Kapağında ki Davud Yıldızı sebebiyle dikkatimi çeken,başlarında kısmen sıkıldığım inişli çıkışlı bir ilerleyiş içerisinde olsam da, sonrasında benim için akıcı bir hal alıp, merak duygumu harekete geçiren bir roman olduğunu söyleyebilirim. Kitabın konusuna geldiğimizde, ‘Lizbon’un Son Kabalacısı’ yazarın ortak bir dostu vasıtasıyla tanıştığı İstanbul’da avukatlık yapan Abraham Vital’in, kazandığı bir dava sonucunda müvekkilinden kendisine kalan evde eline geçen notlar ve sonrasında ortaya çıkan bir roman. 1507 yılına dair tarih atılmış bu notlar Berekiah Zarko’nun Lizbon’dan İstanbul’a kadar uzanan hayatının bir bölümüne ait. Kısacası romanın şimdilerde dizilerde sıklıkla duyduğumuz şekliyle yaşanmış bir hikayeden uyarlama denilebilir. Hatta şu kısmı düzeltmekte fayda var; uyarlama değil bizzat Berekiah Zarko’nun kendi hikayesine dair yazmış olduğu notların toparlanması. Berekiah Yahudiler için önemli bir bayram olan Pesah günlerinde beklenmedik bir şekilde dayısının gizli sığınaklarında ölü bulunması, beraberinde hristiyanlığa zorlanmış ve yeni hristiyan olarak anılan yahudilerin yaşadığı kabus günlerini anlatmakta. Ustası ve dayısı Abraham’ın katili ararken bir yandan da hristiyanların hedefi olmaktan kendini korumaya çalışan Berekiah tüm ihtimalleri zihninde değerlendirip katile ulaştığı zorlu yolculuğu ve bu yolculuğun sonrasında hayatın, hayatındakiler ile beraber önlerine çıkardığı yolları, serüvenlerini bu notları yazdığı tarihe kadar yani 1507-1530 yılları arasını kaleme almış. Titizlikle kaleme alınmış bir hikaye ve çeviri. Kitap şu an satış sitelerinde yok, ancak sahaflarda belki bulunabilir. Okuma fırsatı eline geçen kitapseverlere şimdiden iyi okumalar diliyorum.

Lizbon'un Son KabalacısıRichard Zimler · İletişim Yayıncılık · 200818 okunma

·

66 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Esra Metin