Gönderi

208 syf.
·
Not rated
Yasaklı, kanlı 1 Mayıslardan biri
Wedding Barikatları Klaus Neukrantz’ın 1929 Mayıs günlerinde Berlin’de polisin vurduğu 33 kişinin hafızalara kazınan devrimci mücadelenin anısına adadığı bir kitap. Proleter kültürünün, direniş edebiyatının en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Almanya’da 1931 yılında yayımlandıktan hemen sonra yasaklanıyor. Dünyada ilgiyle karşılanıyor Amerika’da tefrika edilip yayınlanınca Amerikalı emekçilerin başucu kitabı oluyor. Yazarın kendini anlattığı satırlardan: burjuva aileden gelme, 1914 yılında savaş gönüllüsü, 4,5 yıl askerlik yapıyor. Sosyalizm hakkında bir şeyler duyduğu insanla karşılaşmasından sonra okuyarak, seminerlere, toplantılara katılarak kendini geliştiriyor. Küçük hikâyeler yazarı olarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Komünist Parti yasa dışıyken bu partiye üye oluyor, işçilere yönelik yayının editörlüğünü yapıyor, emekçilerin safında mücadelesi başlıyor. Kitapla ilgili olarak burada anlatılan kişilerin bir icat ürünü olmadığını ancak burjuva adaletinin söz konusu kişileri yakalama durumuna karşın değişikliğe gittiğini, Köslin Caddesinde 1929 Mayıs günlerinde yaşanan olaylardan polis saldırılarının resmi kayıtlardan aldığını belirtiyor. Klaus Neukrantz yoksul, aç bırakılan insanların gerçeklerini dile getirerek onlara öncü olmanın bedelini tüm kendi gibi olan birçok yazarın başına geldiği gibi baskıcı iktidar tarafından yok edilerek öder. Tutuklanır, işkence edilir, tedavi görürken kaybolur, bir daha izine rastlanmaz. Wedding’deki bir işçi mahallesinde yaşayanların ya da sabah 5’te aydınlanmamış yollara dökülüp fabrikalara, inşaatlara, sanayi mahallelerine gidip durmaksızın tüm gün çalışıp yorgun akşam eve dönüp beslenemeyen, giyinemeyen, ısınamayan, dinlenemeyen, eğlenemeyen, birbirine yapışık sınırlı eşyası olan evlerin odalarında birçok kişinin barındığı, hastalık ve sefalet içinde yaşayanların huzursuz uykularında, o büyük mahallelerde, temiz büyük yataklarında yatanlarınki gibi güzel düşler görmezler; bu kızıl sokaktaki çocuklar büyüklerin kendilerine öğrettiği ellerini yumruk yapıp “Kızıl Cephe” dediklerini görürler. Belki büyük ve aç Berlin’de en çok çocuğun en sefil bir halde yaşadığı yerin burası olmasındandır. İktidarda olan Sosyal Demokrat Partisi 1 Mayıs kutlamalarını yasaklar. Köslin mahallesindeki işçiler iktidarın insanları aç, sefil bırakan politikalarına yönelik yapılacak 1 Mayıs mitinginin komünist partiyi güçlendirmesini önlemek amacıyla koyduğu bu yasağa izin vermeme kararı alırlar. 1 Mayıs’ı işçiler 40 yıldan beri hakları için mücadele günü olarak kutlamışlar, 1 Mayıslarda, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, ücret, serbest sendika seçme ve grev hakkı gibi taleplerini haykırmışlardı. Haklarını canları pahasına elde etmeye çalışıyorlardı. İşçiler 1 Mayıs’ı bile canlarıyla ödeyerek elde etmişlerdi. 