Gönderi

288 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Orhan Pamuk’tan okuduğum ilk kitap Masumiyet Müzesi idi. Ardından Kırmızı saçlı kadını da okuyunca kalemine hayran kaldım ve başa dönüp kronolojik sırayla okuma yapmaya karar verdim. Yakın zamanda ilk kitabı olan Cevdet Bey ve Oğullarını okudum. İkinci kitabı olan Sessiz Ev’i de çok beğendim ve diğer kitaplarıyla devam edeceğim. Sessiz Ev’ de Orhan Pamuk II. Meşrûtiyet döneminden 1980 Askeri Darbesine kadar olan dönemi zıt karakterler ve bunların zıt fikirleri üzerinden anlatıyor. II. Meşrûtiyet döneminde Doktor Selahattin fikirlerinden dolayı İstanbul’dan sürgün edilir. Karısı Fatma’yı da yanına alan Selahattin Bey, küçük bir kasaba olan Cennethisar’ a yerleşir. Burda bir yandan evinde doktorluk yapmaya devam eder bir yandan da bir ansiklopedi yazmaya başlar. Klasik bir ansiklopediden ziyade varoluşu, ölümü, hayatı, ölümden sonrasını sorgular kitabında. Klasik Türk aydınını temsil eder Selahattin Bey. Deneyle kanıtlanamayan bilgiye inanmaz, Allah’a, ölümden sonrasına yani cennet ve cehennem fikirlerine de inanmaz. Bu görüşlerini kitabına yazar. Bir gün bu kitabı yayımlatacak ve tüm doğuyu aydınlatacaktır. Fikirlerini önce karısına anlatır ancak karısı Fatma geleneksel Doğu insanını temsil etmektedir ve kocasının fikirlerine inanmaz. Doğan adında bir erkek çocukları olur. Bundan sonra karı koca ilişkisi yaşamazlar. Selahattin Darvinoğlu, ( soyadı kanunu çıkınca kendine bu soyadını seçmiştir) karısı Fatma’dan daha sıcak, akıllı, becerikli, çalışkan bulduğu evin hizmetçisiyle birlikte olur, karısı oymuş gibi yaşamaya başlar, ondan İsmail ve Recep adında iki oğlu da olur. Fatma ömrünü bunları görmezden gelmeye çalışarak ve aslında kocasından da onun fikirlerinden de nefret ederek geçirir. Bir gün Selahattin Darvinoğlu evde yokken karısı Fatma önce evdeki hizmetçiyi sonra da iki küçük çocuğu yaşadıklarının hıncıyla döver. İsmail’in ayağı kırılır ve topal kalır. Recep ise fiziksel gelişimine devam edemeyip cüce kalacaktır. Bu olaydan sonra Selahattin Bey iki oğul ve anneyi uzak bir yere gönderir onlara sahip çıkmaz çünkü çalışmaları için gereken parayı Fatma’nın baba evinden getirdiği mücevherleri tek tek satarak sağlamaktadır. Selahattin Darvinoğlu kitabını bitiremeden ölür. Çiftin tek oğlu olan Doğan büyür, İsmail ve Recep’in kardeşleri olduğunu öğrenince onları alıp tekrar eve getirir. Cüce olan Recep, evde mutfak işlerinde Fatma Hanıma yardım edecektir. Fatma İse memnuniyetsiz, mutsuz, huysuz bir kadındır, onu hep cüce, hizmetçi diyerek aşağılar. Bu şekilde 1980 yılına kadar gelinir. Doğan da erken yaşta ölmüştür ve hayatta 3 çocuğu kalmıştır; Faruk, Metin, Nilgün. Bu üç torun 1 haftalığına babaannelerini ziyarete gelirler Cennethisar’a bir de genç kuşaktan İsmail’in oğlu Hasan vardır. Kitaptaki kişilerden ve olay örgüsünden kısaca bahsettim bundan sonrasını karakterler üzerinden yazacağım. Yazar Fatma, Recep, Faruk, Metin ve Hasan karakterlerinin iç monologları ve bilinç akışıyla anlatmış romanı. Faruk bir tarihçi. Geçmişte yaşanmış olaylar üzerinden araştırmalar yapıyor, sürekli içki içiyor, eşi onu terketmiş, mutsuz. Metin, zengin olmayı aklına koymuş, bencil, maddeci, diğer insanları aşağılayan, kapitalizmi temsil ediyor. Hasan bir yere ait olmak, güçlü olmak, fikirlerini zorla kabul ettirmek isteyen, ülkücü genç. Fikirleri ve duyguları arasında kalır. Aşık olduğu Nilgün’ü duygularına karşılık bulamayınca öldürür. Sonra bir işçinin kimliğini kendi kimliği gibi kullanarak yaşamaya devam eder. Faili meçhul cinayetlere ve bu gibi insanların halkın arasında yaşamaya devam ettiğine dikkat çekmiş yazar. Yazar Nilgün’ü hiç konuşturmamış. Bunun nedeni sanırım kendi fikirleri olan bir kadının bunu ifade etmesine izin verilmemesi yani susturulması. Zaten ona aşık olduğunu söyleyen ve aşkına karşılık bulamayan Hasan tarafından öldürülür. Fatma Hanım aksi, mutsuz, geleneksel, muhafazakar, dine bağımlı, değişime kapalı, Doğuyu temsil ediyor. Recep fiziki durumundan dolayı kendini ezik hisseden ama anlayışlı iyi kalpli. Kitabın tamamı bu karakterlerin iç monologları ile bölümler halinde akıyor. Bir haftalık zaman diliminde bilinç akışı tekniğiyle aslında 70 yıllık bir dönem anlatılıyor. Bu 70 yıllık dönem ülkemizde siyasi ve sosyal çatışmalarla geçen bir dönem, bu çatışmaları kişilerin zıt fikirleri üzerinden yansıtmış yazar. Aynı olay karşısında ülkücü, gelenekçi, kominist, kapitalist diye addedilen kişiler ne düşünür ne yapar bunları okuyoruz ancak yazar kendi fikirlerini empoze etmeye çalışmıyor. Alın size zıtların fikirleri sorgulayın diyor ve kitabı okurken sürekli bu sorgulama bilinciyle okuyorsunuz ve ben bu tür kitapların bize bir şeyler kattığını düşünüyorum. Ben çok severek okudum. Herkese tavsiye ederim.
Sessiz Ev
Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186.9k okunma
·
135 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.