Gönderi

135 syf.
10/10 puan verdi
POLLYANNA KATİL OLURSA NE OLUR?
Çok ilginç, değil mi? Böyle bir ihtimali daha önce aklınıza hiç getirdiniz mi? Ama hayatın içinde her an her şeye şahit oluyoruz. Bizden beklenmeyen hareketler bütün yaşamımıza mal olabiliyor. Tabii insan ister istemez bu gibi davranışların altında yatan nedenleri öğrenmek istiyor. Duygu yüklü, insanın yüreğine işleyen, vicdanına dokunan kitaplar hakkında atıp tutmak gerçekten çok zor. Zaten böyle kitaplar hakkında istesek de bunu başaramayız. İnsanoğlu her türlü acıya, her kedere katlanabiliyor, alışabiliyor ama adaletsizlik karşısında kimse kayıtsız kalamıyor. İçini kemiren bir fare peydah oluyor. Sabri Bey’in hikâyesi de böyle bir hikâye işte. Yabancıların Pollyanna’sı varsa bizim de Sabri Bey’imiz var. Kitapta bir anda ortada bir sebep yokken(?) katil olan Sabri Bey’in hikâyesini okuyoruz. Yazarımız, yakın arkadaşı olduğu bu adamın yaptıklarına bir anlam veremez –aslında kimse veremez- ve onun hikâyesinin peşine düşer. Bunun için yazarımız Sabri Bey’in iş arkadaşları, eski eşi ve abisiyle görüşür. Biz de onların anlattıklarıyla Sabri Bey’i tanımaya çalışırız. Çocukluğundan tutun da çalışma hayatına kadar onun hakkında pek çok önemli bilgiye ulaşıyoruz. Sabri Bey’in hayatı her sayfada daha da belirgin hale geldikçe okur olarak içimizi bir fare kemirmeye başlıyor işte. Evet fare. Uğursuz, lanet, bela getiren, istenmeyen bir hayvan. Tıpkı Sabri Bey gibi. Bu metafor bile aslında nasıl bir karakterle karşı karşıya olduğumuzu anlamaya yetiyor. Ama öyle mi? Aslında Sabri Bey özünde bunların tam tersi bir insan. Ancak yaşamı boyunca çevresindekiler onu her zaman dışlamış, aşağılamış, ama Sabri Bey hiçbir zaman efendiliğini, yaşama sevincini, iyimserliğini yani kısacası en önemli şeyi “özünü, insanlığını” kaybetmemiş biri olarak karşımıza çıkıyor. Belki böyle olduğu için de ona yapılan haksızlıkları içimizde sindiremiyoruz. İnsan insanın cehennemidir diye boşuna denmemiş. Birbirimizin ruhlarını, kişiliğini kemirmekte fareden bile daha becerikliyiz. Edebiyatın hoşuma giden yanlarından biri de tasvir edilen karakterlerin gerçekten var olup olmadığını sorgulamak. Çünkü bazen yazar öyle anlatıyor ki insan ister istemez bu kadar detay, analiz kurgu olamaz diyor. Sabri Bey karakteri gerçekten böyle işte. Umarım böyle bir karakter hiçbir zaman var olmamıştır! Okuma zevkinizi kaçırmamak adına kitabın içeriğine dair çok fazla konuşmak istemiyorum. Edebiyatın tanımı olması muhtemel yaşamları peşinen yaşamaksa, farklı hayatlar tanımaksa, okurken keyif almaksa, karakterlerle dost olmaksa ve en önemlisi güzel şeyleri keşfetme arzusu ise “Fareyi Öldürmek”te bu saydıklarımdan fazlasını bulabilirsiniz. Bencilliğin yuva yapamadığı tek yer edebiyat bence. Çünkü insan okuduğu güzel bir şeyi başkası da okusun istiyor, onu sevdikleriyle paylaşmak istiyor. Sadece kendisine saklamak istemiyor. Bu yazıyı yazmamın tek sebebi de bu: kitabın adını duyurmak ve okunmasını sağlamak. Beni takip eden ve okuma zevkime güvenen okurların bu kitabı özellikle okumalarını tavsiye ederim.
Fareyi Öldürmek
Fareyi Öldürmekİrfan Yalçın · Milliyet Yayınları · 1980202 okunma
··
1 artı 1'leme
·
379 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.