Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

17. yüzyıldaki “veba doktoru” imgesilS9 ve tütsü/parfüm/çiçek kokularının teneffüs edildiği gagalı maskeler, giderek bulaşıcı hastalıklara ilişkin miasma teorisinin mikrop (germ) kuramı ile ikâme edilmesi derken, 1890'lara gelindiğinde maskelerin önemi kısmen anlaşılacaktı. Gerçekten de İngiliz cerrah Joseph Lister'ın asepsi tekniklerini ortaya koyması, zamanının cerrahlarını etkilemiş ve 19. yüzyılın son çeyreğinde artık ameliyathanelerde bez parçaları operatörlerin yüzlerini sarmaya başlamıştı.160 Örnekse Hong Kong'da ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan bir hastalığa karşı ameliyathanelerde maske kullanılıyordu; ancak koruyucu ekipmanların toplumsal kullanımı henüz yaygınlaşmamıştı. Dr. Wu Lien-teh, Mançurya'daki ilk büyük zatürre (pnömoni) salgını sırasında (191011), salt vektörel (farelerdeki pirelerden) geçmediğini, insandan insana hava yoluyla da bulaştığını, dolayısıyla herkesin koruyucu bir maske takması gerektiğini öne sürüyordu. Bir “Semmelweis refleksi”16! uyarınca pek rağbet görmemişti. Salgına karşı bölgede bulunan ve “Çinli” doktorun teorilerini reddeden Fransız doktor Gérald Mesny (ve yine İskoç hekim Arthur F. Jackson da) hastalarin bulunduğu kliniği önlem almadan ziyaret etti ve günler sonra da hayatını kaybetti. Bunun üzerine maskelere olan ilgi birdenbire arttı. Otobiyografisinde Dr. Wu, bu gibi “sarsıcı ve trajik” olaylardan sonra “neredeyse sokaktaki herkesin bir şekilde yüzünü kapatarak maske taktığını” yazdı. Bu alışkanlık, kamu otoritesinin de zorunlu kılmasıyla, 1918-19'daki influenza pandemisi (İspanyol gribi) ile Mançurya’daki ikinci pnömoni salgını (1920-21) sırasında avantaj sağlayacaktı.
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.