Gönderi

55 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitap el mustafanın orphalese halkından ayrılması gemilerinin gelmesiyle başlar.Gitmeden önce bir veda konuşması yapar.Sırayla bazı kişiler ona bazı konular hakkında soru sorarlar ve o da engin bilgileriyle cevap verir. İlk sorumuz aşka dairdir.Ermiş aşkı şöyle anlatır.Aşk sizi çağırdığı zaman gidin. Aşk sizi mutlu ettiği kadar da acı çektirir eğer bu acıdan korkarak kaçarsanız.Gerçekten gülüp gerçekten ağlayamayacağınız bir insana dönüşürsünüz. Evliliğe dair şöyle der:Birlikte olun ama birbirine mesafeler bırakın birbinizin birey olmasına izin verin.Kimse kimsenin gölgesi altında kalmasın bunu şu sözlerle ifade eder 'Birlikte durun ama yapışmayın birbirinize: Çünkü ayrı durur tapınağın sütunları. Hem birbirinin gölgesinde büyümez meşeyle selvi.' der. Çocuklarla ilgili şöyle der:Onları sevin büyütün ama kendi malınız gibi davranmayın onlar sizden olsalr bile bir bireydirler kendi isteklerinizi onlara zorla aşılamayan başka bir yazarın sevdiğim bir sözü var bu konuda 'Çocuklar boyama kitabı değilidr.Onları en sevdiğin renklere boyuyamazsın' Khaled Hosseını. Vermeye dair şunları der:Gerçekten vermek kendinden vermektir.Çünkü aml mülk yarınlar için sakladığımız şeyler değil midir?Gerçek yokluk yokluk korkusu yaşamak değil midir?Böyle insanlar asla mutlu olamaz.Hiçbir şeyi olmayıp verebilenler gerçek insanlardı. Yemeye içmeye dair şunu der:Her zaman doğaya şükranla bakmalıyız bize verdiklerinden dolayı.Her yediğimiz yemeği doğanın bize verdiğni bizim sadece tüketici olduğumuz bilinciyle yemeliyiz.Bİr doğaya teşekkür ederek her lokmada mutlukla yemeliyiz. Çalışmaya dair şöyle der:Hayatın sırrını çalışmayı sevrek çalışanlar bulmuştur. Çünkü çalışmazsak hiç durmadan giden hayat trenini kaçırırız.İçine sevgi katılan iş dünyaya ve bize yardan başka bir şey vermez.Çalışmanın kötü ve yorucu olduğu bezginler tarafından söylenmiştir.Onlara kulak asmayıp severek çalışmaının hayatın diğeri olduğunu sevrek yaptığımız eylemlerin kelebek etkisi yarattığını bilmeliyiz. Sevinç ve kedere dair şöyle der:Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederdir.Bir insan ne kadar üzülmüşse o kadar çok da gülebilir.Keder ve sevinç birbiri ardına ilerler bazen de birlikte hep mutlu olmuyacağımız gibi hayat hep üzgün olmamıza da izin vermez. Evlere dair şöyle der:Evler bizim için duvarlardan ibaret olmamalı huzur dolu bir yuva olmalı bu en kolay doğayla iç içe olunca olur.Evlerimiz ölülerin diriler için yaptığı mezarlara dönmemeli içinde kahkalar çınlamalı.Birlikte ağlanmalı oranın bir ruhu olmalı kısacası. Almaya ve satmaya dair şöyle der: Alışverişi sevgi ve adaletle yapmazsak Kimileri açgözlü kimileri açlıkla mücadele halinde olucak. Özgürlüğe dair şöyle der: Kendinizi kabul edin sevin kendinizle savaşmayı bırakın. Kendinizi dikdatör gibi sürekli idama süreklemeyin.Akıl eşliğinde kendinizi prangalrınızdan kuratrın korkularınızdan kurtulun. Acıya dair şunu söyler: Acıyı kabul