Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

544 syf.
·
Puan vermedi
Bir Resmi Göre Bilmek: Varoluşsal Tehcir
Bir Resmi Göre Bilmek: Varoluşsal Tehcir ❃ ❃ ❃ İnsanın doğada ki konumu zihin işlevi ile birlikte her zaman varolma potansiyeline sahip olmuştur. Varoluş, dış ortam ile bireyin zihin dünyasındaki mücadele sahası olmuştur. Özne dediğimiz varlık, doğası gereği tek ve biricik bir eylem halinde olmak için nefes vermektedir. Ruprecht-Karls Heidelberg Üniversitesi’nde Felsefe ve Siyaset Bilimi bölümlerinde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlayan Ömer Kemal Buhari, Malezya Uluslararası İslâm Üniversitesi’nde Malezyalı âlim Prof. Dr. M. Kamal Hassan danışmanlığında “Batı’nın İslâm Düşmanlığının Kök Sebepleri: Yahudilik, Hristiyanlık ve Seküler” doktora tezini tamamladı. Islâm-Batı ilişkileri, bilim felsefesi, tasavvuf, dinler tarihi, teopolitika gibi konularda çalışmalarını devam ettirmekte. “Varoluşsal Tehcir – Yeni Batı ve Dönüştürücü Şiddet” kitabında yedi bölüm ile bir çok alt başlıkla, küresel kimliklerin birey ve toplum üzerinde etkilerini sorgulayıcı bir üslupla kavramlar sunar. Bu kavramların en dikkat çekeni “Varoluşsal Tehcir” olgusudur. “Varlığın sömürgeciliği, beyin yıkama, psiko-siyaset” gibi kavramların ortak noktaları dönüştürme olgusudur. Buhari, psikolojik ve sosyal konularda ele geçirmek ve hakimiyet kurmanın amacı çerçevesinde dönüştürme olgusu ile varoluşsal tehciri zihni bir kavrama çalışması yapmaya çalışmaktadır. Buhari, tehcir manasını güncel meselelerle okur için anlaşılması kolay bir hale getirmeye çalışarak; günümüzde Müslüman bireylerin kitleler halinde Batı ülkelerine göç etmeleri, hicret ile varoluşsal tehcir arasında paradoksal bir zemin oluştuğunu söyler. Bu zeminin temel taşlarından bir kaçı dizi, film ve sosyal medya gibi Batı yanlısı propagandalarla “yeryüzünün cenneti” yanılgının algılarını şekillendirerek kendilerine ait ne varsa olumsuz, Batı’ya dair ne varsa olumlu olarak görmelerini sağlamaktadır. Kitabın verdiği bu mesajla, birinci bölüm başlığı tamamlanmaktadır. “Varoluşsal Tehcir” vakıası kitabın ikinci bölümünde Buhari; küresel faili: Batı olarak görmekte ve bu kavramın tarihi süreçteki dönemlerini kimlik oluşumunu anlatmaktadır. Bu çerçevede Üç Batı: “Eski”, “Modern” ve “Yeni” kavramlarının kimlik analizlerini yapmaya çalışmaktadır. Üç madde şeklinde Batı’nın üç kimlik analizi şöyledir: - “Eski Batı”: 5. ile 15. yüzyılı kapsayan Orta Çağ Batısı, Ruhban Teokrasisi tahakkümüyle otorite sağlamış, İslâm’a karşı savunmacı bir tavır göstermiştir. - “Modern Batı”: 15. yüzyıl ile 11 Eylül 2001 dönemlerini kapsayan Rönesans – Yeni Dünya Düzeni olarak adlandırılır. İdeolojik ve tahakküm şekli: Kapitalizm, liberalizm, demokrasi, emperyalizm, ırkçılık ve sömürgecilik şeklinde olmuştur. Sekülarizm ve hümanizm bakış acısıyla, kendi toplumları için; disiplin toplumu, biyo-siyaset. Öteki toplumlar için; fiziksel, kültürel ve yapısal şiddet tarzında güç göstermişlerdir. İslâm’a karşı aslı tavır ise; ele geçirici, tahakküm edici, sömürücü ve dönüştürücü olmuştur. - “Yeni Batı”: Yeni Dünya Düzeni olarak adlandırılan ve 11 Eylül 2001’den sonu daha belirlenmeyen bir donemi kapsar. Bu dönemin mekânı: sanal dünya ve coğrafi dünyadır. Zayıf inançlılar ile Apateist sekülerlik hakimdir. Küreselcilik, kapitalizm ve neoliberalizm, teknokratik totalitarizm gibi yönetim ve tahakküm hakimdir. Bu dönemde Modern Batı’nın 18. yüzyıl sonrası yönetimleri ve psiko-siyaset güç tarzı vardır. İslâm’a karşı asli tavrı iki özellik taşımıştır: yok edici ve dönüştürücü olmuştur. Buhari, varoluşsal tehcirin küresel faillerini anlattıktan sonra kitabın üçüncü bölümü olan “Varoluşsal Tehcirin Yerel Faili: Batıcılar” başlığında Türkiye’nin kuruluşundan günümüze ortaya çıkan birey ve toplumun kimlik değişim ve dönüşümünü ele almaktadır. Hegemonya aktörü yeni Batı, İkinci Dünya Savaşı ve 11 Eylül dönemleri arasında varoluşsal tehcirin arka planındaki sosyo-psikolojik düzlemde kendi değerlerini ve seküler dünya görüşünü biricik ve evrensel gören, kendisinden olmayanları ötekileştiren ve onlara kendisini şiddet yoluyla dayatıp farklı bir varoluş