Türkiye Uzay Ajansı'nın hazırladığı 10 adet
hedeften oluşan Milli Uzay Programı
tüm yurtta ilgiyle karşılandı. Programın
harika bir adım olduğunu söyleyenler
de oldu, gerçekçi olmadığını hatta uygulanabilir olmadığını da. Aslında Clubhouse platformundaki odamızda (@popularscience) yazarlarımız ve
başka değerli konuşmacılar eşliğinde
birkaç bin kişinin katılımıyla bu
konuda yaptığımız sohbetlerden
çıkan sonuç, uzay araştırmalarının bu
şekilde bir devlet programı biçiminde
duyurulmasından memnuniyet
duyulduğu şeklinde oldu. Hedefler
arasındaki “Uzay farkındalığı
oluşturmak”, aslına bakarsanız Doğan
Burda Dergi olarak yıllardır üzerinde
çalıştığımız bir konu olduğu için
devlet kademesinin bu alana eğilmiş
olmasının bizi memnun ettiğini
söyleyebiliriz. Açıklanan programın
hedefleri ne kadar yerine getirilebilir
ya da bu program için ayrılan bütçe ile
bu hedefler yerine getirilebilir mi gibi
sorular herkes gibi bizim de kafamızı
kurcalıyor. Önümüzdeki aylarda
peyderpey bu soruların cevaplarını
almaya başlayacağımızı düşünüyorum.
Dolayısıyla hepimizi heyecanlandıran
böyle bir açıklama için şu an pozitif
olmaktan yanayız. Zira hedeflere ne
kadar ulaşılacağı tabii ki önemli ama
bu hedeflerden sadece birisine bile
yaklaşabilmek, bizim için önemli bir
gelişme anlamına gelebilir. Ay ve Mars;
pek çok ülkeye ait uzay ajansının
gündemindeyken, ülkemizdeki uzay
çalışmaları ve astronomi alanındaki
ekosistemin programla birlikte
canlanacağı ve zaman içinde artan
motivasyon ve yapılan yatırımlarla,
uzay bilimleri alanında hem nitelik
hem de nicelik açısından önemli bir
insan kaynağına sahip olacağımızı
düşünmek mümkün.