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için dört yiğit işçi önderi Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES idam edildi. Bu olay 1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul edilmesine neden oldu. Ancak bu kitapta da olduğu gibi emeğin güçlenmesi istemeyen, sömürüsünden ödün vermek istemeyen burjuva iktidarlar baskı ve şiddet uygulayarak bu günün kutlanmasını istememektedirler. İşçi temsilcileri SDP’li emniyet müdürüyle uzlaşmak için görüşmeye çalışırlar ancak bu girişimin sonuçsuz kaldığı anlarda emniyet müdürünün talimatıyla kutlamanın yapılacağı caddeye yakın karakola polis ve silah yığılmış, işçilerin silahlı oldukları yolunda polislere bilgi verilerek müdahalenin yürüme yasağına engellemeden çok caddedekilere el bombası ya da ateşli silah kullanarak mı kaldırımdan süpürmenin daha iyi olacağı tartışılıyordu. 1 Mayıs sabahı işçiler Enternasyonal söyleyerek coşkuyla yürüyüşe başlarlar. Caddeye geldiklerinde polisler tarafından caddenin her iki taraftan keserek onları tuzağa düşürdüklerini amaçlarının yürüyüşü dağıtmak değil işçilere, kadınlara, çocuklara şiddet uygulamak olduğunu anlarlar. Paniğe kapılırlar, polislerin copları kafalara inmeye başlar, kaçışırlar tekrar toplanırlar yürüyüşe geçerler yine polislerin saldırılarıyla karşılaşırlar, polisler kalabalık üzerine ateş açmaya başlar o gün şehrin birçok yerinde polisin açtığı ateş sonucu ölenler, yaralananlar olur, yakalanıp karakolda öldüresiye dövülenler. Polisler keyfi ve istekle aşırı şiddet uygular bundan da zevk alırlar. İçlerinde vicdanı olup da öldürmeyi reddedenler ise korkak, Bolşevik diye damgalanıp görevden alınıp tutuklanırlar. Wedding’deki işçi mahallesindekiler barikatlar kurarak, direnmeyi seçerler. Silahlı saldırılar 3 Mayıs sabahına kadar sürer. Geriye sokakta bir kadının yankılanan kahkahası ve sözleri kalır: Neyi öldürmek istiyorsunuz sahi? Sefil evlerimizi kurşunlayarak öldürebilir misiniz… açlığımızı… hastalıklarımızı… ya işsizliğimizi? İşçi katilleri sizi! Yaşasın, yaşasın tabancalarınız ve toplarınızla asla öldüremeyeceğiniz o şey yaşasın! YAŞASIN DÜNYA DEVRİMİNİN ZAFERİ! (s. 115) Kitap belli bir zaman kesitini tarihe not düşmekle kalmıyor bir yandan ezilenlerin yanında saf tutup direnenlere mücadelelerinde yol gösteriyor. Bunu dikte ederek yapmamış yazar yaşananları tüm yönleriyle derinlemesine vererek, oluşturduğu gerçeğe yakın karakter tiplemeleriyle, yaşananları bir soluk uzağında hissettiren anlatımıyla tanıklık ettirerek, duyumsatarak, düşündürüp, sorgulatarak yapıyor. 1 Mayıs’ta yaşanan olaylardan sonra bir dönüşüm söz konusu, işçi Kurt mücadeleyi aldığı kararlarla yönlendirerek bir lidere, eşi Anna tutuklanarak karakola götürüldüğünde orada gördüklerinin etkisiyle değişen düşünceleri onu kararlı bir yoldaşa dönüştürür. Emniyet müdürüne üstün hizmet madalyası verilir, terfi ettirilir. Kızıl Wedding kent reformuyla yıkılır, betonlaşır tarihi hiçbir kalıntı kalmaz. O günlerden bize yaşananların tanığı olarak bu kitap kalır ve öldürülen 33 devrimcinin bitmeyen mücadelesi…
Wedding Barikatları
Wedding BarikatlarıKlaus Neukrantz · Yordam Edebiyat · 2018183 okunma
··
600 views
Caim okurunun profil resmi
Her coğrafyada var kanlı Bir Mayıs
mısra okurunun profil resmi
Emekçilerin hak arayışları her yerde
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.