Gönderi

848 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Her Neyi Arıyorsan O’sun!
Hakikati; algıladığı gerçeklik ile algılamak istedikleri arasında arayarak kendini başka kimlikler üzerinden tanımlamaya çalışan bir adamın bilinçaltının hayatını şekillendirmesiyle dolambaçlı bir yoldan -aslında varılacak yer bellidir- kendini bulması hikayesidir. “Sözlerle anlatılması zordur; aranan sanki bir noktada kaybettiği, uzun zamandır aradığı bir şeydir.” Adamımız bazen normalde kimsenin bilmediği görünmeyen tarafı ile Beyaz Subaru Foresterlı Adam’dır; bazen olaylara şahitlik eden yüzü ile Uzun Suratlı Adam olur; bazen iç sesini duyurmak için Kumandan; bazense çocuk yaşındaki halinde kardeşinin ölümüyle dondurduğu zamana döner; Maria, Komi ya da Yuzu oluverir; Donna Anna ile Marie’nin annesi ve T. Amada’nın sevgilisini içselleştirir; hatta bazen yalnız, güçlü, kendine yetmeye çalışan haliyle Menşiki’dir ki nitekim ikisi de sonunda “gerçeği bilmek istemeyen ve yeni gerçekliğin ışığında kendilerini yeniden bulanlardan”dır. En nihayetinde bence hala “yapım aşmasında” bu isimlerin toplamıdır. Belki de kendisine eklenecek yeni isimlere ihtiyacı vardır; bu yüzden hep isimsizdir. Anda yaşadıkları ve geçmişteki anılarını birleştirerek sayfalar boyu karşılaştığı her insanda, nesnede ya da fikirde kendine biraz daha yaklaşırken olaylar, Kieslowski’nin “Üç Renk” üçlemesinden “Mavi” olandaki bir sahneyi tetikledi aklımda, adamın içindeki acıyı nereye koyacağını bilemeden kendini oradan oraya savurduğu zamanlarda. Meşhur duvar sahnesinde, hızlı adımlarla yürürken yanında uzayan duvar boyunca elinin sırtını duvara sürter uzun süre sessiz kalan kadın, acıyı somutlaştırır ve film boyu o yarayla gezer durur. Yaşananların bir nevi “nişanıdır” o, tıpkı adamımız tabloları gibi. youtu.be/4_TlttzvHTw ~ Sahneyi şuracığa bıkarıyorım. Kitap, müziğin ve hüznün değişik tonlarıyla bizi sarmalıyor genel olarak. Hayatta da böyle kaybolduğumuz anlarda “zamanı yanımıza çekmek için” yine o zamanın içinde biraz kendimizi kaybetmemiz gerekir; yeniden bulabilmek üzere, şayet “yenilip de yürek bitap düşmezse”! diyor. Kalbimizi dik tutmalıyız diyorum içimden. Çünkü “zaman sonsuza dek sürmez ama varolduğu müddetçe oldukça etkilidir; bu yüzden geleceği dört gözle beklemeliyiz” cevapları o verecektir. Beni başka başka kitaplara, müziklere, şiirlere bulaştıran okumalara bayılırım. Bu kitap da bir elinizde kalem/kağıt parmaklarınızın ucunda google düşündüren yeni bilgilere sürükleyenlerden. Biraz fantastik olmakla birlikte bir sürü güzel cümle bulup kendi gerçekliğinizi sorgulayabilirsiniz. Elbette zaman, mekan algınızı biraz genişletmelisiniz.:)) Yine de bazı anlarda “lastiğin hava basıncını ölçmek” isteği -bunu okuyanlar anlar- hasıl olabilir. Herkesin içinde kendi yolunu bulabilmesi dileklerimle, keyifli okumalarrr!
Kumandanı Öldürmek
Kumandanı ÖldürmekHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20181,823 okunma
·
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.