Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Aytmatov’un hayatından izler taşıyan bu eserin konusunu Sovyetler Birliği döneminde yaşanan sosyal ve kültürel sorunların özeleştirisi oluşturur. Kitapta mankurtlaşma ile gelenekleri --geçmişi koruma arasında ki insanların hikâyesi anlatılıyor. Bir yönüyle de geçmişteki efsaneler ile geleceğin bilim kurgusu birlikte ele alınıyor. Eserde mankurtlaşma üzerinden sorgulamalar yapılıyor. Mankurt efsanesi ise şöyledir;; Juan Juanlar, tutsak aldıkları gençlerinin kafalarına (saçları sıfıra vurulmuş) yaş deve derisinin kıllı kısmını geçirirler. Güneş altında kurumaya ve daralmaya başlayan deri, esirlere korkunç acılar verir. Tutsaklar bu işkencenin sonunda ya ölürler ya da sağ kalırlar ancak mankurtlaşırlar; yani hafızalarını ve şuurlarını yitirirler. Bu yöntem ile tutsakların anıları hafızalarından silinmekte ve geçmişleri yok olmaktadır Mankurtlaşan tutsak artık efendisinden başka hiç kimseyi tanımamaktadır. Ne anasını, ne babasını, ne ailesini ne de bir başka şeyi hatırlamaz. Mankurt : fiziksel olarak varlığını sürdürmektedir ancak ağzı var, dili yoktur artık; itaatsizliği ve isyanı hiç düşünmeyen tek varlıktır yeryüzünde. Romanda dikkatimi çeken karakterlerden birisi de öğretmen Abutalip, Savaştan sonra Yugoslav partizanların tanıklığı birlikte ülkesine döner. Bir süre sonra Sovyetlerin, Yugoslavya’yı düşman ilan etmesi ile birlikte “hain” durumuna düşer. Delilsiz ,sorgusuz ve sualsiz işten atılır. Demiryolu işçisi olarak çalışırken devlet tarafından fişlenen Abutalip bir bahaneyle tutuklanır. Birkaç ay sonra da ölür. Aytmatov, Abutalip’in akıbeti hikâyesini, “Cengiz Han’a Küsen Bulut” adıyla yıllar sonra neşredecektir. Bu eserin devamı niteliğinde sayılan bu kitabını da okursanız faydalı olur. Uzun zaman önce beğenerek okuduğum bir eser. Bir kısım yerlerini tekrar okudum. Masalsı ve akıcı bir uslupla yazılan eserde dram, bilim kurgu, dini motifler ve romantizmim izlerini de görebilirsiniz. Kitabın hem kurgusu hem de anlatımı dikkat çekici. Okunması gereken eserler listesine rahatlıkla ekleyebilirsiniz. Günümüzde insanların başlarına geçirilip onları köleye çeviren ideolojiler, siyasi görüşler ve önyargılar ne yazık ki varlıklarını sürdürüyor ve mankurtlaşan insanlarda bunun farkında bile değil… ALINTILAR : Bir güne kaç hatıra, kaç yaşanmışlık, kaç hikaye sığdırılabilir. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur... Hür yaşamaya alışan köleliğe kolay kolay alışamaz. Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama, herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz. Bir insanı iftira ile lekelemek, karalamak meselesine gelince, bu, dünyanın kendisi kadar eski bir usuldür. Oysa düşünmek, her zaman acı veren bir iştir. Asıl güç olanı, kendi güçsüzlüğünü, umutsuzluğunu belli etmemekti. Bir insanın başkalarına yapabileceği en büyük iyiliğin, çocuklarını iyi terbiye etmek, iyi yetiştirmek olduğunu da anlıyordu. Kalemin yazdığını nacak silemez
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Elips Yayınları · 200745,5bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.