Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Said-i Nursi üzerine
Bütün bu Risale-i Nur adlı, bizce din sapkınlığı safsatalarından oluşan, Külliyatı için şöyle diyor kendisi. Şu değerlendirmede bulunuyor: “Risale-i Nur dahi ne şarkın malumatından ulûmundan ve ne de garbın felsefe ve fünunundan gelmiş bir mal ve onlardan iktibas edilmiş bir nur değildir. Belki, semavi olan Kur’an’ın şark ve garbın fevkindeki yüksek mertebe-i arşisinden iktibas edilmiştir.” Hiçbir izaha gerek olmayacak kadar açık olarak söylüyor. Risale-i Nur, Kur’an’ın arş mertebesinden alınmıştır, diyor. Yani Kur’an’ı Kerim’in alındığı arş mertebesinden yani Allah’tan alınmıştır, diyor. Kur’an’ı Kerim nereden alınmışsa Risale-i Nur da oradan alınmıştır. Arş-ı âlem, İslam inancına göre, mekândan münezzeh olan Allah’ın bulunduğu, oradan tüm kâinata hükmettiği âlemdir. İşte Risale-i Nur oradan alınmıştır. İslam inancına göre bile Hz. Muhammed miraç hariç Allah’la böyle bir irtibatta bulunamıyor. Cebrail aracılığıyla kendisine vahiy iletiliyor. Yani arş-ı âlâda Allah Cebrail’e bildiriyor emirlerini, hükümlerini; Cebrail de gelip Hz. Muhammed’e bildiriyor. Ama Said-i Nursi doğrudan, aracısız irtibat kuruyor. Böylesine sapkın, İslam’la hiç ilgisi olmayan bir anlayış.
Sayfa 170 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.