Bir gün mai kelebek,
Aldanmış yalancı baharın,
Güz gelimi döngüsüne.
'Söz'de buluşmak üzere,
Zorba sevinçlerini doldurmuş delik heybesine.
'Mutluluk var' yalanıyla inanmış çiçeğine,
Kanatlarını çırparak, Ey Aşk ben geldim! diye..
Karanlık kuyusuna sızan, Ben Yusuf muyum ki;
Serzenişi, bir ateş yakımı göklere ayyuka çıkan.
Nedir çocukların büyük rüyası?
Birgün yaşayanlar ölür elbet..
Mutsuzluğa sevk olmuşuz,
Hayattan haberler ile!
Musalla taşında, ölüm ne söyler bizlere?
'Ben' 'biz'de ne yapsın, ego tavan yapınca!
Hayat der ki: bekleme, ol!
Nafile Allah ol demeyince.
Siz hiç nehir gördünüz mü?
Kurutulmuş gül kokusu saklayan gecelerde.
Bana, sana, herkese,
Bir de mâi kelebeğe firari mevsimler ayazınca,
Umutsuz yarınlar öyle ağır bir acı ki..
Bu hayat girdabında taş gibi öylece kalsak mı?
Şiirlerle dile gelsin o zaman kuytudaki sözler.
Simurg'a uçan kuşlar getirir mi bir muştu?
Ayrılığa hasret kaldık,
Bari gelsinler rüyalarımıza.
Yakışır mı hiç kirli beyaz, gri sevgi yüreklere?
Bir garip ikili; hayat ve ölüm..
İki noktadır yaşam, sözün bittiği yer bazen.
İnsanlar ne takmaya çalışır sevginin boynuna?
Doyumsuz sözler ile kalbe inmeyen nâme.
Leyla'dan Mevla'ya doğru, aşk yanmak mıdır?
Yakın ve uzak arası; sonra, çok sonra..
Bıraksak akan suya, yanağımızdan inen su'yla,
Düş sokağında bir mâi kelebeğin kanadıyla..
Mâi Kelebek
"Niçin ey sevgi düşlerinin mâi kelebeği
İnce karlarda lapa lapa ağlıyorsun
Hitamı andıkça soluyor kalbin
Ardına bin telaşla bakıyorsun
Temiz düşler gör ve unutma beni.."