Gönderi

Beyazıt Kütüphanesi'nde bulunan bir kitabı okumak üzere kütüphaneye gittim. Kapılar kapalıydı. Çaldım, bir kadın açtı : - Bugün Pazartesi, kütüphane kapalıdır. Döndüm. Ertesi gün gittim, kapılar yine kapalıydı, çaldım : - Bugün Salı, öğleden sonra kütüphane kapalıdır. Ertesi günü yine gittim, kapılar açıktı. Girdim. Geniş tahta bir masanın önünde oturan memura istediğim kitabın ismini söyledim. Numarasını sordu, bilmiyorum, Kataloğa bakınız, dedi. Katalog bir başkasının elinde, bekledim. O bitirdi, benden evvel gelen bir başkası aldı. Kataloğun içerisinde, beş yüz mü, bilmiyorum, bütün o sahada yazılmış kitapların isimleri var. Her gelen, istediği kitabın numarasını bulmak için bu kataloğu karıştırmaya mecbur. Kitabın numarasını bulabilmek için yarım saat bekledim ve aramak için de bir çeyrek kaybettim. Beyazıt Kütüphanesi medreseden kütüphaneye çevrilmiş, içerisi boş değil, dolu hiç değil... Mektep talebeleri sıcak bir yerde derslerini çalışabilmek için oraya sığınıyorlar. Kütüphanede etüt yapmak için gelen birkaç muallim ve meraklı da var ... Fakat halk yok ... Soba harıl harıl yanıyor. Güvercinler Beyazıt Camisi'nin avlusunda halkın merhametine sığındığı gibi, kediler de Beyazıt Kütüphanesi'ndeki şefkate sığınmışlar. Kütüphanenin her tarafında on, on beş kedi var... Sıcak sobanın önüne serilmiş baygın yatıyorlar. Kimisi kütüphane raflarının üstüne çıkmış uyuyor ... Kedilerle beraber heykeli mevcut olmayan ilim anası da uyuyor. . Saat dört, kütüphane memuru sahipleri, giden sandalyeleri gacur gucur çeviriyor, kütüphanenin ortasında gür bir ses bağırıyor - Paydos ...
Sayfa 11 - ADAM YAYlNLARIKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Abdullah Tevfik Ateş