Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

255 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Cehalet, bozgunculuktan başka bir şey değildir.
Amacımız en büyük gerçektir. Yeryüzünde tevhid davasıdır. Allah'ı bilme davası, tek Allah'a kulluk davası, Kur'an ve sünneti üstün kılma davasıdır. 'Hüküm ancak Allah'ındır.' davasıdır. Amacımız ve davamız Allah'ın izniyle gerçekleştiği gün puthaneleri yıkacağız ve efsanelerine son vereceğiz. Amacımız tahrip değil, ıslahattır. Yıkmak değil, yapmaktır. . . .. Bu cümleler, bu kitabın özetidir. Her şey o kadar açık ki, gelip buraya ne yazsam bilemedim. Gören gözler için gün ışımıştır, öyle değil mi? Kısaca bahsedecek olursam (asla kısaca bahsedilecek bir eser olmamasına rağmen) Zeyneb Gazali ve Müslüman Kardeşler topluluğunun yiğit mücahitlerinin direniş öyküsü anlatılır bizzat Zeyneb el-Gazali el-Cebili tarafından. Kahire'de ve Mısır'ın tüm kentlerinde binlerce Müslüman hapse atılıyor, orada türlü türlü zulüm ve işkenceye maruz kalıyor, lakin biz daha 20.yy'da yaşanan bu olayları bilmiyoruz, okumuyoruz ve işin aslı şu ki merak etmiyoruz. Ben okulda katıldığım bir proje vesilesiyle tanıştım Zeynep el-Gazali ile. Bu vasıta olmasaydı ismini bile duyamayacaktım, belki duyacaktım fakat hafızam onu bir yığın isim çöplüğünün içine gömecekti. Kim bilir, bu çöplüğün içinde daha nice şahsiyetler vardır. Aralanmayan kapılar, gezilemeyen zihinler... Halbuki bizim elimizde tüm bunlar. Günlüğümden satırlar: 30.03.21 Akşam yemeğini yerken bir an içime güneş doğdu sanki, çevremdeki her şeyde bir mana arayışına girdim. 'Arayış' demek yanlış olur. Çünkü aramadan bulmuştu beni. Ya da bulmadı, o zaten hep vardı ve var olmaktaydı. Ben yalnızca şuan farkına varıyordum. Ne tuhaf şey. Kaşığımı salata tabağına attığımda, eskiden Devlet-i Ali Osman'ın elinde İslam fıkhıyla yönetilen devletlerde, şuan ise bazısı türlü işkencelere maruz kalırken, bazısı açlıkla mücadele eden kardeşlerimiz geldi aklıma. Öyle de doldurmuştum ki kaşığı... İlk içindeki sebzeleri taradı gözlerim. Havuç, kara kelem, marul. Bu sebzeleri birlikte göremeyen, hatta ve hatta birini bile göremeden, tadamadan hayata gözlerini yuman kardeşlerimiz var. Bu hakikatlere göz yuman, kulak tıkayan sözde Müslümanlar da var elbette... Yaraşır mı bu bize, Müslümanlığımıza, dahası insanlığımıza?! Bunlar düşünce aklıma, kaşığımdakileri iyice azalttım. Sonra önümdeki tabağa kayıverdi gözlerim. Lahana... Şu sıralar sevmediğim yemekler listesinde ilk üçte. Anne, ben bunu sevmiyorum, bilmiyor musun, diyecekken araladığım ağzımı kapattım. İçimde öyle büyük bir şükür bir şükür hissiyatı yeşermişti ki, sanki mühür vuruldu ağzıma. Az sonra lahanayı bitirdiğimde gözlerim sıradaki yemeği aradı. Baktım ki sıradaki diye bir yemek yok bugün. Yalnızca kardeşimin önünde bir tabak pirinç pilavı... Hemen yakınacaktım o sıra: 'Anne, niye ikimize bölüştürmedin? Oysa ben lahana sevmem, Meryem sever! Sevmediğim halde yedim ben.' Şu sıralar sevmediğim yemeklerin sayısı süratle artıyordu, bunları ben bile tam bilemezken kadıncağız nasıl bilsin. Ben böyle dedikten sonra annemin yanıtı büyük ihtimalle' Daha iki hafta önce yaptığımda afiyetle yemedin mi?' olacaktı. Neyse ki böyle bir diyaloğa lüzum kalmadı. Bir günde iki-üç çeşit yemek yemesem ölmezdim ya. Bu gibi hislere sürüklenmeme yardımcı oldu bu kitap. Dilinin de oldukça akıcı olması etkiliydi tabi... Biraz da bu sebepten ötürü tavsiyemdir, çok kolay okunuyor. Okuyun, okutun... Rabbim bizleri Zeyneb Gazali'nin bilinciyle bilinçlendirsin.
Zindan Hatıraları
Zindan HatıralarıZeynep Gazali · Madve Yayınları · 20172,086 okunma
··
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.