Gönderi

121 syf.
8/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Bir psikayatrist olan Engin Geçtan daha çok mesleğinden yola çıkarak insan ilişkileri, hayat, var oluş gibi konulara değinerek metinlerini oluşturuyor. Bu doğrultuda okuduğum ilk kitabı Hayat'tı. İnsana dair birçok konuya değindiği bu kitabını altını çizerek, uzunca düşünerek okumuştum. Tüm bunların dışında Hayat'ta işlediği bir konu özellikle dikkatimi çekmişti: Zaman. Zamanın doğrulsal mı yoksa dairesel mi olduğuna dair akıl karıştırıcı çıkarımları sonrasında bir de bunu destekleyen bir film önermişti:Before the rain. Velhasıl bende böyle bir etki bıraktıktan sonra yazara kurgu bir kitabıyla devam etmek istedim ve bu da 'Bir Günlük Yerim Kaldı İster Misiniz?' oldu. Arka kapağında şöyle bir ifade geçiyor: "Dört kişi var hikayemizde, kahraman sayılıp sayılmayacakları okuyucuya bırakılmış." Neden böyle bir ifade kullandığını düşününce 'Acaba kendi hayatlarına dair hiçbir irade gösteremeyen insanlardan mı bahsediyor?' sorusunu kendime sormuş bulundum. Rengini binalara bulaştıran acımasız bir çölün dayanılması güç ortamında dahil oluyoruz olaylara. Bu ortamda yaşayan, altın kafese kapatılmış bir kadının gözünden. Devamında kendine dair hissettiği gülünçlüğünün fark edilmemesi için palyaço olan bir adam, yaşamın farkına varamayan bir kadın ve ne yaşayabilmiş ne de ölebilmiş bir yazar. Her biri farklı mekanlarda, hatta belki farklı zamanlarda olan insanlar nasıl bir bütün oluşturabiliyor? Oluşturabiliyor mu? Geçtan zamanla, algıyla, ölümle, kabul gören fizik yasalarıyla öyle güzel oynamış ki düşle gerçek arasında bir kurgu oluşturmuş. Tüm bunları yaparken karakterlerle vermeye çalıştığı mesajı göze sokmadan, akışa yedirerek yapmış. Akıcı, düşündürücü ve farklı bir okumaydı. Severek okudum. İyi okumalar.
Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?
Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?Engin Geçtan · Metis Yayınları · 2010383 okunma
·
198 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.