Gönderi

288 syf.
·
Not rated
Kitapta mütedeyyin, ilme değer veren, okuyan, gelişen,geliştiren,bunları yaparken sosyal hayattan hiç kopmamış bir ailenin bu değerleri çerçevesinde saldığı kökler, bu köklerin uzandığı ulvi şahsiyetler ilk etapta oldukça ilgi çekici. Celalettin Ökten, İmam Hatiplerin kurucusu ve bugün hala daha fikirleri değer gören birçok şahsiyetin yakın dostu. Her hafta evde gerçekleştirdikleri ilim sohbetleri Doktor hanımın ve ailesinin de nasiplenmesine ve kişiliğini oluşturmasına önayak olmuş belli ki.. Kemal Sayar ve Hümeyra Ökten'in küçük kardeşi olan Profesör Saadettin Ökten'in radyoda yayınlanan bir programlarında duyduğum bir cümle beni oldukça etkilemişti. 'Ev medeniyettir' dedi Saadettin Ökten. Bu kitabı okuduktan sonra daha iyi anladım ne demek istediğini. Zira çocuklarını her akşam toplayıp dini ve ilmi sohbetler yapan,hayata bakışı ve yaşayışıyla çocukarına örnek olan bir baba; ailesi için fedakarlıktan kaçınmayan, ahlaklı, merhametli ve disiplinli bir anne... Ve bu medeniyetin içinden çıkmış kendini insanlara hizmete adamış, cesur, özgür ruhlu ve aynı zamanda edep ve adab timsali, dünya malına tamah etmemiş bir kadın.. Örnek bir müslüman kadın prototipi çizilmiş bu kitapta. Bir kadının hem eğitimli,kariyer sahibi hem köklerine bağlı hem de dindar olmasının -dönemin ağır siyasi şartlarına rağmen- nasıl olabildiği ortaya konmuş. Samimiyetin, gönülden istemenin, mazlumun ve ana baba duasının insanı nereden nereye taşıyabileceği anlatılmış. Yaşadığı ailede kendini bulmuş, kutsal topraklarda şahsiyetini tamamlamış Hümeyra hanım.ve ailesine olan aşırı düşkünlüğüne rağmen gurbeti göze alıp "Gah olur gurbet vatan, gahi vatan gurbetlenir" diyerek meşakkate talip olmuş. Ama yine de dönemsel koşullara rağmen -ki ben aldığı dualar hasebiyle olduğunu düşünüyorum- hayati zorluklar yaşamamış ve hatta güzel insanlar ve anılar biriktirmiş. Güzel yaşamış, güzel göçmüş.Eski İstanbul,eski İstanbul'un sırlı mübarek şahsiyetleri,aile yaşantıları,siyasi çalkantılar, ekonomik buhranlar, müslüman kimliğiyle var olma çabaları, mekke- medine ve hac farizasıyla ilgili bilgilendirici kısımlar oldukça dikkat çekici. Fakat şahsım adına böylesine ilgi çekici bir kadının biraz daha fazla dünya görüşünü ifade eden kısımlar olmasını isterdim. Pratikte yaşadıklarıyla savunduklarını elbette anlamak mümkün fakat onun ağızdan dinlemeyi daha çok isterdim. *Ülkemizde herkes Müslüman ama herkes İslamiyet’i yaşamıyor. *Cenab-ı Haktan bir şey isterken himmetinizi âlî tutun, sonra da verdiğine razı olun. *Anneannem aldığı meyveyi büyük bir mendile koyup bağlamıştı. Eskiden alınan şeyi fakir fukara görür, imrenir diye böyle mendile bağlarlardı. *Gâh olur gurbet vatan , gâhi vatan gurbetlenir *Eskiden insanlar ölümü düşünsünler diye , mezarlıklar şehrin içinde olurdu *Yemekten sonra imtihanımız yoksa babam bütün aileyi toplar, tarihten, İslamiyetten mevzular anlatır, sohbet ederdi. *Şeriatta senin malın senin, benim malım benim ; tarikatta seninki senin, benimki de senin; hakikatte ise ne senin ne benim, hepsi O'nun. *Dünyada paylaşmak ve güven esastır. Meşakkat ise gelip geçicidir. Aslolan insana hizmet ve Allah'a yakın olmaktır. *İlkokulda Mehmet Akif’in marşını okur ama kendisini tanımazdık. Derslerde de okutulmazdı. Yahya Kemal’i de İstanbul’u seven bir şair olarak tanırdık, “Süleymaniye” şiirini hiç okutmazlardı.
Dindar Bir Doktor Hanım
Dindar Bir Doktor HanımAyşe Hümeyra Ökten · Timaş Yayınları · 20191,270 okunma
·
85 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.