#1001kitap~~~
Yazardan okuduğum 2.kitap olup yazarın yazdığı ilk roman olan "Türkü Söylüyor Otlar" temelde ırkçılık gibi olsa da konu aile yapısı, kadının toplum içindeki durumu, kabullendiğimiz psikolojik baskıları da gözlemlememiz açısından da önemli 1roman oldu benim icin... Okuduğum ilk romanda da toplum, aile kavramı ve çocuk ön planda olunca yazarın 1kitabini daha okumak istedim, yazarın en çok okumak istediğim kitabı "Altın Defter" ama yine basilmayan 1kitabı merak edip beklemedeyim...
Ölüm haberiyle başlayan kitap, bu tür haberlerin herkes için sıradanlaştığı olayı anlatırken durumun heryerde aynı olduğunun acı gerçek hali okumaya başlar başlamaz hiseettiriyor, düşündürüyor insanı zira şuan da durum çok farklı değil kabullenilmis bazı ölüm haberleriyle...
Bugünkü adı Zimbabwe olan Rodezya'da, kendisi gibi beyazların gittiği 1okulda bağnazca önyargılarla yetişmiş olan Mary, kendisine ilgi gösteren ilk erkekle evlenir (toplum baskısı dediğimiz olay)... Çiftçilik yapan kocası Dick Turner'la birlikte yoksul ve mutsuz 1yaşamın içinde bulur kendini. Kapana kısıldığını hisseden ve giderek ruh sağlığını yitiren Mary, içine düştüğü yalnızlıktan kurtulabilmek için, beyaz 1kadının psikolojik çöküntüleriyle ve siyah ırkla yaşadığı kendi iç bunalimlarinin anlatıldığı ve yaşamının nasil sona erdiğini anlatan güzel 1kitapti...
2007 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Doris Lessing, tam 25 yıl yaşadığı Rodezya'nın toplumsal çelişkilerinden yola çıktığı Türkü Söylüyor Otlar'da, beyazların ırkçı egemenliğinin pençesindeki insanların ruhsal portrelerini çiziyor. Afrika'nın görkemli güzelliğini ustaca betimlerken, haksızlığa, ırkçılığa ve cinsel ikiyüzlülüğe karşı çıkıyor kitapta. Ve yazarın kendi hikayesi ile anlatılanlara bakınca kitapta otobiyografik öğelere de rastlamak mümkün görünüyor...
Türkü Söylüyor Otlar ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır, kesinlikle tavsiyemdir...