Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
Antik Roma'nın en büyük düşmanı!
Dünya'nın gördüğü en büyük komutanlardan biri. O, Kartaca Aslanı, Roma'nın en büyük düşmanı, strateji ve taktik dehası, uyguladığı savaş taktikleriyle Roma'nın bile örnek aldığı Hannibal Barca'yı anlatacağım. Roma Devleti, MÖ. 3. Yüzyılın ortalarına doğru İtalya'da hâkimiyeti sağlayıp Akdeniz'in güçlü devletleri arasında yerini alınca, bölgenin diğer bir güçlü devleti Kartaca ile karşı karşıya gelmiştir. Kartacalılar, köklü ve denizci bir devlet olarak MÖ. 9. yüzyıldan beri Akdeniz'in tacirleri idiler. Fenike kökenli olan bu devlet, İtalya'nın tam karşısındaki Afrika kıyılarında kurulmuş ve serpilmiştir. İtalya’nın hâkimi Roma, gözünü Akdeniz egemenliğine dikince, Kartaca da haklı olarak buna karşı çıkmış ve tarihe geçmiş uzun soluklu Pön Savaşları gerçekleşmiştir. Savaşların Pön adını alması, Romalıların, Kartaca’yı kuran Fenikelilere Pön (Pöni) demelerinden kaynaklanmaktadır. Kartaca ile Roma arasındaki ilk savaş, Sicilya Adası’nda bulunan Yunan ve Fenike şehirlerinin aralarındaki anlaşmazlıklara bu iki büyük devleti dâhil etmelerinden dolayı çıkmıştır. Fakat asıl neden, bu iki büyük devletin Batı Akdeniz’deki ticari ve siyasi hâkimiyete tek başına sahip olma isteğidir. MÖ. 264 yılından itibaren başlayan ilk çatışmalar, Sicilya Adası’ndaki topraklarda yapılmıştır. Yapılan bu kara savaşları sonucunda Roma, Kartaca’ya sözünü geçirebilmek için onu denizde yenebilmenin gerekliliğini fark etmiştir. Pön Savaşları’ndan önce Roma’da herhangi bir donanma kuvveti bulunmamaktaydı. Buna karşılık Kartaca, MÖ. 8. yüzyıldan beri Akdeniz’in en büyük ticari ve savaş filolarının sahibi idi. Roma’nın bu sıkıntısı kısa süre sonra çözülmüştür. Fırtına sonucu karaya vuran Kartaca’ya ait bir savaş triremesini (savaş gemisi) inceleyen Romalılar, kısa sürede güçlü bir savaş donanması kurmuşlardır Yapılan bu donanma ile Kartaca karşısında alınan birkaç hezimetten sonra tecrübe kazanan Romalılar, savaş gemilerini, düşman gemilerine kolayca bordalamak amacıyla kancalı bir köprü ile donatmışlardır. Disiplinleri ve savaşçılıkları ile donanmalarını güçlendiren Romalılar, Aegetes Adaları açıklarında yapılan muharebede Kartaca donanmasını büyük bir yenilgiye uğratmışlardır (MÖ. 241). Bu sebeple yeni bir donanma kuracak kaynaklarını tüketmesi nedeniyle Kartaca, barış istemek durumunda kalmıştır. Yapılan anlaşma sonucunda ise, Roma’ya büyük bir savaş tazminatı ödeyerek Sicilya topraklarını bırakmıştır. Roma ise bu adada ilk eyaletini kurmuş, kısa süre sonra Sardunya ve Korsika adalarını da ele geçirerek Etrüsk Denizi’nde hâkimiyetini sağlamıştır. MÖ. 247 yılında doğan Hannibal Barca, çocukluğunu ilk Pön savaşlarının tam ortasında geçirmiştir. Babası olan Hamilcar Barca, Romalılar ile ilk Pön Savaşlarını yöneten ünlü komutandır. Hannibal, daha çocuk iken babasının savaşlarında bulunmuş ve strateji, yönetim ve askerlik ile ilgili çok önemli dersler