Gönderi

Diriliş öğretisinde yer alan merkezi kavramların farkına varmak, Sezai Karakoç'un eserlerini, dayandığı entelektüel geleneğin ışığında okumakla mümkündür. Düşünce dünyamızın yüz akı olan bu eserler, muhataplarını belli bir literatürün yeniden okunuşuna çağırıyor ve bu çağrıya katılanlar diriliş öğretisinin dayandığı muazzam kütüphanenin bir kez daha farkına varıyorlar... İbnül Arabi'nin Futuhat' ve Füsüs'u, Mevlânâ'nın Mesnevisi, Gazzâli'nin İhyâ'sı ve İmâm Rabbâni'nin Mektubat'ı birer manevi ilham kaynağı olarak Diriliş medeniyet projesinin köşe taşlarını oluştururlar... Hızırla Kırk Saat şairin metafizik duyarlığını, bu duyadığın kendi kültür ve medeniyetindeki özgün yansımalarında dile geliş biçimini, ruhun dirilişi teması etrafında ve medeniyet perspektifini esas alarak anıtsal biçimde ördüğü şiiridir. Hakikat medeniyeti yolunda Dirilişi gözleyen bir şairin Hızır'la geçirdiği kırk saat boyunca muazzam bir irfan geleneğini yeniden keşfedişi, bu irfanın ışığı altında kendi çağını sorgulayışı ve kendi erdemli sitesini yüksek metafiziğin temelleri üzerinde yeniden kurgulayışıdır bu şiir. Kırk birinci saat ise okuyucuya ayrılmıştır. Bu saat okuyucunun iç dünyasında kırk saat boyunca yankılanan sesi yeniden üretmesi içindir. Yeryüzündeki bengisu illerini arayan, dirilişi gözleyen, ruhun cıbbını nebevi aydınlıkta bilen, varlığının morötesini görmeye çalışan, bir tufan sonrası ruhunun zafer takı eleğim sağmalar altında geçmeyi uman, karanlık gecede kara taştaki kara karıncayı fark ettirecek bilinç keskinliğini hedefleyen ve mutlak hakikat karşısında hep evet demeyi öğrenecek olan diriliş erlerinin, kendilerine düşeni henüz anlatılmamış bir mahrem macera gibi yaşayacağı saat. İlhan Kutluer, Yedi İklim Dergisi (Özel Sayı), Sayı: 126, Eylül 2000.
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.