Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

118 syf.
·
Puan vermedi
ADALET İSTEYEN İNTİKAM PEŞİNDE MİDİR?
Victor Hugo bu eserinde “İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.” diyor. Daha sonra da “Manevi acının yanında fiziki acının ne önemi var?” diye ekliyor. Hepimiz bu dünyaya belli bir zaman diliminde 60-70 yıl yaşamak için geliyoruz. Kimilerimiz bize bahşedilen bu hayatı olabildiğince insanca yaşamaya çalışırken kimilerimiz hırslarına, tutkularına ve nefsine yenik düşerek birtakım suçlara bulaşıyor. Bunun neticesinde de o dönem yürürlükteki hukuk sistemine göre suçuna uygun bir cezaya çarptırılıyor. Kimi zaman bu ceza sistemi adaletli olurken kimi zaman da adaletten uzak olabiliyor. Romantik akım temsilcilerinden olan Victor Hugo, Fransız Edebiyatının kültleşmiş isimlerinden biridir. Romantizm akımın yanı sıra hümanizm akımının neferlerinden biri olan yazarımız bu klasikleşen ve dünya edebiyatına mal olan eserinde dönemin hukuk sistemini kendi dünya görüşü nezdinde irdelemiş ve eleştirilerde bulunmuştur. O dönem şartları içerisinde sergilemiş olduğu bu tutum büyük bir cesaret örneği niteliğindedir. O dönem uygulanmakta olan adalet sisteminde belli başlı suçların cezası ya idam ya da ömür boyu sürecek kürek mahkumiyetidir. Bu cezaların suçluya da topluma da herhangi bir faydası olmadığını, toplumun suç işleme oranında herhangi bir azalma meydana getirmediğini, aksine suçluyu daha çok suça teşvik ettiğini ve toplum için eğitici olmaktan uzak olup suça teşvik edici bir nitelikte olduğunu düşünmektedir. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir ya, sen ne diyorsun kim idamı duyup da suç işlemeye meyilli olur dediğinizi duyar gibiyim? Canından başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insan suç işlemekten korkmaz. Ya da açlıkla imtihan olmuş bir insan çalmaktan korkmaz. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu demek değildir ki cezalar caydırıcı değil o zaman hiç ceza vermeyelim. Tam tersine hem toplumu hem de suçluyu eğitecek ve suçluyu topluma kazandıracak cezalar verilmeli. Ne yani şimdi bebek katilleri, tacizciler ve tecavüzcülere de mi bu uygulanmalı? Kesinlikle. Malumunuz, ülkemizde şu an idam cezası uygulanmamaktadır. İdam yerine ağırlaştırılmış müebbet cezası ya da süreli hapis cezası uygulanmaktadır. Özellikle de süreli hapis cezasına çarptırılan mahkûm hapis yattığı süre içerisinde bırakın iflah olmayı ve eğitilmeyi süresi dolup da salındığı zaman kaldığı yerden devam diyor ve aynı suçu işliyor. Yani ne ömür boyu bir yerde kapalı tutmak ne de ölüm cezasına çarptırmak suç oranlarını azaltıyor. Hukuk sisteminin eksikleri giderilirken aynı zamanda eğitim sisteminin de eksikleri giderilmelidir. Adalet ve eğitimi birer tencere kulpuna benzetebiliriz. İkisini dengeli bir şekilde tuttuğumuz zaman tencerenin içindekiler yere dökülmeyecektir. Kitabın içeriği başlıkta da görüldüğü gibi ölüm cezasına çarptırılan bir adamın ölmeden önce önünde uzanan günlerini nasıl bir psikoloji içerisinde geçirdiği ve idam gününde ağzı sulana sulana idam mahkumunu seyretmeyi bekleyen toplumun da psikolojisini akıcı bir şekilde resmetmektedir. Kitapta kahramanımızın suçunun ne olduğunu asla öğrenemiyorsunuz ama içinde bulunduğu o sancılı ve zorlu psikolojik savaşı hissederek okuyorsunuz. Son olarak idam cezasının toplum üzerinde duygusal izlenimlerini daha net görebilmeniz için EBRAHİM NOROOZİ’NİN “ÖLÜM GÖZLEMCİLERİ” fotoğraflarını incelemenizi tavsiye ederim. Bizimkisi cezalandırmak mı intikam almak mı?
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,1bin okunma
··
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.