Gönderi

252 syf.
·
Not rated
özür dilerim ama yapmak zorundaydım.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, hayatımda çok az şey bu kadar canımı yakıp ağlattı. Edeceğim küfürler ve hakaretler için özür dilerim şimdiden. Dileyen okusun. 12 yıllık esaret. Solomon northup, köle adıyla "platt". Çok iyi bir kemancı ve siyahi. 1850'li yıllarda bir siyahi. Özgür bir siyahi. Çok nadir değil mi :'). Olay solomon'un bir gece turnede içkisine ilaç atılıp köle olarak satılmasıyla başlıyor. Platt ismini alıyor ve ordan oraya sürüklenmesiyle beraber, zekasıyla ve bulunduğu konum içinde bile elmas gibi ışıldamasıyla ırkçı kahpe soylarını rahatsız ediyor. Aslında zorluğun en büyüğü burdan sonra başlıyor. Dahası spoiler olur okuyun ya da izleyin artık. " Ben hayatta kalmak istemiyorum. Yaşamak istiyorum. "Repliğiyle gemide başlayan kölelik serüveni, aklımda direk cristof colomb'un seyahat defterini getirdi. Köleliğe çokça değindiği o defter. Ve ve ve oscar wilde'ın " Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir, çoğu insan sadece varolur "satırları. Her neyse devam edelim. Sadece sahipleri tarafından değil, kendi sınıfı tarafından sırf özgürlüğüne yaklaşmak adına bir şeyler yaptığı için dışlanan, kötü gözle bakılan " Ödüllü bir çiftlik hayvanından farkın yok " denilen Solomon, köle olan siyahiler için " Öleceklerini bilseler de köleliğe karşı koyamazlar" diyor. Ne diyorduk bu zırvaya öğrenilmiş ya da öğretilmiş acizlik mi? Kölelik zihinde başlıyor. Kölelik tam da onu kabullendiğinde başlıyor. Bunu kabul etmeyen, gerçek köleler tarafından da vicdani redci sayılıp -bu tabiri ben seçtim - menfi bakışlara maruz kalıyor. Toplumumuzun konumuna bakın. Bakın bakın. Potansiyel kölelere, kendilerinden olmayanı dışlayanlara, görüşlerine karşı çıkanı suçlayanlara. Yok dilimi tutmayacağım ; Alayımız potansiyel köleleriz. Hepimiz bir şeylerin kölesiyiz. Bir zamanlar dilime pelesenk olan "yaşasın halkların kardeşliği" Sloganını "kahrolsun halkların salaklığı" Olarak değştiriyorum. Kahrolun. Yine Colomb'un seyahat defterine yazdığı " Cehalet köleliği getirir " Sözünü Northup şu satırlarla anlatmış : " - Sahibin sana okuma yazma öğretti mi? +ordan burdan üç beş kelime, yazılanı anlamıyorum. - Diğerleri gibi sahibin seni de çalışman için aldı hepsi bu. Eğer daha fazla öğrenirsen yüz kamçı yersin. " Cehl'i mürekkebe bu satırlar (cehaleti bir hastalığa benzetirsek, cehl'i mürekkep, kişinin kendini sağlıklı sanması halidir.) Okuyorsunuz, biliyorsunuz ama ne kadar anlayıp ne kadar hayata geçirip kendinize ne kadarını katıyorsunuz? "Zenciler çalışmaları için tutulur okuyup yazmaları için değil" Satırlarını okurken, "ben sana çalışman için para ödüyorum bana akıl vermen için değil" Diyen patronumu hatırladım. Modernize kölelik değil mi bu? Bize kanalize edilen yaşama stili de aslında yine kölelik. Hatta daha da kötü. Bakın size hepinizin bildiği bir kanun hatırlatacağım. Eski mısır'da kölelerin en temel hakları : 1. Kölelerin yıllık izin hakları var ve bu süre yılda 2 aya kadar çıkabiliyordu. 2. Günlük çalışma saatleri 6 saat civarındaydı. 