Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

464 syf.
8/10 puan verdi
Kaos Yürüyüşü serisinin ilk kitabı Umut Bıçağı. Bu serinin filmi çıkacağı için okuma  listemde öne çekmiştim. Ve bu kitap Patrick Ness'ten okuduğum ilk kitap. O yüzden yazarı şimdilik sadece bu eserleriyle tanıyorum. Öncelikle bence seri isminin hakkını veriyor. Tam bir olay serisi. Sürekli olay oluyor. Durum betimlemesi, durum bölümleri okuduğumuzu hatırlamıyorum. Hep koşturuyoruz. Kitabımızın ana karakterleri Todd ve Viola. Todd, sadece erkeklerin bulunduğu bir kasabada yaşıyor. Bu kasaba halkı okumamış, yazmamış. Kitapları yakmış. Başlarında bir tane başkanla ömür geçirmişler. Kasaba kurallarına göre bu kasabada 13 yaşına giren oğlanlar yetişkin adam sayılıyor. Bu yetişkin olmuş adamlar da çok tuhaf davranmaya başlıyor. Bunun nedenini Todd da bilmiyor ve bu da onu kızdırıyor. Çünkü kasabada 13 yaşındaki tek oğlan Todd Hewitt. Bir de bu kasabada "ses" virüsü var. Bu gezegende insanlar ve hayvanlar birbirinin seslerini duyabiliyor. İç seslerini. Bunu düşününce tüylerim ürpermedi değil. Herkesin iç sesini duymak insanı çileden çıkarırdı herhalde. Todd, doğum gününe kısa bir süre kalmışken görmemesi gereken bir şey görüyor. Ve olaylar böyle başlıyor. Kaos Yürüyüşü ismi buradan geliyor diye düşünüyorum. Bence çok iyi bir isim seçimi olmuş. Umut Bıçağı da öyle. Yorumumun iyi olması açısından Umut Bıçağı'nın orijinal baskısına da baktım. Kitapta çevirmen yazarın, kasaba halkının farklı bir dil şivesi kullandıklarını belirtmek için bazı kelimeleri bilerek yanlış yazdığını, o nedenle çeviride de böyle çevirdiğini söylemiş. İlk etapta bu duruma alışmam çok zor oldu. "Gidiyom, geliyom, yapıyom," gibi yöresel şivelerin yazıma dökülmüş halleri vardı. Fakat çevirmen haklı çünkü kitabın orijinal dilinde de durum böyle. Bazı kelimeler yanlış yazılmış, kimi kelime çeviride çıkmıyor, cümleler tuhaf. Çevirmenin bunu bize doğru yansıtabilmesi için böyle bir yöntem seçmesi gerekiyordu. Zaten sonra kitap beni sardığı için de bu yazıma takılmadım. Hatta adapte bile oldum. Bir de halkın, o karakterlerin dil kurallarını bilmediğini düşünürsek yanlış, saçma sapan konuşmaları da çok mantıklı geldi. Yazar kitapta tamamen olaya odaklanmış olduğu için karakterlerin betimlemeleri, yerlerin detaylı anlatımları yok denecek kadar azdı. Hatta yok gibi bir şeydi. Sürekli koştuk diyorum ne görmüş olabiliriz ki zaten koşarken? En çok takıldığım nokta "Kötülere bir şey olmaz," sözünün bu kitapta kanıtlanmasıydı. "Hadi öl be artık," dediğim her karakter ölmedi ama en en en istemediğim, sevdiğim karakterin başına gelmeyen kalmadı. Todd ve Viola'nın peşini bırakmayan manyağın tekinin (Bu bir spoi değil kitapta herkes Todd'un peşinde zaten) ölümcül hiçbir darbede ölmemesi beni çileden çıkardı. Olacak şey değil gerçekten. Neden herkesin Todd'a ve onun 13 yaşını bitirip erkek olmasına taktıklarının açıklamasının bana yettiğini pek söyleyemem. Yine de böyle bir açıklama beklemediğimi de söylemem lazım. Kitapta olan kimi şey beni şaşırttı. Olayları heyecanla okudum. Karakterler çok güzeldi. Todd, Viola, Manchee favori karakterlerimdi. Kimi zaman Todd beni çileden çıkarsa da onu 13 yaşında olmasına bağlayarak hoş karşıladım. Zamanla toparlanacağına inanıyorum. Sonuçta kendisi de böyle bir kaosun içine düşmeyi beklemiyordu. Seri için iyi bir giriş kitabıydı. Başta biraz yavaş aktı ama sonra bir anda topladı bu sefer de hiç durmadı. Nasıl bittiğini anlayamadım. Tam her şey bitti sandığımda yazar bir bomba daha patlattı. Kitabın sonu da merak uyandırıcı bir şekilde gitti. Gözüme takılan birkaç şey yüzünden puan kırdım. Okurken sık sık "tam filme uyarlanmalık bir kitapmış gerçekten de," dedim. Umarım filmi beklentilerimi karşılar. Bence yazımı gibi detaylara takılmayacaksınız, akıcı bir macera romanı arıyorsanız okuma listelerinize ekleyebilirsiniz.
Umut Bıçağı
Umut BıçağıPatrick Ness · DeliDolu Yayıncılık · 2010511 okunma
·
479 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.