Gönderi

266 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Açıkça söylemek gerekirse elimdeki kitaba çok da istemeden başladım.Herhalde bizden 500 yıl önce yaşamış olan insanlara şuanki durumumuz anlatılsa çoğusu inanmazdı,ama gelin görün ki şuan bu hallerdeyiz.Cesur Yeni Dünya'da da anlatılanlar ne kadar inanılmaz gelse de şuandan 500 yıl sonrasını bilebilmemiz mümkün olmadığından anlatılanların hepsi olası gerçeklerin bir parçasıymış gibi geliyorbana.Ve bu durum çok moral bozucu,çünkü her geçen gün daha da kötüye sürüklendiğimizin yazılı bir açıklaması niteliğinde. Kitabın distopya mı ütopya mı olduğu tartışılır nitelikteymiş.Bence kitabın tüm olayı da bu soruda yatıyor.Kitaptaki her şey ütopya niteliğinde aktarılmasına rağmen aslen bir distopyayı temsil ediyor bence.Çünkü bu yeni devlet düzeni insanların mutlu olmasını amaçlayarak kendilerine itaat edilmesini sağlıyor. Kitap yazıldığı zamanın-1930lar-gerçekliğini taşıyor aslında.Kitapta itaat edilen dünyanın yöneticisi olan Ford o zamanlarda Amerika'ya insanların çok daha az çalışmasını sağlayan mükemmel bir makineleşme sistemiyle her şeyin üretimini daha kolay hale getiren, Ford otomobillerinin üreticisi Henry Ford.Aldoux Huxley de bu yeniliğin insanlara getirecekleri üzerine yazıyor bu kitabı.Ve okurken aslında o zamandan bu zamana bile söylediklerinin çoğunun(tüp bebekler,ülke sınırları arasında elektrikli teller..) gerçekleştiğini görüyoruz. İnsanoğlu bütün değerlerinden ayrıştırılmış bir biçimde geliyor karşımıza.Öyle ki kitapta anne baba kelimeleri bile ayıplanan şeyler,çünkü bebekler şişelerin içinden doğuyorlar ve asla kendi anne babalarını bilmiyorlar.Doğdukları andan itibaren uykularında bile sistemin istediği şeylere şartlandırılıyorlar.Bu şartlandırmalar devletin kurduğu hiyerarşik sistemde herkesin görevini yapıp bundan mutlu olması,kimsenin düşünüp sorgulamaması(hatta kitaplar bile bu dünyada yasak),ölümün gayet olağan bir şey olması(insanlar öldükten sonra bile devlete fayda için yakılıp vücutlarındaki fosfor elektrik üretimi için kullanılıyor),tarihin boş bir kavramdan ibaret olduğu,kimsenin yalnız olmadığı,herkesin herkes için olduğu vb. şeyler.Yani kısacası insanların duyguları ve düşüncelerinin olmaması için her şey yapılıyor.Çeşitli duygu ve düşüncelere kapıldıklarındaysa 'soma' adındaki uyuşturucuyu alıp eski mutlu hayatlarına geri dönmeleri bekleniyor. Bu 'cesur yeni dünya'da hiç mi eskiden yani bizden bir şey yok sorgusuyla kitaba devam ederken,'vahşiler' denilen insanların varlığından bahsedildi.Vahşi dedikleri tabiki de biz oluyoruz;hala bir şeyler hissedebilen,annelerinden doğan,kitap okuyabilen ;kısacası o devlet düzenine bağlı olmayan bir toplum kalmış küçük bir yerde.Benim anlamadığım şey böyle bir toplumu niye kendileri gibi yapmamışlar ve kendi hallerine bırakmışlar?Çünkü eminim ki onları da kendilerine itaat etmeye zorlayacak güçleri vardır.Bu bölümde geçen olayları kendime küçük bir özetlemek istiyorum.Linda ve sevgilisi yeni dünyada yaşayan insanlar.Ama bir yanlışlık sonucu Linda hamile kalıyor ve o sırada vahşi bölgeyi ziyarette oldukları için çocuk orda doğuyor,sevgilisi de Linda'yı bırakıp gidiyor.Uzun yıllar sonra kitabın baş karakterlerinden Bernard ve Lenina vahşi bölgeyi gezmek için gittiklerinde Linda ve oğlu John'la karşılaşıp onları kendi yerlerine götürmek istiyorlar.Tabi Linda uzun zamandır büyük bir hasret içinde olduğundan bu teklife aşırı seviniyor ve asıl John'un deyimiyle "Cesur Yeni Dünya"ya gidiyorlar.Daha öncesinde de söylemiştim, bu dünyada her şey mutlu olmak üzerine ve insanlara istedikleri her şey veriliyor.Daha doğrusu zaten devletin isteklerine göre şartlandırıldıkları için devletin istemediği bir şeyi isteme haklarından muzdaripler.John kendi yaşadığı yere alışık olduğu için bu düzene uyum sağlayamıyor ve sonlara doğru üst tabakadan bir yöneticiyle aralarında şöyle bir diyalog geçiyor: -Ben keyif aramıyorum.Tanrı'yı istiyorum,şiir istiyorum,gerçek tehlike istiyorum,özgürlük istiyorum,iyilik istiyorum.Günah istiyorum. -Aslında,siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz. -Öyle olsun,mutsuz olma hakkımı istiyorum. Kitaptan çıkardığım sonuçlardan bana göre en önemlilerinden biri şu :Yakınıp durduğumuz mutsuzluk bile aslında neyden mutsuz olduğumuz düşünüldüğünde çok önemli bir şey ve kendi değerimizi gösteriyor.Bu hayatta aslolan şey de mutlu olmak değil,kendi değerlerimiz uğruna gösterdiğimiz çaba..
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160.5k okunma
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.