Gönderi
Mükemmeldi..
Eğer okursanız, bu kitapla birlikte aklınıza o kadar soru- düşünce üşüşecek ki!
Bu kitap, tam da bir kitabın yapması gerektiği gibi, sizi düşünmeye- düşünceye, okuduğunuz bazı veriler sonucu belli fikirlere yönlendirecek, sizi canlandıracak.. (diye düşünüyorum)
Büyük patlamadan sonra, nerelerde yaşamışız? Avcı-toplayıcı, gezici yaşamdan nasıl, ne şekilde, hangi düşünce- davranışlarla yerleşik hayata geçmişiz? Yerleşiklik sürecini nasıl belirleyip, işlemişiz?
Bazı rutinlerden sonra "sanat" nasıl hayatımıza girmiş?
Buraya bir alıntı bırakayım..
"Şempanzenin yaptığı gibi bir Hindistan cevizini ya da bir muz hevengini ağaçtan aşağı düşürmek için eline bir sopa almak sanat de ğildir: Ama iki yüzü yontularak keskinleştirilmiş bir çakıl taşına18 şekil vermek, bir simetri arayışı içinde bir kemik parçası üzerine düzenli çizikler çizmek, deniz böceklerinin kabuklarını ya da diğerlerinden farklı kristal parçalarım toplayıp biriktirmek -meraktan mı, yeni doğmakta olan estetik kaygısıyla mı, bilinmez-, evet, işte sanat duygusunun başlangıcı! "
Diyor kitap.. ve devam ediyor " iki ya da üç yüz bin yıl gerilere uzanan bir geçmişte faydacı olmayan davranışlara rastlanır "
Bu kitabı okuyup da büyülenmemek mümkün değil.. bundan çok çok gerilerde çakıl taşlarını öğütüp, renk elde edip, bu rengin sürülebilir olmasını sağlamak için, hayvan yağını karıştırıp kullanıp, mağaranın tavanına mükemmel bir şekil çizimi ve boyama uygulayıp, artık hangi ritüeli düşünerek, ya da faydacı olmayan hangi düşünceye kapılıp bilmiyoruz tabii, sanat icra eden bu insanların varlığı söz konusu..
Yine kitaptan öğrenilecek harika kelime ve terimler de var, mesela aklımda kalanlardan ; "klimatoloji uzmanlığı" ya da ilkel insanın "salik"olması.. "dendrokronoloji " denilen bir yöntem ile yeryüzünün en yaşlı ağacı "pinus aristata" nın keşfedilmesi..
Ve yine bir alıntı ekleyeyim..
"Arkeoloji, eskiden yapıldığı gibi eşyaları, taşları, çanak çömleği incelemekle yetinmeyip aynı zamanda polenleri, tohumlukları, fosil odun kömürünü, hayvan kalıntılarını da çözümlemesi gerektiğini anladı... Böylece, sadece bir sit alanını çevreleyen görünüm değil aynı zamanda onun tüm yapısı da tekrar tasarlanabilir. En küçük ayrıntı bir ipucudur.
- Örneğin?
Bir odun ateşinin kalıntıları bize bölgede hangi ağaç ların yetiştiğini, kemik ya da bitki kalıntıları ise sit alanin da ne yendiğini gösterir ve bize yenmiş olan hayvan cinsleri ve bitki çeşitleri hakkında bilgi verir. Bir toprağın elektro nik mikroskopla incelenmesi bize bu yerde tarım mi, yoksa hayvancılık mı yapıldığını söyler; tortuların kimyasal ince lenmesi bize arkeologun göremeyeceğini gösterir: Hiç öne mi olmadığı sanılan bir çukurun eski bir koyun ağılı oldu- ğu ortaya çıkar. "
Kutsallık kavramı, mezar kavramı, insan ömrünün çok az, en çok 30 sene olması, çocukların 10 yaşına gelmeden ölmeleri ve bu oranın çokluğu, haklı nedenleri, tarih öncesinin ilk ameliyatları, insanın merakı, araştırma açlığı, ve sanat..
Sanat..(kitapta beni en çok kendine çeken alt başlık oldu)
Ha-ri-ka!
Tavsiyem olsun..
·
82 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.