almıştır. Babası, Roma'dan hayatı boyunca nefret edeceğine dair ona ant içirmiştir. Babası kısa süre sonra ölünce, eniştesi ve abisinin etkisi ile Kartaca Senato'sundan komutanlık yetkisini almıştır. Roma'yı nasıl yenebileceğini uzun yıllar kafasında tasarlayan Hannibal, Senato'yu ikna ederek MÖ. 221' yılında Roma'nın etkisinde olan İspanya'ya asker çıkarmış ve bir bir batı şehirlerini ele geçirmiştir. Roma bu duruma kızsa da başta bir ses çıkarmamıştır. Ancak müttefiki olan Saguntum Şehri'ni MÖ. 219'da ele geçirince, Roma Kartaca'ya savaş ilan etmiştir. Böylece Roma-Kartaca arasında İkinci Büyük Pön Savaşları başlamıştır. Hannibal, kardeşi komutan Hasdrubal'ı İspanya'da bırakarak, yüz bin asker ve 37 savaş fili ile karadan İtalya'ya yürüyüşe geçmiştir. Hannibal, İtalya'ya girmek için hemen kuzeydeki yüksek Alp Dağları'nı geçmesi gerekiyordu. Bir de kendisine düşman olan Kelt kabileleri yol boyunca yer almaktaydı. Hannibal, çeşitli akılcı taktikler ile bir bir Kelt kabilelerini bozguna uğratmış ve Alpler'e tırmanmaya başlamıştır. Antikçağ'ın kış şartlarında ordusunun bir kısmını kaybetse de dağları aşıp güneydeki Po Ovası'na inmiştir. Hemen bu bölgede Roma'nın hâkimiyetinde olan, ancak ondan nefret eden Keltleri ikna ederek ordusuna 14.000 adam katmıştır. Roma ise bu sırada boş durmamış, Hannibal'ın geldiğini haber alınca ordusunu hazırlamıştır. İlk savaş MÖ. 218'de Trebia'da gerçekleşmiş ve Roma ordusu yenilmiştir. Hannibal ise ordusu ile güneye doğru ilerlemeye devam etmiştir. MÖ. 217'de bu sefer de güneydeki Apenin Dağları'nı aşan Hannibal'a Romalılar, Tresimene Gölü yanında daha büyük bir ordu ile saldırmışlardır. Hannibal bu büyük kuvveti de bozguna uğratmıştır. Bundan sonra Romalılar, bütün şehirlerdeki elleri silah tutan adamları toplarken, Hannibal'ı vurkaç taktiği ile oyalamaya başlamışlardır. Hannibal ise, surlu Roma şehrini kuşatmak için ordusuna lojistik desteği bulmak istemiştir. Bu sebeple güneye inerek Yunan ve diğer Latin şehirlerini kendi safına çekmeyi planlamıştır. Hannibal güneye doğru ilerlerken Roma, varını yoğunu ortaya koyup son büyük ordusunu toplamıştır. MÖ. 216 yazında Cannae'de karşılaşan iki ordu vahşice savaşmaya başlamıştır. Roma, asker sayısı olarak Hannibal'ın ordusundan daha kalabalıktı. Ancak Hannibal üstün askerlik, liderlik yeteneğini ortaya koymuş ve hafif süvari birlikleri ile birlikte Romalılara karşı Türklerin uyguladığı Hilal Taktiği'ni yapmıştır. Bu taktik sonucunda Roma Ordusu büyük bir bozguna uğramış ve 70.000 Romalı asker öldürülmüştür. Hatta öldürülen Romalı askerlerden toplanan yüzükler bile ufak bir tepe oluşturmuştur. Hannibal büyük bir zafer kazanmış ve tüm güney İtalya, Roma'dan kopmuştur. Ancak Hannibal de çok asker kaybetmiş ve yeni sefer ve Roma'nın ele geçirilmesi için Kartaca Senato'sundan yardım istemiştir. Ancak Senato, Hannibal'in bu başarılarını kıskanmış, ona yardım etmek bir yana, Roma'dan kopan şehirlerin tekrar Roma'nın hâkimiyetine