Gönderi

Kadının yeri
Erkekler, mutfağı kadına ait bir yer olarak görür. Burger King'in 8 Mart'ta attığı, "kadının yeri mutfaktır" tweet'i büyük tepki görmüş, şirket tweet'ini geri çekerek özür dilemek zorunda kalmıştır. Şirketin, itibarını arttırmaya yönelik 2. tweet'i ise restoran endüstrisindeki şeflerin sadece %20'sinin kadın olmasıyla ilişkilidir. Günümüzde kadınları mutfakla ilişkilendirip aşağılayan cinsiyetçi şakalar yaygındır ("make me a sandwich"). Batıda profesyonel olarak yemek yapan şefler 17.yy'da orduda bu konuda eğitim almış, bir hiyerarşi içinde yükselmiş erkeklerdi. 19.yy'a kadar kadınlar, evde-tarlada yapılan üretime katılırlardı. 19.yy'da erkekler kamusal alanda çalışmaya başlayınca kadın ev işleriyle, mutfakla özdeşleştirildi. Kamusal ve özel alanların ayrılması emek konusunda şef/aşçı ayrımında karşılığını buldu. İş hayatında profesyonel olarak, ücret karşılığı yemek yapan erkek şeflerin, yemek kitapları hazırlayan, okullarda yemek dersleri veren "yaratıcı" erkeklerin etrafında yüksek bir sosyal değere sahip olduğu varsayılan ''haute cuisine" kültürü oluşurken, kadınların evde -karşılığı ödenmemiş emekle- yaptıkları yemek değersiz, sıradan bir aşçılık olarak görülmekteydi. 1. dalga feminizm döneminde muhafazakar erkekler, eğer oy hakları verilirse kadınların artık evde yemek yapmak istemeyeceğini, kadınlıklarını reddedeceklerini iddia ediyorlardı. 1930'larda -erkek-mutfak tasarımcıları işlevselci bir mantıkla mutfağın içine fabrika üretkenliğini sokmak istedi, mutfaktaki her şey montaj hattı mantığıyla düzenlenmişti. Ancak kadının mutfak yükünü azaltmaya yönelik bu teknik düzenleme yemek yapmayı tamamen mekanik, pratik bir göreve dönüştürerek zevk alınarak yapılan bir iş olmaktan çıkarıyordu. 1960'lara gelindiğinde ev kadınları mutfak-ev işleri-çocuk bakımı üçlüsünden bunalmıştı. 2. dalga feminizm mutfakta yemek yapmaktan bıkan kadınların duygularına tercüman oldu. Bu dönemde kadınların çalıştığı, yönettiği feminist lokantalar, mutfak kolektifleri kuruldu. 1970'lerde, hazır/dondurulmuş yemek, mikrodalga fırın vb. sektörlerin gelişmesiyle birlikte evde yemek yapma azaldı. "Feministler yemek yapmaz" klişesini kara çevirmek isteyen Kentucky Fried Chicken'ın reklam kampanyası sloganı “women’s liberation” idi. 1980'lerden itibaren "kariyer kadını" yükselişi orta sınıftan kadın profesyonelleri mutfaktan daha da uzaklaştırdı. Sex and the City'deki Carrie Bradshaw, fırınını, içine kazaklarını koymak için kullanıyordu. Restoran sektöründe erkek şefler çoğunluğu oluşturmaya devam etti, kadın şefler, televizyonlardaki yemek programlarında, seksüelleştirilmiş tarzlar içinde kendilerine yer bulabildi. Ev işlerini karısıyla paylaşan "yeni erkek"in mutfağa girmesi yemek konusunda kadın-erkek eşitliğini sağlayamadı; aksine erkekler ara sıra, prestij için, misafirlere "özel yemekler" yapıp övgü aldı. Düzenli olarak yemek yapma, yemek için alışveriş, malzemenin yerleştirilmesi, sofrayı kurma, bulaşık yıkama vb. "kadın işi" olmayı sürdürdü. - Yaşar Çabuklu
·
57 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.