Gönderi

Sen, İstanbul Sözleşmesi'ni hiç okudun mu?
Birkaç soru soracağım. Sorularıma cevabın "Evet" ise okumaya devam et. "Hayır" ise boş yere yorma gözlerini... - Şiddetin her çeşidinin insani olmadığını düşünüyor musun? - Şiddetin her çeşidinin yanlış olduğuna dair farkındalık arttırılmalı mı sence? - Toplumdaki bireyler şiddetin doğru olmadığına dair eğitilmeli mi? - Gerekirse şiddete yönelen bireylere tedavi uygulanmalı mı? - Kadına şiddet sence engellenmeli mi? - Şiddet mağduru kadınlar -ki bir çoğu muhtaçlık sebebiyle sessiz kaldığını bildiğimize göre- ; ekonomik özgürlüklerini elde etmek için çaba sarf etmeli mi? - Çocuklara taciz sence insanlık dışı mı? - Şiddet ve tacize maruz kalan kadın ve çocuklar korunmalı mı? - Tacizcisinden ya da şiddet uygulayıcısından korktuğu için şikayette bulunamayan kadınların ve çocukların var olduğunu düşünüyor musun? Sadece korkudan sustuklarını? - Bir kız çocuğunun babasının, abisinin, amcasının, dayısının, komşunun... tecavüzüne ya da bir erkeğin karısına, sevgilisine, annesine, ablasına... uyguladığı şiddete rağmen şikayetçi olmaması ya da o korkuyla olamaması diyelim suçunu yok saymaya yetmez öyle değil mi? Bu ve benzeri durumlarda çocuğun ya da kadının şikayetçi olup olmaması gözetilmeden şiddeti veya tacizi uygulayıcı bireyler hakkında hukuki yollara gidilmeli mi? - Şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara, yaşadıkları travma sonrası uzmanlar tarafından destek verilmeli mi? - Mağdurlara, güvenli alanlar ve hizmetler verilmeli mi? - Maruz kalan çocuklar sosyal güvenlik kurumlarınca ya da kadınlar sığınma evlerince sahip çıkılmalı mı? - 7/24 çığlıklarını duyurabilecekleri, mağduriyetlerini iletebilecekleri, yardım isteyebilecekleri hatlar olsa daha iyi olur mu? - Gerekiyorsa, şiddet uygulayıcılarından, mağdurların hayatını idame ettirebilmeleri için gerekli olan ödenek/tazminat alınmalı mı? - Ablasına, babası tarafından tecavüz edilmiş bir kız çocuğu düşün mesela. Bu kız çocuğun babası ile görüştürülmesi çeşitli koruma tedbirlerine dayandırılmalı mı? - İstemediğin bir adamla, para için, mal mülk için, korku için, saygınlık için, ağalık paşalık için, tecavüzüne uğradığın için zorla evlendirilmek istemezdin değil mi? - Şiddetin, sadece fiziksel değil de psikolojik de olabileceğini düşünüyorsun değil mi? - Cinsel şiddet, ekonomik şiddet sence var mı? - Ya da bunca şiddet tipini göz yuman kişiler yardım ve yataklık suçundan yargılanmalı mı? Cevapların " Evet" değil mi? Ama İstanbul Sözleşmesi'ne "Hayır". Merak ediyorum; kitap okumuyor değilsiniz. Okuyorsunuz görüyoruz okuduklarınızı, da nereye gidiyor o kelimeler cümleler. Alıntılayacak kadar önemli gördüğünüz, beğendiğiniz yazılar. Ya da incelemeler yazdığınız kitaplar... Yahu okuyorsun bir kitabı (
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini Doğurmak
), çocuk tacizi, tecavüz, ensest... Nasıl da zoruna gidiyor okurken, nasıl da yüreğin dayanmıyor. Bin nefretle, tiksiniyorsun. İyi, güzel, buraya kadar her şey insanî, olması gerektiği gibi. Ama o kitapta geçenlerin, gerçek hayatta yaşanmaması için 2011 yılında öncüsü olarak hazırlanıp imzalanan, 2014 yılında yürürlüğe sokulan bir sözleşmenin, on yıl sonra yine aynı hazırlayan yönetim tarafından bir gece vakti sebep gösterilmeksizin feshedilmesini coşkuyla kutluyorsun. Sen hiç okudun mu İstanbul Sözleşmesi'ni? Yükümlülüklerini, maddelerini, tanımlarını, gözetimlerini, kapsamını, amacını... Yani gerçekten okudun mu madde madde? Tabi ki okumadın. Sorularıma cevapların "Evet" ama sırf ideolojik olarak kendine edindiğin "Lider" hayır dedi diye, ezberden konuşuyorsun. Sorulara "Evet", İstanbul Sözleşmesi'ne "Hayır". Sadece "kadınlar ve çocuklar" demiyor sözleşme, ki demiş olsa bile kendini savunamayan, hakkını arayamayan yüzbinlerce çocuk ve kadın için hayat kurtarıcı olurdu. "Başta kadın ve çocuklar olmak üzere" diyor sözleşme. Cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkıyor. Kadının erkeğe, erkeğin kadına üstünlüğü yoktur diyor. Çocuklar kadınların da erkeklerin de üzerinde bir öneme sahiptir diyor. Ama bunlardan haberin yok. Okumuyorsun ki. Sana demişler ki bu sözleşme lezbiyenlik, gaylik, cinsel sapkınlık savunucusu. Toplum olarak körü körüne inanmak, fanatiklik derecesinde taraf tutmak ne kadar ruhumuza işlemiş. Sana bu kadar söylemiş peşinden gittiklerin. Bu kadar senin de bildiğin. Sormamış, sorgulamamışsın. Yukarıdaki sorular sözleşmenin maddelerinden alıntı yaparak sorduğum sorulardır. Onlara "Evet" İstanbul Sözleşmesi'ne "Hayır". Aklım yetmiyor buna, ne kadar da kafasızım...
··1 alıntı·
494 görüntüleme
By pippo okurunun profil resmi
İnsanlarımız okumuyor değil aslında okuyor bazen yanlış bazen doğru bazen hurafe ama okuyorlar. Lakin anlamak ve anlamlandırmakta sorun yaşıyor olabilirler belki! Bu yüzden anlamsız bir çağda anlam arayacak kadar cesaretli bir kaç insan var. Ne kadar anlatılsa ya da okunda dahi bazı şeyler boğazdan aşağıya inmediği sürece istedikleri kadar külliyatlar, kütüphaneler dolusu kitaplar okusunlar. Bilginin erdemi ruha inkişaf etmediği sürece sadece okurlar ancak anlamlandıramazlar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.