Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Keşke gelsen
kilidi kuvvetli kapılardan girilen bir evde, kendine çeki düzen veren yarım yüzyıllık bir serseri. usta kılığında bir cambaz ne dediğini bilir de bazen ne yaptığını hatırlamaz. patavat işinde bir mühendis ağzından çıkandan dimağı habersiz. ya kafiyelere kurban eder kendini, ya da hep kafası karışık kendisiyle ilgili. keşke gelsen… her neredeysen…. itimat sektöründe yaralı ceylanlardan oluşan bir tabiat alanı sanat ki tabiatın arta kalanı. yalnızlığıma perdedir futbol tivi ve ekranlardaki çığlık sistemi içerde kimse yok bakma sen habertürk, açık oturum, bir kulağımda memleket sesleri. senin gözlerindeki merak ve biraz da hayranlık belki… keşke gelsen… her neredeysen…. açık konuşalım ki meram kendine gelsin akşamları ne yaparsa yapsın dışarda yeter ki evinde uyusun yıpratmasın şamdanları. kalabalık içine gizlenen bakışların hem aleni, hem görmezden gelinen, kimseyi düşman etmeden birini sevmenin tadında beliren, senin körpe olgunluğun ve benim yaşlı çocukluğumla çelişen… keşke gelsen. her neredeysen. alkışa alışan davranışların bir beden meselesinde düğümlenen adına tutku ilmi ya da perişanlık denen, dokunmanın infilak ettiği sevmelerde, terli söyleşmeler arasında çok sık, senin benim olmanı çok seviyorum diye tercüme edilen… sonra kuru yaprak kelimelerle tükenen kimi özlediğini bilmeyen bir şiirde nedense bazen konuk edilen… keşke gelsen… her neredeysen… ve sen kimsen ki akşam makamını bu kadar seven, madem binmeyecektin neden bu durakta bekleyen… belki de şairin çok da meşru olmayan kendi kendine bir rep hafif meşrep gül kokulu ama kelime süsünden mürekkep. belki de çok bilgili, kitap yüklü bir merkep. keşke gelsen.. de sustursan bu kafayı, her neredeysen de orası dar gelse, bir nefes bir koşu bir nazar bir aşk hızında.. keşke gelsen… her neredeysen… Yılmaz Erdoğan
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.