Gönderi

Sen! Uzun saçlı kız! Neydi ismin?” dedi. “Çiçekli bir şeydi.” Bütün öğrenciler gülerek bağırdı: “Saksıda Sardunya hocam!” “Tamam, tamam sululuk yok,” diye herkesi azarladı Sinan bey. “Cevapla bakalım çiçek kız.” Sakız Sardunya telaşla etrafa bakındı. Ne sorulduğunu bile bilmiyordu ki. “Affedersiniz, bir an dalmışım. Soruyu tekrar sorabilir misiniz?” Sinan Sarımtırakkulak’m zaten pembe olan alm kızgınlıktan kıpkırmızı oldu. “Hah, dalmışmış. Ben burada mahvoluyorum size bir şeyler öğretmek için. Hani takdir eden var mı? Yok! Evladım niçin dinlemiyorsunuz? Niçin beni üzüyorsunuz? Bana mı gerekli bu bilgiler? Yooo. Ben zaten biliyorum. Size gerekli, size! Eğer şimdi dinlemezseniz sınavda sıfır alırsınız. Koca bir sıfır!” İki elinin baş ve işaret parmaklarını birleştirerek iki çember yaptı. Ellerini gözlerine götürdü. Böylece gözlük üzerine gözlük takar gibi oldu. “Sıfır!” diye tekrarladı. Sakız Sardunya sıkıntıyla yutkundu. Herhâlde öğretmeni artık yerine oturmasını söyleyecekti. Ama öyle olmadı. Sinan Bey bir soru daha sordu: “Anlat bari, niye daldın? Neredeydi akim?” “Japonya’da...” dedi aniden Sakız Sardunya. Elleriyle ağzını kapattı. Eyvah, ağzından kaçıver-mişti. Bir gülüşme koptu. “Özür dilerim,” dedi Sakız Sardunya. Ama öğretmen özrünü duymamıştı. “Japonya ha??? Bana bak, ceza olarak sana herkesten fazla ödev vereceğim. Bir sonraki derse hepsini yapmış olarak geleceksin. Yoksa sınıfta bırakırım haberin olsun!” Bir gülüşme daha yükseldi. “Peki öğretmenim,” dedi Sakız Sardunya
··
64 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.