Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
-Kendimizi bilmezsek şartların, fikirlerin ve temel eğilimlerimizi bozan ve gelişmemize zarar veren yalan yanlış oyuncakların haline geliriz. - İnsanların büyük bir çoğunluğu hayatlarını mümkün olduğunca az düşünerek geçiriyor. Günümüzde insanların düşünmelerine ne kadar fırsat veriliyor? Yaşıyoruz ama boş, ama anlamsız... Kendimizi bulmak yerine ezbere konuşmaya dayalı dayanılmaz bir istek içindeyiz. Üniversitelerde verilen bilgi yığını bizi korkutuyor. Hiçbir şey yapamıyoruz, sınavlar sadece ezbere bildiğimiz şeylerin seviyesini ölçüyor. Modern yaşamın şartlarının manevi hayatımızı hiçliğe indirgediğini ve zihinsel dağınıklığımızı artık bastıramayacağımız bir noktaya getirdiğini unutmamalıyız. Okumaya bile vaktimiz yok. İnsanlar hem heyecan dolu hem de aynı zamanda boş bir yaşam sürüyor. Günlük gazeteler, suni heyecanlar direkt zihnimize zerk ediliyor. Eğitim sistemimizde bizi buna karşı direnmeyi öğretecek hiçbir şey yokken bizi vasatlığa götüren bu zihinsel enerji dağılımına karşı nasıl direneceğiz? En önemli şey olan iradenin eğitiminin hiçbir yerde doğrudan ve bilinçli olarak öğretilmediğini düşünmek cesaret kırıcı değil midir? İnsanların başardığı her büyük ya da asil şeydeki en güçlü unsur iradenin enerjisi değil midir? Kimi filozoflara göre karakterimizi değistirmek için hiçbir şey yapamayacağımız gerçeği vardır. Bu gerçek iradenin zayıf yönünü, çalışmanın ve kendimizi değistirmenin zor, hatta imkansız bir iş olduğunu belirtir. Onlara göre hiçbir şey yapamayız, çünkü doğuştan biz neysek oyuz. Bu gerçekten gülünç bir teoridir. Bunu filozofların söylemiş olması da insanı hayrete düşürmektedir. Bu tıpkı insanı en önemli gerçekleri görmekten alıkoyan at gözlüğü takmak gibidir. İnsan şehveti ve tembelliğiyle savaşarak gerçek, sağlam bir irade ortaya koyabilir. Gençlik yıllarında insanı etkisi alan şehvet ve tembelliğin yıkıcı etkilerinden bahseden 'İrade Terbiyesi' erdemli birey olma yolunda atılacak adımları öylesine mükemmel, sağlam, gerçekçi adımlarla önümüze sermiştir. Zira çoğu insan gençlik yıllarında şehvetine kurban olur ve en önemli yıllarını hayvani duygularının kurbanı eder. Kimi insanlar gençlik yıllarında aşık olmamızı, çılgınca eğlenmemizi söyler. Sizce bu şaşırtıcı değil midir? Yoksulun elinden tutmayan, dışlanmısların sefaletini azaltma çabasında olmayan, sanatla ilgilenmeyen, bir amacı olmayan bir genç, birkaç dakikalık şehvani arzularının tatminiyle böyle bir mutluluğu değişebilir mi? Jules Payot'a göre savaşmamız gereken en önemli şey arzularımızdır. Kendimize hükmetme savaşındaki en büyük zafer budur. Kitapta en sevdiğim cümle şu oldu: "Başarısızlıkları bile onu(genç insanı) asla onursuz yapmaz, çünkü kendini değiştirme ve savaşına devam etme gücüne sahiptir. Mutlak zafer zordur ama bu savaşta sık sık yenilmemek ve cesaretini kaybetmemek de bir zaferdir." Tembellik ve şehvet konularına yoğunlaşan yazar, bir genç ne kadar uğraş içinde olursa o kadar şehvetinden de uzaklaşır onu dinginleyebilir düşüncesindedir. Hiçbir şey yapmayan insanlar, yatakta saatlerini geçiren, eğlence mekânlarında yıllarını heba eden gençler geriye dönüp baktıklarında sadece zehir zıkkım olmuş, pişmanlıklarla dolu bir hayat görürler. Yalnız olalım, büyük düşünürlerin büyük kısmının düşünceleri yalnızken ortaya çıkmıştır. Kant, Rousseau, Descartes, Spinoza, Tolstoy başarılarını hep yalnızlıklarına borçludurlar. İnsan geriye dönüp, geçmişine baktığında ben yaşadım, şahit olsun buna insanlar diyebilmeli. Aksi takdirde geçen gençlik yılları sadece acı veren boş bir hayalden başka bir şey olmayacaktır. Gerçekten mutlu olmak istiyorsak irademizi eğitmeye bakmalıyız. Çünkü mutluluk nahoş duygu ve düşüncelerin bilince girmesini engelleyerek yaratacağımız en mutlu düşünce ve duygulardan alacağımız sevinçlerden ve hazlardan oluşmaktadır. Mutluluk, insanın dikkatinin en yüksek derecede hakimiyetine bağlıdır ki bu da iradenin en yüce ifadesir. Son olarak çağımızda tüm enerjimizi dış dünyanın fethine harcadık, sonuç olarak açgözlülük duygularımızı katlayıp arzularımızı kamçıladık ve şu an daha huzursuz, endişeli ve mutsuz insanlar haline geldik. Bunun sebebi dış dünyayı fethetmekten iç dünyamıza bakmayı ihmal etmemizdendir. Asıl işimiz olan irade eğitimini bir kenara koyduk ve mutluluk için en büyük güç olan bu aracı güçlendirme çalışmasını tamamen unuttuk. Kendimize hükmetmenin ne kadar asil bir duygu olduğunu, çalışmanın ne kadar mühim bir vazife olduğunu idrak edebilmemiz için gençlere sunulan büyük bir hazine olarak görüyorum bu kitabı. Kesinlikle her gencin okuması gereken büyük bir hazine olarak nitelendirebilirim İrade Terbisi'ni. Sağlıcakla...
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Flipper Yayıncılık · 202023 okunma
·
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.