Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kur'ân-Kerim, din kelimesini geniş anlamlı bir terim olarak kullanmıştır. Bu terim'den, geniş kapsamlı bir hayat düzeni anlaşılmaldır. Bu öyle bir hayat nizamıdır ki, bunda insan, mutlak hakime itaat ve bağlılığını ilân eder; O'nun koyduğu kaide, kural ve kanunlara göre hayat sürer: O'na itaat ve sadakatından dolayı ödüllenmesini, şan ve şeref kazanmasını bekler. O'na itaatsizlikten dolayı rezil olacağı ve cezalandırilacağından korkar. Öyle sanıyorum ki, dünyanın hiçbir dilinde böylesine geniş anlamlı bir kavram yoktur. Aşağıdaki ayetlerde “din" işte bu anlamlarda kullanılmıştır: "Ehl-i Kitap'tan Allah'a ve Ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Rasûlünün haram kıldığı şeyleri haram tanımayan ve Hak dini, din olarak kabul etmeyen kimselerle, size başeğmiş oldukları halde elleri ile cizyelerini verinceye kadar muharebe edin.” (Tevbe; 29) Bu ayette kullanılan “Hak dini" deyimi geniş anlam taşımaktadır. Bu deyimin açıklanmasını Cenab-ı Allah önceki ilk cümlede kendisi yapmıştır. İşte bunların toplamına din denilir. "Fir'avn: Bırakın da Musa'yı öldüreyim. O da Rabbine yalvarsın. Çünkü ben, O'nun sizin dininizi değiştireceğinden veyahut yeryüzünde fesâd çıkaracağından korkuyorum' dedi” (Mümin; 26) Kur'ân-ı Kerim'de nerelerde Fir'avun ile Musa (a.s)'nın kıssasından sözedilmişse oralarda "din”in sadece alelade bir din değil, devlet ve medeniyet nizamı olarak geçtiğinde herhangi bir şüphe yoktur. Burada görüldüğü gibi, Fir'avun, Hz. Musa'nın gayesine ulaşması halinde koskoca bir devletin yıkılacağını, Fir'avunların hakimiyetinin, kurulu bir düzenin ve atalardan süregelen örf ve âdetlerin yok olacağını ve bunların yerine ya yepyeni bir düzenin kurulacağını, ya da herhangi bir düzenin kurulmayıp memlekette tam bir anarşinin hakim olacağını düşünmüştü.
Sayfa 258Kitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.