İhanetin Kalbi ~ #kitapyorumu • "Hepimizin, asla yapmayacağımızı düşündüğümüz şeyleri yapmaya zorlandığı olur. Büyük fedakârlıklarla gelen tek şey lütuf değildir. Bazen aşkın da aynı şeyi gerektirdiği olur." • Bu yorum ilk kitaptan spoiler içerir Aldatıcı Öpücük'ün heyecanlı sonundan sonra İhanetin Kalbi'ni okumak için sabırsızlanıyordum. Bu kitap ilkinden de güzeldi benim için. Önceki kitaptaki genç kurgu havası ortadan kalkmıştı ve aşk üçgeni aksiyonla başarılı bir şekilde harmanlanmıştı. Bu kitapta Lia ve Rafe'nin yabancı topraklar Venda'da yaşadıkları olayları okuyoruz. Entrikalar, aksiyon ve fantazya yine hız kesmeden devam ediyor ve kitaba daha da akıcılık katıyor. Kitabın başlarında ve ortalarda bir yerlerde çok sıkıldığımı hissettim. Olaylar istediğim gibi gerçekleşmiyordu, yaşananlar beni tatmin etmedi vs ama sonradan fark ettim ki o sıkıldığımı zannettiğim yerleri bile nefesimi tutarak okumuşum. Kitap boyunca Lia'nın bilmediği bir ülkede, bilmediği insanlarla karşılaşmasını okumak alttan alttan bizi geriyor ve heyecanlandırıyor ama biz bunu ancak sonlara doğru aksiyon artarken fark ediyoruz. Lia'nın ilk kitaptaki o gözü pekliğini ne yazık ki bunda hissedemedim. Biraz daha içine çekilmiş bir karakter olarak karşımıza çıktı ama yaşadıklarını düşündükçe ona hak verdim. Rafe ise benim bayılarak okuduğum bir karakter, onun olduğu yerler iki katı keyifliydi benim için. Bu kitapta Kaden'ı daha yakından tanımak benim çok hoşuma gitti. İlk kitapta bu karakterin potansiyelini görebilmiştim ve bunda da daha fazla Kaden okumak beni mutlu etti. Yine de onu ve Lia'yı okuduğumuz kadar diğer karakterlerin(mesela Rafe ve Pauline) ağzından da okumayı isterdim. Kitap başta sanki çok uzunmuş gibi geliyordu ama aslında daha da uzatılabilirdi. Bunu düşündürmeyi nasıl başardı inanın bilmiyorum Aşk üçgenlerinden daha az sevdiğim bir şey varsa, o da aşk üçgenindeki iki erkek karakteri de sevmektir. Rafe de Kaden da çok severek okuduğum kişiler ama tarafım tabi ki belli (prens nereye ben oraya). Kaden'ı da seviyorum ama onu çok başka biriyle yakıştırıyorum ve mutlu olmasını istiyorum. Hayır aslında ÜÇÜNÜN DE MUTLU OLMASINI ÇOK İSTİYORUM! Yeni karakterler ve özellikle Komizar sağlam yazılmış karakterlerdi. Yine de o adamla ve Venda'yla ilgili mantıklı bulmadığım şeyler var ve yazarın bunları daha ayrıntılı ve mantık çerçevesinde yazmasını isterdim (mesela Lia tutsak ama tutup ona sarayın yerleşim planını anlatıyorsunuz?) İlk kitapta ucundan kıyısından gördüğümüz "lütuf" da bu kitapta daha fazla yer kaplıyordu ancak bana yetmedi. Fantastik bir seriden bahsediyoruz ama bu fantastik ögeler neden seride az barınıyor? Daha fazla lütufla ilgili şeyler okumayı ve fantastik olaylar olmasını isterdim Tüm bu söylediklerim bir yana, kitaba gerçekten bayıldım. Özellikle son 150 sayfayı bir solukta okudum ve heyecandan resmen soğuk soğuk terler döktüm Hiç tahmin etmediğim anda hiç tahmin etmediğim olaylar yaşandı ve resmen nefesim kesildi. O sonda heyecandan yerimde duramadım ve hemen diğer kitaba geçmek istedim. Bu kitabın bir sonraki kitap için güzel bir geçiş kitabı olduğunu düşünüyorum ve 3. kitabı ve karakterlerimizin başına neler geleceğini çok merak ediyorum. Serinin kesinlikle hak ettiği değeri görmediği açık. Umarım siz de bu güzel seriyi okursunuz ve en az benim kadar beğenirsiniz. •Puanım; 4.5|5•

İhanetin KalbiMary E. Pearson · Nemesis Kitap · 201881 okunma

·

374 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nur Öztürk