3. İşkence, dayak gibi vahşilikler kesinlikle yasaktı 4. Evlenecekleri zaman masrafları sahipler karşılar ve devlet bu çiftlere oturmaları için bedava ev temin ederdi. 5. Sağlık hizmetleri sahipleri tarafından yaptırılmak zorundadır ve düzenli muayeneden geçerler. 6. Yeme içme gibi ihtiyaçları yeteri kadar sağlanmak zorundaydı. (Alkol de dahil!) Şimdi sizlere şunu soruyorum, biz yeni Çağ insanları olarak ilerlemiş konumda mıyız, yoksa ilk çağdaki insanlardan bile gerilemiş miyiz? Bir kölenin haklarına bile sahip misiniz? Özgür bir insan olduğunuzu savunabilir misiniz? Ne konuşuyorsun adam sen de değiştirebilecek mi bizim gibi bir avuç böyle düşünen? Değiştiremeyeceğiz kardeşim. Değişmeyecek. Ama vicdani reddimizi alnımızda taşımamız gerek. Bunları bilmemiz gerek. Farkındalık olursa eğer, rahatsızlık da olur. Size verileni kabul edip, verilmeyene olsun buna da şükür dediğiniz için, dedikleri için, dediğim için bu haldeyiz hepimiz. Ne diyordu Değirmenci? "Bu nasıl çark ulan! Buğday bizim, ezilen biz. Un olan biz, aç kalan biz. Kimdir bu doymak bilmeyen soysuz?" Bu soysuzlar yoksulluğu, köleliği, ya da adına her ne diyorsanız bunu bitirmek için çabalamıyorlar. bunu gizlemek için çabalıyorlar. benim derdim fakirliğin bitmesi değil ki bunu zaten tüm dünya istese de başaramayız, sadece yönetilenin yani halkın fakir olması anladınız mı? Tamam, belki bir şeyleri değiştiremeyeceğiz ama bizim bu farkındalık ve bilinçle yetiştirdiğimiz bir nesil hayal etsenize, gerçekten biz değil ama bizden sonrakiler bunu başaracaktır. İnanç en sarsılmaz kaledir. anahtarını altın tepside bu kaleyi kuşatmak isteyene veremezsiniz. Çünkü kalede sadece siz yoksunuz. Aileniz, eşiniz, dostunuz, halkınız. Hepsi için direnmek gerekmez mi? 1800'lerin Amerika'sındaki kölelik, günümüzde Afrika'da yok mu? 1 dolarla çalıştırılan çocuklar, çikolata tadını bilmeyen işçiler. Daha ne kadar körü oynayabiliriz ki? Sizin beyinleriniz âmâ olmuş. Körlüğün adına bile leke sürüyorsunuz. Firavunun başına gelenler bu sömürgeci sınıfın başına geleceklerin en küçüğü. Firavuna susarak, bu tufan'dan payınızı almayı mı bekleyeceksiniz? Siz körleştiniz de, vicdanınızı nasıl sağırlaştırdınız ha? İnsanlığınızı belgeleyen hüviyeti , Çivisini çıkarttığınız dünyanızı, o çivinin ardında bıraktığı delikten s*keyim. Hepimiz birer "ödüllü çiftlik hayvanı"yız. Güdülmeye devam etmemiz, yalnızca sürüden ayrılana kadar sürecektir. Sürünüzü ayrı, psikolojinizi ayrı s*keyim. Kendi ırkımdan tiksindim. Ekonomik politikalarınızı, insanlara bile ait olmayan sözde " İnsan haklarınızı", soykırımlarınızı, savaşlarınızı ülkelerinizi, devletlerinizi, rant kavgalarınızı, tüm bunlara göz kapayışlarınızı s*kiym. Dolu dolu sövmesem günlerce gözüme uyku girmeyecekti. Dilerim sizin de gözünüze uyku girmez. Sırtıma hiç kırbaç darbesi almadım ama bu kitabın çok satırına kanım ve etim saçıldı. Keyifli okumalar demeyeceğim. Hayatınızdaki en üzücü okumalardan birisi olacağına da eminim. :)
12 Yıllık Esaret
12 Yıllık EsaretSolomon Northup · Zodyak Kitap · 2014384 okunma
·
280 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.