etmeli ve normal karşılamalıyız onlar bize yaşadığımızı hatırlatan uyarıcılar. Kendini bilmeye dair şunu der:Kendinizi kıyasalamayın benlik sınırsız ve özeldir.Ruhunuz sınırsızıdr ve derinidr.Onun yolu kendinizi bulmanızda size yol gösterir.Ruhunuza değer verin. Öğretmeye dair şöyle der:Bir insana gerçekten bir şey öğretmek demek ona öğrenmeyi öğretmek demek. Herkes bu konuda özeldir ve kendinden sorumludur. Dostluğa dair şöyle der:Dostluk sevgiyle ekilen şükranla biçilen bir tarladır.Dost sadece vakit geçirmek için yanında olmaz o yanında değilse bile hep yanındadır.İhtiyacın olunca ilk o koşar.Dostuna evet veya hayır demek size zor gelmez.En rahat onla olursunuz.Onla küçük bir şey paylaşmak bile yüreği yeniler. Konuşmaya dair şöyle der:Yürekten konuşan boş konuşmaz sadece sesizliği bozmak için konuşmaz ne demişler söz gümüşse sukut altındır.Eğer yürekten konuşursan karşındakinin ruhuna dokunursun. Zamana dair şöyle der:Aklıma yıldızlararası filmi geldi aynı konu işleniyor.Sevgi zamanı aşabilen tek şeydir.Geçmişimizle barışık,geleceğe özlem ve umutla bakalım.Dün kimsek bugün de oyuz yarın da o olucaz ama yarının hep farklı olabileceği ümidiyle yaşanır.Bunun için anda kalmalı ve orda yaşamalıyız. İyiye ve kötüye dair şöyle der:İyi olmak tökezlemeyeceğin anlamına gelmez amacın sağlamsa cesur adımlar atabiliyorsan tökezlesen bile geriye dönmezsin,düşmezsin. Her şeye Çıkar sağlamak için bakmak kötüdür.Kendinle barışık olunca kendinin kendin gibi kabul edip ne büyük ne küçük göstermedikçe iyisiniz.Bunu böyle göstermeyenler bölünmüş ve eksiktir.Ruhu iyi olan kötü olana bunu öğretemez çünkü kötü olan sadece bunu kendi yaşayabilir.İyi olan kötü olanı asla yadırgayamaz. Duaya dair:Sadece sıkıntıdayken Allahtan istemek doğru değildir.Ruhun sevinçliyken de Allaha şükretmek gerekir.Dua etmek yürektendir.Kimse nsaıl dua edeceğni öğrenmez.Eğer edeceğin dua kötüyse ve bencilse kabul olmayacaktır.Allah bizim herşeyimizi bilir.O ihtiyacımızı isteğimizi bilir bunlar için ona sonsuz şükretmek gerekir.İstediğni değil senin için hayırlısı için dua etmelisin. Hazza dair:Hayattan haz almaya çalışmalı,onu süreki aramalı araştırmalı.Gerçekleşmemiş hazlar pişmanlık olarak döner ve ruhumuzu bulandırır.O bir özgürlük şarksıdır.İstediğmizi yapmış olmanın verdiği mutluluğun şarkısıdır. Dine dair:Hayatta her konuda din vardır.Din hayattır.Allah her yerdedir bakmayı bilene.Ona her daim ibadet etmeli ki ruhumuz huzur bulsun. Ölüme dair:Ölüm ve hayat birbirini takip eder.Irmak ve deniz gibidir.Ölüm korkumuz aslında Tanrı önüne çıkma korkusudur.Bundar onur duyarız ama bir o kadar da korkutucudur layık olamama korkusu.Ölmek bizi Allaha ulaştırır.Sınırlarımzı yıkar ancak ölümü kabullenebildiğimizde huzur buluruz. Ermiş kitabın sonunda kendini bir kişi değiş de dünyaya adanmış bir ruh olarak görür ve benzer ruhlar her zaman olacaktır.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202371,1bin okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.