NOT: BİR YARIŞMA İÇİN KİTAP HAKKINDA YAZDIĞIM KOMPOZİSYON
TEKNOLOJİNİN SEYRİ
Teknolojinin serüvenini hiç duydunuz mu? Aslında teknoloji hep vardı. Sadece günümüzde
daha açık bir şekilde ve daha fazla teknolojik aletlere yer veriyoruz. Evet teknolojinin gelişmesi
iyi bir şey avantajları var ama dezavantajları daha fazla. Nasıl mı? Eskiden birbirimizi
özlediğimizde koşa koşa ailemizden izin alarak buluşurduk. Şimdi ise koşa koşa telefonlara
sarılıyoruz, görüntülü sohbetler ediyoruz. Soruyorum size yan yana olmak birbirine sarılmak
varken. Neden uzaktan uzağa? Evet farklı şehirlerde olan arkadaşlarımız, akrabalarımız için
görüntülü sohbetler çok iyi oluyor ama iki sokak ötede ki komşumuzun da kapısını çalmak
yerine telefonunu çalar olduk. Çünkü bu kadar acizleştik ve tembelleştik... Teknoloji sayesinde
insanlığımızı kaybettik. Nasıl mı? Bizim yapacağımız işleri makinalar yapar oldu. Şöyle basit
bir örnekle açıklayalım o zaman. Evi temizleme toparlama bizim görevimiz. Değil mi? Ama
artık biz yapmıyoruz robot süpürgeler yapar oldu. Burada bize düşen şey ise sadece
kumandasına basmak oluyor. Çok basit. Değil mi?
Eskiden böyle miydi? Eskiden komşularımız evimizin bir parçası, bir üyesiydi biz onlarla aile
gibiydik. Yediğimiz içtiğimiz çoğu zaman birdi. Yine de komşuluk belki eskilerde ki kadar
olmasa da bir şekilde devam ediyor. Şöyle bir şeyde var bazı eski mahallelerde betonların,
kentleşmenin girmediği o tatlı, huzurlu, sakin mahalleler de hala devam ediyor. Yine de
sürdürmek bizim elimizde. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi bu bilinç ile yetiştirdiğimizde
gelecekteki nesil daha parlak daha güzel belki de daha bilinçli olur. Ama maalesef ki şu sanal
ortam var ya tam bir uçurum iyiye ya da kötüye... Hiç fark etmez çocuklarımızı, kardeşlerimizi
evlere bağladı onları yabanileştirdi. Peki bu sanal ortamdan etkilenen sadece çocuklarımız,
kardeşlerimiz mi? Hayır! Hayır! Sadece onlar değil bunda siz büyüklerinde payı çok fazla.
Neden mi? Hadi gelin hep birlikte sizin etkilerinizi de biraz inceleyelim; Annelerimiz,
ablalarımız, yengelerimiz, teyzelerimiz evlerinde pişirdikleri yemekleri yaptıkları sunumları
sosyal medya denen mecrada paylaşmak için yapar oldular. Ama eskiden komşunun kalan
tabağını boş göndermemek için yapardık onca sunumu, güzel yemekleri…
Sanki birileri bizi her yaptığımız şeyi paylaşmak için zorluyor gibi sanki günde on öğün kahveyi
orada burada paylaşmak için içiyoruz, anın tadını çıkarmak yerine elimizde bir telefon
filtrelerin altına gizlenerek orada burada yaptıklarımızı paylaşmaktan başka hiçbir şey yapmaz
olduk. Kendimiz için değil de sanal ortam için yaşadığımızdan beri toplum yozlaştı. Haliyle
insan ilişkileri, komşuluk, arkadaşlık, dostluk hatta akrabalık ilişkileri bile çürüyüp
gidiyor...Peki etrafımızda bunca şey olurken biz bunların farkında mıyız? Bizler bunun için bir
şeyler yapıyor muyuz?
Aslında her şey bir bütün, toplum ahlakı bozuldukça kayboluyor bunlar. Ben kendi
küçüklüğümü anlatayım biraz, tabi şimdi büyüdüm genç kız oldum. Mesela sabırsızlıkla
beklenen bazı günler zamanlar olurdu; ramazan bayramı, kurban bayramı, kışın 15 Şubat tatili,yazın yaz tatili, ve ramazanda teravih namazları gibi. Mahalleli olarak toplanırdık teravihlerde
öyle zevkli geçerdi ki o dönemler... Yazın sabah 11’de çıkar gece 12’ye kadar dışarıda oynardık.
Bir sürü akran çocuk. Şimdikiler öyle mi? Elinde tablet, telefon suskun çocuklar... dışarı çıkmak
yok. Neden mi? Çünkü dışarda kötülük var... Bizde çocuktuk sokaklarda oynayarak büyüdük,
düşerek kalkarak büyüdük. O zamanlar komşuya evlat emanet edilebilirdi. Şimdilerde ise
komşudan zarar görüyor evlat. Çünkü bu sanal ortam her türlü pisliği, kötülüğü empoze etti
sinsice, bilinç altına dolaylı yoldan, gerekse apaçık bir şekilde çekinmeden...
“Artık insanlık değil teknoloji ilerliyordu, uygarlıklar değil teknolojiler gelişiyordu sadece.”
Azra Kohen’in dediği gibi teknolojinin insanlığımızı yok etmesine izin vermeyelim. Komşuluk
ilişkilerimizi bitirmesine, geleceğimizi çalmasına, yeni neslin tertemiz, saf, doğal bir ortamdan
mahrum kalmasına izin vermeyelim. Bunların hepsi bizim elimizde hadi gelin hep birlikte buna
bir dur diyelim. Mesela selam vermekle başlarız kafasını çevirenlere, zamanla alışıyorlar deneyin bence...