girmesi için alttan alta haince mektuplar göndermiştir. Hiçbir yardım alamayan Hannibal, 216'dan 207 yılına kadar kendince birşeyler yapmaya çalışsa da başarılı olamamıştır. Hannibal'ın zor durumunu duyan kardeşi Hasdrubal ise MÖ. 215'ten 209'a kadar Roma'nın şanlı komutanı Scipio ile Afrika'daki Numidia'da, Kartaca hâkimiyeti altındaki diğer bölgelerde ve İspanya'da savaşmış, ancak sonuçta yenilmiştir. Buna rağmen Hannibal'a yardım için Scipio'nun ordusunu atlatıp, yeni topladığı ordusu ile İspanya'dan İtalya'ya doğru yürüyüşe başlamıştır (MÖ. 208). Pirene Dağları'nda ve Galya'da biraz oyalanan Hasdrubal, abisinin önceden Alp Dağlarında yaptığı yollardan MÖ. 207 yazında kolayca geçerek İtalya'ya varmıştır. Ancak bu sırada Roma boş durmamış, aradan geçen 9 yılda, çalışkanlığı ile gücünü tekrar toplamıştır. Roma senatosu tarafından Hasdrubal'i karşılamaya gönderilen Roma Ordusu, büyük bir savaşın ardından Hasdrubal'in ordusunu bozguna uğratmış, Hasdrubal ise savaş alanında öldürülerek kafası kesilmiş ve Güney İtalya'da bulunan abisine gönderilmiştir. Ordu gücü az olan Hannibal, bu duruma çok üzülse de herhangi birşey yapamamıştır. Roma Senatosu ise MÖ. 203 yılında cesur bir karar alarak, Romalı komutan tecrübeli Scipio Africanus komutasında bir orduyu Afrika’ya yollamıştır. Kartaca’nın tehlikeye düştüğünü haber alan Hannibal, Scipio’nun peşinden Afrika’ya geçmiştir. Scipio, Hannibal'ın kardeşi ile yaptığı savaşlardan çok şey öğrenmiştir. Hannibal'i nasıl yeneceğini uzun zaman planlamış ve bölgedeki Numidia Devleti ile ittifak anlaşması yapmıştır. Ayrıca Kartaca Senato'sundaki hainler ile de gizlice mektuplaşmış ve herşeyi planlamıştır. Bunların sonucunda MÖ. 202’de Kartaca yakınlarında karşılaşan iki ordu arasında yapılan Zama Meydan Savaşı’nda Hannibal büyük bir yenilgiye uğramış ve barış istemek zorunda kalmıştır. Roma’nın ileri sürdüğü şartlar aşırı ağırdı: Afrika dışındaki bütün kolonileri ve İspanya’daki tüm topraklar Roma’ya verilecek. Kartaca’nın savaş donanması Roma’ya katılacak, Hannibal’in İtalya’da yaptığı tüm tahribatın karşılığı olarak büyük bir tazminat ödenecek ve Kartaca, Roma’dan izinsiz hiçbir devletle savaşamayacaktı. Bu anlaşma sonucunda Kartaca büyük bir güç kaybederek bir daha toparlanamamış, Roma ise Batı Akdeniz’in en büyük siyasi ve ekonomik gücü olmuştur. Buna rağmen Roma, küçülmüş de olsa Kuzey Afrika’daki Kartaca varlığından rahatsız olmaktaydı. Roma’daki devlet adamları Kartaca’nın tümden yıkılması için meclislerde konuşmalar yapıyorlardı. Roma’nın Kartaca’ya tekrar saldırması için gereken sebepler kısa sürede bulunmuştur. Hannibal, büyük Roma yenilgisinden sonra halkını yönetmiş ve kısa sürede Kartaca, halkının çalışkanlığı neticesinde toparlanmaya başlamıştır. Bu gelişmeleri takip eden Roma Senatosu, antlaşma şartlarını ihlal ettiğinden dolayı Kartaca’ya ültimatom vererek Hannibal’ın Roma’ya gönderilmesini emretmiştir. Bunun üzerine Hannibal, tüm mesuliyetin üzerinde