca, gerçeğin kurmacası değil kurmacanın gerçeği olduğu ve yeniden kurgulanarak gerçeğe yabancılaştığı için bu tarzı çok sevmediğimi söylemeliyim. Karabulut'un kitaplarını bu tarz anlatılardan hoşlanan okuyuculara tavsiye ederim.
Belki de Kaybeden Zaman
Belki de Kaybeden ZamanÖzcan Karabulut · Can Yayınları · 19989 okunma
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.