Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zaman, insanın elinden kaçıp gidiyor. Ömür dediğin hayat, geçici bir hayatın sahte güzelliğine aldanıp, kendini tüketerek yol alıyor. Meşguliyetler, gayretler, hedefler, mutluluk ve hüzünler, sadece insanın dünyasına ait olduğunu sanıp, "dünyanın sihri altında takılıp kalıyor." Nereden gelip nereye gittiğini unutan insan, yarın büyük bir pişmanlığın yaşanacağı dehşet dolu o gün de, gerçeklerle yüzleşmek için sabırsızlanıyor... Görmüyor insan! Peygamberlerin çektiği sıkıntıları, sırf Rabbim Allah diyen müslümanların çektiği işkenceleri, nice annelerin imanları var diye, Firavun'ların o annelerin imanlarından döndürmek için kundaktaki evlatlarını elinden alıp, ateş kuyusuna atıp yaptıkları zülümleri, sadece dinleri İslam olduğu için, Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de ve dünyanın dört bir tarafında müslümanlara yapılan zülümleri görmüyor insan da, nefsinin ve şeytanın istediği, Allah yokmuş gibi yaşamayı kendine layık görüyor... Duymuyor, duymak dahi istemiyor insan! Uymadığı bir emir sebebiyle, cennetten çıkarılıp yaptığı hatanın farkında olan, dünyaya gönderildiği ve çileli hayata başladığı andan itibaren, koskoca dünyada bir tek o olduğu halde, Allah'ın affına muhatap olmak için "dünyayı tevbe vadisine çeviren" babası Adem'i, 41 yıl boyunca kavmine dini tebliğ edip, kendilerine helal olanları bırakıp, kadınların kadınlarla, erkeklerin erkekle meşru gördükleri hayatı daha fazla dayanamayıp, Allah'a yaptığı duayla beraber Lut'un feryadını, birazdan her yeri selin alıp yok olacağı bir zamanda, göz bebeği olan evladına "gel oğlum, İslam'a gel, Allah'a iman et, secdesiz bir hayatı daha fazla hayat olarak zannetme" diye öğüt verdiği halde, Allah yokmuş gibi yaşamaya devam eden, secde yapmamakta direnen, Allah'ın emirlerini bile bile çiğnemekle mutlu olduğunu zanneden, nasipsiz Nuh'un evladının helak olduğunda attığı çığlıkları duymuyor insan da! Birileri birilerinin yaptığı dedikoduyu, Allah'a isyan eden ve kendisini Allah'tan alıkoyan melodileri, Nefse hoş gelen, ahiretini unutturan, insanı ziyana uğrattıracak olan Şeytan vesveselerini duymakla duyduğunu zannediyor insan! Elhamdülillah müslümanım diyen her insan, nasıl olur da kendine bu denli zülm yapmayı uygun görür?! .. Bugün, insanı Allah'tan uzaklaştıran sebep nedir? Namazını yok sayıp eda etmeyecek kadar, önemli görmüş olduğu işin, konumunun önemi nedir? Devlete, kuruma, işverene memur olan, memurluğun hakkını vererek hakkını talep eden insan, neden Allah'a memur olmayı kendine layık görmemektedir? Eksik yaratıldığını mı düşünmektedir? Akıl nimeti kendisine verilmediğini mi ima etmektedir? İslam ile şereflendirilmediğinden dolayı, doğruyu bulmak için meşakkatli bir yolculuk içine mi girmiştir? Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa sallalahu aleyhi vesellem'in ümmetine her daim dua yaptığını bilip, kendisini Ümmet-i Muhammed'den biri olarak mı görmüyordur? Herkesi gören, duyan ve her şeyi bilen Allah'ın, (haşa) kendisini görmediğini, duymadığını, unuttuğunu mu zannetmektedir? İmtihan olmadan, sabretmeden, sıkıntı çekmeden cennete gireceğini, hesaba çekilmeyeceğini mi düşünmektedir? Hayır... Hayır! Vallahi evimizde var olan Kur'an-ı Kerim bir hikaye kitabı değildir. Peygamberlere özel, onların hayatını, sıkıntılarını ve kazandıkları savaşı anlatan, kimi insanların mükafata, kimi insanların cezaya mahkum edildiğini anlatan, kırtasiyelerde, kitapçılarda satılan ve ticari bir amaç güden, bunun için seçilmiş bir kitap değildir. Kur'an, Allah'ın sözleridir. Kula verilen kıymet ve muhabbetten sebep, Allah'ın kuluna yazdığı bir hasret mektubudur. O hasret mektubunun içinde; Nasihat vardır! İbretlik olaylar vardır ki, geçmiş insanlar ne yaptılar da helak oldular, "İman ettiğini söyleyen güzel kulum, sen de onların yaptığı hataya düşme!" diyerek, Yaratıcı kulunu uyarmaktadır. Düşmanın kim olduğunu bildirip ikaz etmektedir. Düşman kim, dost kim açık bir şekilde ifade edilmiştir. Yarın ki dehşet günlerden haber verip, "sen korkma, üzülme, ümitsiz olma! Bana itaat et, benimle beraber ol, ben seninle olduğum müddetçe sana hüzün yoktur." diyerek seni garanti altına alıp, seni sigortalı yapmayı beyan etmektedir. O halde, Beni seven bir Rabbim var, elhamdülillah! İşlediğim günahlara rağmen beni hemen cezalandırmayıp, bana mühdet veren, huzurunda bekleyen, beni affetmek için sebepler yaratan bir Rabbim var elhamdülillah! Bile bile namaz kılmadığım halde, O'nun için yaratmak zor olmadığı halde, isterse benim yerime kendisine kulluk yapıp namaz kılacak birilerini yaratmaya gücü varken, hala daha beni noksansız bir şekilde beni yaşatan bir Rabbim varsa, ki var! Bunun anlamı, Rabbim bana acıyor, cezaya muhatap olmamı istemiyor, "hadi huzuruma gel, sen benden vazgeçsen de, ben senden vazgeçmeyeceğim ve seni her gün beş defa huzuruma çağıracağım!" diyen bir Rabbim var elhamdülillah! Ne kadar şükretsek az, ne kadar secde etsek yetersiz kalırız biliyoruz. Bu yüzden Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallalahu aleyhi vesellem, en hayırlı ibadetin az ve devamlı olduğunu bizlere bildirmektedir. Elhamdülillah, müslümanız... Elhamdülillah, Rabb'imiz Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallalahu aleyhi vesellem, kitabımız Kur'an, dinimiz İslam... Rabbim, bizleri kendisine hakkıyla kul olmayı, Peygamber Efendimiz'e hayırlı bir ümmet olmayı, Gönderdiği Kuran'ı yaşamayı nasip eylesin...
·
127 görüntüleme
Ebrar ravza okurunun profil resmi
Amin ecmain inşAllah 🤲🏻🌼
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.