olduğunu belirterek, Kartaca’dan ayrılmayı ve sürgüne gitmeyi kabul etmiştir. Bu suretle önce ana Fenike şehri Tyr’e (Lübnan), oradan Pergamum’a(İzmir) ve en son Bitinya kralının yanına geçmiştir (Kocaeli). Roma’nın Anadolu’da etkinliğini hissettirmeye başlaması ve Bitinya kralından Hannibal’ın teslim edilmesinin istenmesi üzerine büyük komutan Hannibal, düşman eline düşmektense zehir içerek kendini öldürmüştür (MÖ. 181). Kartaca şehri üzerinde ise Roma baskısı her geçen sene daha da artmıştır. Sonunda, Romalıların Kartaca’yı tümden yok etmek için bahaneleri ortaya çıkmıştır. Afrika’daki bir diğer krallık olan Nümidia Krallığı, Kartaca topraklarına saldırmıştır. Bunun üzerine Kartacalılar, topraklarını savunmak için silaha sarılınca Roma, anlaşma şartlarını ihlal ettiğini öne sürerek Kartaca’ya savaş ilan etmiş ve büyük bir ordu ile Afrika’ya çıkartma yapmıştır. Barışı korumak isteyen Kartacalılar, Romalıların rehineler verme ve ordunun terhisi gibi şartlarını kabul etmişlerdir. Buna rağmen tatmin olmayan Roma, Kartaca’ya daha ağır olan şehrin yıkılması ve on kilometre içerideki çölde yeni bir şehir kurulması gibi ağır bir şart öne sürünce Kartacalılar, ölüm kalım savaşı vermeye karar vermişlerdir. Bunun üzerine Roma ordusu şehri kuşatmış, sert bir savaştan sonra şehri ele geçirerek halkın tümünü katletmiş ve şehri taş üstünde taş kalmamacasına yıkarak yok etmiştir. Yazar, Hannibal üzerinde tam uzman bir akademisyen. Yaklaşık 20 yıl Hannibal üzerinde Arkeolojik saha araştırmaları yaparak bu savaş dehasının hayatını gün yüzüne çıkarmaya çalışmış. “Ya bir yol bulacağız, ya da kendi yolumuzu kendimiz yapacağız” Hannibal’in Alpler’i ordusuyla aşmadan önce söylediği -ki dönemin şartları düşünüldüğünde üstelik filleri de hesaba katarsak zamanının en büyük askeri harekatıdır- en sevdiğim sözüdür. Ayrıca Hannibal'in yaptığı harekatların ve savaşların taktikleri günümüze kadar kullanılmıştır. Bir çok kendinden sonraki kumandana örnek olmuştur. Atatürk’ün Büyük Taaruz’da uyguladığı “sad” planında, Hannibal’in Cannae zaferinden esinlendiği söylenir. Hatta Atatürk’ün Hannibal’in büyük bir hayranı olduğu ve Gebze’de bulunan mezarının ortaya çıkarılması ve bugün hâlâ o topraklarda ayakta duran Hannibal Anıt’ının da bizzat Atatürk'ün emriyle yaptırıldığı bilinen bir gerçektir. Hannibal'ın hayatını merak edenler için çok güzel ve detaylı bir kitap. Herkese tavsiye ederim. Dünyayı değiştiren ve akışına yön veren büyük liderleri ve komutanları okumak gerçekten çok güzel.
Hannibal
HannibalPatrick N. Hunt · Kronik Kitap Yayınları · 2019321 okunma
··
2 artı 1'leme
·
413 görüntüleme
Kaan okurunun profil resmi
Savaş büyük komutanların ve binlerce askerin çarpıştığı, sonucunda ise Romalıların galip geldiği bir olaydır :)) Eline sağlık Ali, çok güzel ve faydalı bir inceleme olmuş.
Tengrigens okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kaan, beğenmene sevindim. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.