Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
2019 senesindeyiz. Gün belli değil. Çin’de bir lokantadayız. İsmi bizde saklı Çinli bir adam olan hikâyemizin kahramanı iştahla bir şey yiyor. Elinde de o acayip çubuklardan (Baget desen baget değil, şiş desen şiş değil o zamazingolardan) var. Lokantadaki sohbeti, orijinal dilin hayranlarının da affına sığınarak, Türkçe çevirili olarak aktaralım. “Mmm! Çok lezzetli görünüyor yine çorba. En sevdiğim çorbanız bu.” “Afiyet olsun efendim.” 2 dk sonra… “Garson! Bu ne rezalet! Yarasa çorbamdan virüs çıktı!” “O müessesenin ikramı efendim. Afiyet olsun.” Evet. Virüs işte böyle yayıldı ortaya… Desem inanır mısınız? İnanmazsınız umarım. İnanmayın yani. Böyle de olmuş olabilir mi? Evet olabilir fakat virüsü İsrail’in, Bill Gates’in, Elon Musk’ın, istihbarat teşkilatlarının, İngiltere Kralı’nın, rahmetli Başkan Kennedy’nin dünyaya sürme ihtimali, Çin'de bir lokantada yapılan çorbayla yayılma ihtimaliyle aynıdır. Komplo teorileri üretmenin kime ne faydası olacak bilmiyorum, hayatım boyunca anlamadım. Tek bir gerçek var, bu virüs gerçekten var ve yayılıyor. (Gözümle görmüyorum kardeş ben diyenlere, evlerine elektron mikroskobu almalarını öneriyor uzmanlar. Fiyatı biraz tuzlu tabii, ama danaya girer gibi de girilip alınabilir. Hem evladiyelik olur.) Bununla birlikte bir kere şunu söylemek gerekiyor; Koronavirüs 2019’da çıkmadı, daha önce de vardı, SARS, MERS gibi isimlerle daha önce de yayılmıştı. COVID-19’un kontrol altına alınmasının güç olması işi diğer iki tip virüsten biraz daha farklı hale getiriyor. Ben olayın biyolojik kısmına girmek niyetinde değilim. DNA ile RNA farkını bilmeyen (Bkz: DNA virüsleri RNA virüsleri), bakteri ile virüs farkını bilmeyen kim varsa konuşuyor çünkü bu konularda. YouTube ve benzer video siteler maalesef tam bir çöplük. Anti bakteriyel jellerle virüs “öldüren”lerden tutun da, alışveriş poşetini kolonya bidonuna daldıranlara (höh!) kadar her türde insan mevcut. Şunu da eklemek gerekiyor ki, virüsü öldüremezsiniz. Çünkü canlı bir form değildir. Virolog değilseniz de kamera karşısında şov yapmak yerine gidin elinizi bir kere daha yıkayın topluma ve kendinize daha çok faydanız olsun. Çünkü bu konuda yapılacak tek şey önlem almak. Nasıl önlem alacağımızı da bu geçen zaman içinde hepimiz az çok öğrendik. Oytun Erbaş gibi doktorlara kalsa gerçi, burnumuza şöyle bir tuzlu su çekerek bitirecektik işi de tuz pahalı insan hayatı ucuzdu! Uğur Mumcu’yu anmadan olmaz değil mi? Acaba yaşasaydı o neler yazardı diye düşünmeden edemiyor insan. Yazacağı şeyler tabii ki, virüs var, yok, var da göremiyorum o halde yok geyiklerinden ziyade, hükümetin bu konudaki politikalarıyla ilgili olurdu. Bizde malum eleştiri pek sevilmez, hâlbuki eleştiri yapmak hükümeti de, devleti de ileriye taşımanın en önemli parçalarından biridir. Demokrasinin de temel taşıdır. Mumcu yoksa um:ag var sayın okur. Nedir bu um:ag, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı. Vakfın yöneticileri de oturmuş düşünmüş, madem böyle bir dönemden geçiyoruz, hayatımıza birçok kelime girdi, virüsle olmasa bile bu kelimelerle “temaslı” hale geldik bir sözlük yapalım ve okurlara da ücretsiz gönderelim demişler. Evet yanlış duymadınız, aman pardon, okumadınız, ücretsiz! Efendim, sağ olsunlar, ben de içimdeki Donanımhaber ölücüsünü harekete geçirip istedim diye gönderdiler. Koydum bir kenara, baktım birkaç gün. Sonra dedim azcık okuyayım. Baktım güzel, akıcı. Okumuş bulundum. Bir kere bu eserin bana göre en önemli özelliği, bu dönem tamamen bittiğinde, günün birinde yani bitecek ümidi taşıyorum hâlâ, geriye acı tebessümlü bir hatıra olacak kalacak olması. Tabii hepimizin hayatta olduğu ümidini de taşıyoruz burada. İkinci olarak da, “hayatına böyle girsem ne yapabilirsin ki?” diyen bu 125 nanometrelik virüsün gündelik yaşama eklediği kelimeleri, cümleleri bir araya toplamış olması. Mesela; Donald Trump’ın “Dezenfektan verelim bunlara hacı, damardan!” tavsiyesinden tutun da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her gün bir kaşık dut pekmezi tavsiyesine, (Trump’ın dezenfektan tavsiyesinden de, Oytun’un tuzlu su hocam –hoca Mehmet Ceyhan bu arada–, çek ciğerlere bayram etsin kıvamında tavsiyesinden de daha mantıklı geldiği gerçeğini inkâr edemeyeceğim.) teknik terimlerden tutun da, hayatımıza girmiş diğer kavramlara kadar her şey mevcut. Eser hakkında yapacağım iki eleştiri olacak, bilmem proje ekibinden okuyan kimse olur mu? Yine de yazacağım. Baskının devamı olacaksa şayet, ufak tefek yazım ve harf hatalarını düzeltirseniz ve birkaç açıklamada gördüğüm, bana göre gereksiz olan İngilizce kelimelere yer verilmezse (anladığım kadarıyla ikinci sözlük de gelebilirmiş, en azından o sözlükte) çok daha kusursuz bir eser olacaktır.
Temaslı Sözlük
Temaslı SözlükTezcan Durna · Um:ag Yayınları · 20211 okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.