fırsatı tanımayan bir durum söz konusudur. Buhari, bu başlığında Türk modernleşmesi/Batılılaşması konusunu anlamak için tarihsel sürecin temel taşlarını sıralıyor. Batı’nın küresel ve yerel gücü sentezleyerek glokal bir güce erişmesi yine bu başlığın anlaşılmasında geçiyor. Varoluşsal Tehcir’in özünde “şiddet” kavramı vardır. Batı’nın yeni kıta keşfiyle başlayıp, coğrafi zenginlikleri şiddet yoluyla sahip olduğu kölecilik imparatorluklarının kurmalarıyla başladı. Batı’nın şiddet silahı makro kapsamında beden üzerindeki hakimiyeti, mikro kapsama geçerek zihin üzerindeki hakimiyete geçti. Kitabın bu dördüncü bölümü: “Varoluşsal Tehcirin Asli Aracı: Şiddet” başlığıyla şiddet kavramının tanımlanması, tahribat, Varoluşsal Tehcir ve Batı alt başlıklarıyla şiddet ve aktörlerini, sınırlarını anlatır. Şiddetin süreç olarak birikmesi; yeni kolektif bir saha oluşturur; kendini ve çevresini anlama biçimleri ve şekillerini oluşturur. Bu gizemli ve dinamik gücün birey ve toplum üzerinde ki etkisi yadsınamaz. Buhari, şiddet kavramını bir çok analiz hakkında bilgi vererek, konunun anlam yönünü güçlendirmektedir. Şiddet kavramın enine boyuna anlaşılması için anlatılan verilerden sonra asıl anlatılmak istenen; Şiddet ve Batı konusundur. Bu konuda zengin bir dipnota sahip bir anlatımla sorgulayıcı kritikler yer almakta. Üç alt konu üzerinde durularak, Batı ve Şiddet hakkında tarihsel süreci tamamlamaya çalışmaktadır. Bunlar: Şiddet ve Yahudi – Hıristiyan Geleneği, Şiddet ve Modern Batı ve Şiddet ve Yeni Batı. Şiddet kavramının varoluşsal yönünün sosyal sahadaki teorik anlatımı ve anlaşılırlığını kitabın beşinci bölüme kadar tamamlamaktadır. Besinci bölüm, şiddet sahasının birey ve toplum üzerindeki etkisini bedensel, zihinsel ve kimliksel açısından ele almaktadır. Tüm bu alanların bir arada yaşandığı çağımızda Batı’nın yozlaştırma ve dönüştürme gücü olarak kullanmaktadır. Şiddet gücünün yöntem, araç, algı özelliklerinin tek tek ele alındığı bu başlıkta, beden şiddeti üzerinden; fiziksel, biyolojik ve cinsel şiddet ele alınır. Zihinsel yönden ise psikolojik, bilişsel, eşik altı, siber, şehevi, sanatsal, epistemik ve epistemolojik şiddet türleri anlatılır. Birey ve toplumun kimlik üzerinden ise yapısal, kültürel, sembolik, siyasi, ekonomik ve mikroagresyon şiddet türlerinin etkilerinden bahsedilir. Varoluşsal Tehcir kitabının varoluşsal meselesi, bu varoluşsal faillerin ne olduğu ve şiddet aracının ne anlama geldiğini altıncı bölüme kadar ele alınmaktadır. Çözüm konusuna dair son iki başlık ise özeleştiri ve öneriler üzerinde durmaktadır. Varoluşsal iki vatan sahasından oluşuyor, diye biliriz. Birincisi biyo-ortam dediğimiz hayat şartları dahilinde insanî bir ortamdır. Diğeri ise psikolojik bilinç temelinde hür irade ve doğasına uygun zihni işlevlerdir. Buhari, varoluşsal varlığın kendine özgün bir yapıya sahip olması ve her türlü tehlikeye karşı korunması için bireyin özeleştiri ahlakını kazanması gerekmekte olduğuna dikkat çeker. Ömer Kemal Buhari, “Varoluşsal Tehcir” çalışması güncel küresel psiko-siyaset okuma deneyimine giriş mahiyetinde bir niteliğe sahiptir. Varoluşsal bir süreç içinde olduğumuz aşikardır. 18 yüzyıl öncesi devletlerin sınırları değişiyorken, 19 yüzyıla kadar ticari güç ve sanayi kaynakları değişiyor iken, günümüzde ise birey ve toplum zihin kodlarının bağlantısı olan her alan ve konum değiştirilmekte ve dönüştürülmektedir. Zannedersem, varoluşsal değişim ve dönüşüm; zorunlu bir ihtiyaç olmasına binaen yeni bir disiplin olarak üzerinde durulacak bir konu olacaktır. Bu çalışma bu konunun güncel bir girişi olma mahiyetindedir. Kitabın Künyesi: Ömer Kemal Buhari, Varoluşsal Tehcir – Yeni Batı ve Dönüştürücü Şiddet, İnsan Yayınları, 1. Baskı, Aralık-2020, İstanbul. Yunus Özdemir Bu yazı Kitap Haber kitap ve eleştiri dergisinde yayınlandı. kitaphaber.com.tr/kitaphaber-derg...
Varoluşsal Tehcir
Varoluşsal TehcirÖmer Kemal Buhari · İNSAN YAYINLARI · 202111 okunma
··
509 görüntüleme
Yunus Özdemir okurunun profil resmi
Bu yazı Kitap Haber Kitap ve Eleştiri Dergisinin 1. Sayısında yayınlandı. kitaphaber.com.tr/kitaphaber-derg...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.