Gönderi

192 syf.
7/10 puan verdi
·
32 günde okudu
“Yalnız birbirlerine sarılıp gözlerini yumduklarında, çözümlenemeyecek bir sorunları kalmıyordu." Gündelik işlerim nedeniyle bir türlü bitiremediğim, aslında birkaç gün içinde kolaylıkla okunabilecek bu kitabın incelemesini henüz yazabiliyorum ne yazık ki. Size yalnızlığı dibine kadar hissettirebilen olayları, kişileri ya da anları hatırlayın, o anın içerisindeyken yalnız oluşunuzdan memnuniyet mi yoksa hüzün mü duydunuz diye düşünün, bu kitabı okurken işte ben de böyle yalnız anlarımı ve o anda yaşadığım duyguları hatırladım hep. Daha doğrusu kitabın baş karakteri olan C.'nin yalnızlığını yaşadım, onunla birlikte soyutladım kendimi herkesten, onun bahsettiği o tanımadığım karakterlerden ve kendi hayatımdaki tanıdığım ya da tanımadığım herkesten soyutladım kendimi. C.'nin hayattan beklentisi ve hayattaki amacı huzur muydu yoksa başka bir şey miydi tam olarak bilemiyorum ama sanırım hepimizin içinde var olan bir arayış vardı onda, kimi zaman peşinden gittiğimiz kimi zaman gitmediğimiz bir arayış, hatta öyle ki bazı zamanlar sırf bu arayışın, yalnızlığın ve kendini soyutlamanın etkisiyle alelade insanların ya da olayların peşinden gittiği, kendine saçma sapan bir amaç edindiği, sonra bundan pişmanlık duyduğu ve sonra her şeyden aniden vazgeçtiği olurdu. Her şeyi konuşurdu kendi içinde ve söylediği her söze bir cevabı vardı, kendisiyle ilgili rahatsızlıkları ve kendisine karşı sert eleştirileri vardı, tüm bunlarla beraber sevdiği bir kadın ya da kadınlar vardı ve aynı zamanda onlara karşı yargılayıcı bir yaklaşımı da vardı. Yazarın, C.'nin hikayesiyle beraber başka hikayeler de anlatıyor olması, bu hikayelerin birbiriyle olan bağlantıları ve hikayelerdeki bağlantıları oluşturan detaylar benim çok hoşuma gitti, hikayenin anlatılış biçiminin herkese hitap edebileceğini düşünmüyorum bu yüzden beğenmeyeni de çoktur diye tahmin ediyorum fakat bence gerçekten farklı ve özümsenmesi her kitap gibi kolay olmayan bir dille yazılmış. Ben çok severek ve özellikle bazı kısımlarından çok etkilenerek okudum. "Bana tek insan yeter. Sevişen iki kişinin kurduğu toplum. Toplumsal yaratıklar olduğumuza göre, insan toplumlarının en iyisi bu daracık, sorunsuz, iki kişilik toplumlar değil mi?’ Yemeklerde kafasından buna benzer düşünceler geçerken, içinde uyuklayan ‘öteki’nin uyanıp sinsi sinsi güldüğü olurdu. Aldırmıyordu; rahattı.”
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960,5bin okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.