Gönderi

448 syf.
·
Not rated
Grishaverse Yorumum
Kendi kendimle yaptığım okuma meydan okumalarının sonuncusu Grishaverse oldu. 1 gün içinde 3 kitabı bitirdim. Ve bunları yazmak için bir haftanın geçmesini bekledim. Kitabı tamamen sindirdim. Ve hazırım! Spoiler İçerir!!! Sevgili Alina. Dünyanın en tutarsız, en mantıksız, en kompleksli ve en düşüncesiz insanı olabildiğin için seni tebrik ederim. Ya da yazarını tebrik ederim. Son zamanlarda oldukça fazla karşılaştığım kadın yazarların yazdığı kadın başrollerin çelişkileri içinde boğuluyorken kendi kendime bir çıkarımda bulundum. Kadınların empati yeteneğinin fazla oluşunun yazarken özümsediği karakter ile kendi karakteri arasındaki sınırları ortadan kaldırdığına inanıyorum. Çünkü karakterler başta belli bir düşünce şekline sahipken ilerleyen bölümde başka birinin düşünce yapısıyla hareket ediyorlar. Tabii ki insanlar değişebilir ama karakterin değişimini sağlayacak olaylar örgüsü olmazsa bu bir saçmalık olur. Alina'yı okurken fazlaca bunu hissettim. Ve Alacakaranlık serisinin kendine münhasır Bella'sından sonra aynı hissi yaşatan ikinci karakter oldu. Karakter olarak kendisine biçilen güçlü role hazır değilmiş gibi hissettim. Kendim de ufak karalamalar yapan biri olarak karakterlerin olay örgüsüne girmeden evvel yazar tarafından yeterince olgunlaştırılması gerektiğine inanıyorum. Eğer 3 kitap sürecek bir seriden bahsediyorsak birinci ve ikinci kitapta farklılaşmış karakterler görmek istemeyiz. Yaratılan dünya uzaktan bakıldığında ilgi çekici dursa da okurken bunu hissedemediğimi farkettim. Aslında yeterince materyal de işlenmişti ama belki de Alina'nın davranışlarına sinir olurken beni kendine çekemedi. Diğer karakterler Alina'ya göre daha az sinir bozucu olsa dahi ikinci kitapta Alina ve Baghra konuşurken şaaak! diye Malyen'in rolünü ve sonunu anlamıştım. Bu benim için tüm heyecanı alıp götürdü. Gerisi seriyi bitirmek için okumakla geçti. İkinci kitabın serinin en zayıf ve en az akıcı kitabı olduğuna inanıyorum. Üçüncü kitap olayın gittiği yönü anladığım için heyecansızdı. Ama anlamasaydım da çok heyecanlandırmazdı diye düşünüyorum. Yazar son zamanlarda moda olan karizmatik kötü karakteri yazmaya çalışsa da Karanlıklar Efendisi ortası olmayan bir karakterdi. Bir sahnede acımasızca bir şey yapıyor ama diğer sahnede karakterine ters şekilde melek kesilebiliyordu. Özellikle bu tarz villain karakterlerin bizim düşündüğümüz iyilik ve kötülük kavramlarından daha farklı bir düşünce tipine sahip olması ve kendisine has ahlak/fikir yapısı ile hareket etmesinin önemli olduğuna inanıyorum. Peki Karanlıklar Efendisi? Sadece siyah giyen bir 'Kötü Çocuk' gibi hissettirdi. En tutarlı olduğunu düşündüğüm karakter Nikolai idi. Ama onun da üçüncü kitapta dönüşüm geçirdiği haliyle Alina'ya gelmesi ve tavrı çok sığ kalmıştı. Alina'ya karşı o kadar hisleri olduğu okurken bana hiç geçmemişti. Kitapta genel olarak duygular hakimdi. Bunun yerine dünyaya ve kurguya odaklanmasını tercih ederdim. Malyen'in sonunda hayata dönmesi fazla iyimser bir sondu. Ya da belki ben fazla gerçekçi biriyim. Sonuca gelirsem kitabı zor bitirdiğimi söylemem gerekli. Tabii tüm yazdıklarım benim düşüncelerim. Sadece artık daha güçlü kadın karakterler ve daha güçlü kurgular okumak istiyorum.
Gölge ve Kemik
Gölge ve KemikLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20206.4k okunma
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.