Gönderi

200 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Çok Bilen Az Yaşar adlı öyküden; “ Haklıydı ama kasada bulacağımız bilgilerin işimizi kolaylaştıracağından da pek emin değildim. Siyasilerin bulaştığı yolsuzlukların üzerine gitmek hiç de kolay bir iş değildi. Hele iş cinayete kadar uzanıyorsa, her adımda önümüzün kesilmesi adeta kaçınılmaz bir şeydi.” Ahmet ÜMİT’in “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” adlı kitabı 2002 tarihinde kaleme aldığı görülmektedir. Kitabın 1-18.basımı da 2002 ve 2010 tarihleri arasında yapıldığı anlaşılmakla elimizdeki son basım olan 32.basımın da 2015 tarihinde yayınlandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere yazarımızın tüm kitapları Everest Yayıncılık tarafından yayınlanmakta olup; eserimizde 18 adet hikaye bulunmaktadır. “Genelev Çiçekçisi, Kardeşim Ölüm, Çin İşkencesi, Jinekoloğun Ölümü, Onur Eczanesi, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir, Eski Dostlar, Arkadaşımın Aşkı, Taksici Cinayetleri, Kirli Para, Dilin Kemiği, Ölüm, Aşkı Kutsamaz, Orman Katilleri, Çok Bilen Az Yaşar, Vampirler, Ölüler Yalan Söylemez, Faylar Kırılmadan ve Aşk Ölüme Benzer” adlı hikayeleri barındıran kitabımızda İstanbul’dan suç manzaralarını görmekteyiz. Esasen yazarın diğer eserlerinde de olduğu gibi yine burada karşımıza cinayetler çıkmaktadır. Yazar; okuyucuya, sadece klişeleşmiş olan cinayetleri ve bu cinayetler neticesinde katile ulaşılmasını sunmamakta bununla beraber karakterlerin psikolojik yönlerini de bizlere anlatmaktadır. Yazar, gerçekten de sadece cinayet romanı veya öyküleri yazmakla kalmamakta toplumumuzun bazen köhne yapılarını, bazen iyi yanlarını göstermekte, kişilerin yukarıda da belirttiğimiz üzere psikolojik yanlarını ortaya koymaktadır. Kendisinin de birçok söyleşisinde ifade ettiği üzere; eserlerinde aslında ön plana atmak istediği insanın gerilim anlarında neler yapabileceğidir. Yani bir insanı katil olmaya iten o “gerilim anları” belki de bir anlık sinirin dışavurumundan sonra neler yapabileceğidir. Şeytan Ayrıntıda Gizlidir adlı eserimizde (içerisinde aynı adlı bir öyküde barındırmaktadır) bu gerilim anlarına şahit olmaktayız. Öykülerin büyük çoğunluğunda katili tahmin etmeniz gerçekten zor. Her öykünün 6-7 sayfayı geçmediğini göz önüne alırsak ilk 2-3 sayfadan sonra katilin tahmin edilememesi gerçekten de yazarın ustalığını gözler önüne sermektedir. Öte yandan; yazar bizleri aldatmıyor da. Yani son sayfasında başka bir karakter çıkarıp “katil budur” da dememektedir. Zaten böyle yapsa idi herhalde Ahmet ÜMİT olmaz idi. Ahmet ÜMİT her eserinde olduğu gibi bu eserinde de; sanki eskiden cinayet masasında çalışan bir başkomisermiş edasında. Bunu olumsuz eleştiri olarak söylemiyorum. Gerçekten de sizi alıp cinayet mahalline götürüyor, usta bir polis gibi olayları yorumlamaya çalışıyor, güzel analizler yapıyor, adli tıptaki otopsiler ve incelemeleri yine ustalıkla bizlerin önüne getiriyor, akıl ve mantık dışına çıkmayarak teknik noktada okuyucuyu inandırdığını görmekteyiz. İşin teknik kısmından hikaye kısmına geçer isek, sizleri temin ederim ki 18 öyküde yaşanmış veya yaşanması muhtemel olaylardır. Yaşanmışlık kısmını bilmiyoruz ama yaşanması muhtemel konulardır. Zira yukarıda da ifade ettiğimiz üzere; insanlar arası ilişkiler, kıskançlıklar, haksızlığa gelemeyip cinayet işlemeler veya ünlü birinin mesleğiyle ilgili duyduğu kaygılar neticesinde ve psikolojik buhranla cinayete doğru yol alması, yolsuzlukların araştırılması üzerine yaşanılan ölümler gibi konular günlük hayatta içinde olan veya olabilecek konuların hikaye içinde verilmesi bizleri “bu gerçek olamaz” demekten uzak tutuyor. Yazar; ayrıca eser içindeki birkaç öyküde de siyasi mekanizmaları ve devletin yavaş işleyişini eleştirmiş, yine birkaç öyküde de polis teşkilatı içerisinde suça bulaşmış olanları açığa çıkarmıştır. Bu da aslında toplumumuzun bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.Yazarın eserinde yer verdiği bu hususlar aslında bir ayna niteliği taşımaktadır. Baş komiser Nevzat ne kadar iyi ise aynı teşkilat içerisinde yer alan aynı oranda iyi olmayan karakterleri de bizlere gösterilmektedir. Gerçekte de böyle değil midir? Güncel olduğu için yazıyorum, 15 Temmuz olaylarından sonra polis teşkilatında nasıl ki dürüst olarak çalışanları gösterdi ise bir o kadar da namussuz olduğunu bizlere gösterdi. Sözün özü şu ki; devlet ve toplum olarak zaaflarımızdan kaçmamalı üstüne gitmeliyiz. Yazarımız da bunları eserinde bizlere vermekte ve aynı zamanda mesaj iletmektedir. Haddimiz olmayarak da bir de olumsuz eleştiri bırakmak istiyoruz. Yer alan 18 öyküde de Başkomiser Nevzat’ın yardımcısı olan Ali, yaşanılan cinayetlerden sonra ortaya attığı teorilerde hiç mi hiç haklı çıkmamaktadır. Bu yardımcısı olduğu için Başkomiseri’nden daha fazla bilmeyeceği anlamına gelmemekle birlikte bazı hususlarda sanrılarının ve teorilerinin doğru çıksaydı herhalde bizlere okurken biraz daha keyif verirdi. Özetle, toplumumuza ayna tutan, karakter analizlerinin ve cinayet işlenişlerinin muazzam olduğu, karakterlerin psikolojik yanlarının ortaya güzel bir şekilde konulduğu, teknik ve hukuki olarak inandırıcılıktan uzak olmayan( Bkz. Kiralık kasanın açılması için savcılık izninin alınması) olay örgüsü ile “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” adlı hikaye kitabı okunmaya değer ve elinizden bir an olsun bırakamayacağınız bir solukta okuyacağınız bir kitap. Kitaptan beğendiğimiz güzel bir kesit; Çok Bilen Az Yaşar adlı öyküden; “ Haklıydı ama kasada bulacağımız bilgilerin işimizi kolaylaştıracağından da pek emin değildim. Siyasilerin bulaştığı yolsuzlukların üzerine gitmek hiç de kolay bir iş değildi. Hele iş cinayete kadar uzanıyorsa, her adımda önümüzün kesilmesi adeta kaçınılmaz bir şeydi.” Murat BÖLÜKBAŞI
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Şeytan Ayrıntıda GizlidirAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201311.5k okunma
··
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.