İçinde yaşadığımız ve dahası, yaşamaktan çok her an her yerde ona bağlandığımız bir sistem tarafından birer Gregor Samsa'ya dönüştürülürken benliğimizin de ne denli kontrol edildiğini, yönlendirildiğini ele alan harika bir çalışma. Lordon, Marx ve Spinoza ile açıklamaya çalışmış yaşadığımız sorunları. Marx'ın ekonomi-politiğinin yanında Spinoza'nın duygu kuramını da tüm yönleriyle ele alarak açıklamış modern köleliğimizi. İnsanı anlayabilmek için duyguların kaynağı ve yansımaları üzerine eğilmek şüphesiz ki en önemli kuraldır. Ancak materyalist felsefede eksik kalan kısım da tam olarak bu. Her determinist kuralları ifade edebilen materyalist düşünce insan doğası ve duygularını bir kenara koymaktaydı. İşte bu noktada puzzle'ın parçaları gibi birleştirmiş Spinoza ile Marx'ı. İnsan, varolma güdüsü taşıyan ve bu güdüsü sayesinde ifade eden değil ifade edilen noktaya taşınmış bir canlıdır. Yaşama amacı ve güdülenmesini ortaya çıkaran bu durum, insanda arzu ve istek duygularını da doğurmuş ve insan, varoluşunu arzu ve isteklerine göre gerçekleştirme yolu da bulmuştur kendine. Bu uğurda diğer tüm duygular da arzunun negatif-pozitif yönlerinin birer ifadeleridir. Arzulamak aynı zamanda irade ve özgürlüğü de ifade ettiği için yaşamsal eylemlerimizde arzu ile başlayıp irade gösterip özgürce gerçekleştirmek insanın doğasının ta kendisini anlamına gelmektedir Spinoza'da. Yazar Lordon da bu noktada Marks'ın ekonomi-politiğini ele alırken sınıfların ve insanın duygu durumları hakkında da Spinozist yaklaşımlarda bulunmuş, insanların neden üst arzunun kölesi olduklarını, kendi arzularından uzaklaşarak birilerinin arzusunu yerine getirdiklerini, şu anda yaşayan bir canlı olarak bizler neden anlarımızı buna heba ettiğimiz üzerine derin sorgulamalara girmektedir. Daha da ileri giderek, arzu olmayan bir durumu gerçekleştirirken zamanla arzulamadığı şeyi arzulamaya başlayarak arzularına yabancılaşmasına giriyor ki bu gerçekler bunalım sebebi olabilir konu hakkında pek düşünmemiş okurlar için. Yine de okusunlar. Bunlar sizin de gerçekleriniz. Her güne biraz daha yoksul uyandığımız ülkede şu anlarınızın yitimi üstüne biraz düşünün derim. Hüzünlü okumalar.

Kapitalizm, Arzu ve KölelikFrederic Lordon · Metis Yayınları · 201357 okunma

··

195 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.