Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
9/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Yazar-Eser Adı: Feridun Hocalar- İki Üzüm Tanesi İnceleyen: Fatih Kaplan Gazeteci-Yazar Feridun Bey, eserin başlangıcında eseri kaleme almaktaki amacından biraz bahsetmiş: Amacım dünya üzerinde yerleşen acımasız kapitalizmin ve yanlış politikaların yok ettiği komşulukları, dostlukları, arkadaşlıkları hem de Rum dostlarla birlikte yaşanmış o güzel günleri, benim gibi özlemle hatırlayan güzel insanlarla birlikte paylaşmak… (S:7) diye özetlese de seri okumaya başlayınca bu duyguların farklı olaylar üzerinden nasıl anlatıldığını görmeye başlıyorsunuz. Uzun soluklu bir maceraya: Sabahın ilk ışıklarında, bazen hiç çıkmak istemedikleri sıcak yataklarından, kalkmazlarsa ne fırtınalara maruz kalacaklarını bilmiyorlardı o yaşlarda, yürekleri çocukçalarıyla doluydu… (S:9) satırlarıyla başlıyorsunuz. Başlangıç nasıl? Böyle sıcak yataktan kaldırılan çocuk kahramanımız sizce nasıl bir ailenin sofrasına oturacak, sofra bulabilecek mi veya çok zengin bir malikanede masaların donanmış ruhların boşalmış olduğu bir sofraya mı oturacak?.. Tüm ihtimalleri kafanızdan geçirmeye çalışırken baş karakter Cemil’imiz adanın güneyinde sahile yakın evlerinde ablasının yatağındaki düzeni inceleyerek yatağından kafasını kaldırmaya çalışırken bahçeden gelen: Ulan! burası otel mi ev mi? Kalkın ulan! Delirtmeyin beni sabah sabah… (S:10) küçücük Cemil’e edilen bu büyük tehditler eser boyunca etrafına mutsuzluk veren, acı çektiren, gülmeyen, gülemeyen, güldürmeyen ve ruhuna verdiği cezanın faturasını etrafına kesen Cemil’in babası Seyfi’den geliyor. Namı diğer Berbat Seyfi! Eser boyunca yaşayacağınız, tadacağınız farklı duyguların ilk cümlelerini okumaya başlayacaksınız. Cemil, ağabeyleri, ablası ve annesinin gaddar, sorumsuz ve ayyaş bir babadan çektiklerini okurken aklınızdan böyle aileler var mıdır? Diye düşüneceksiniz. Berbat Seyfi çirkinleştikçe Cemil’in hayatının nasıl şekillendiğini göreceksiniz. Fakat eser boyunca hayalinizde canlandıracağınız ve belki de yerinizden kalkıp Cemil’i düşünerek, Hemen alıp geliyorum bu da benden olsun, demek isteyeceğiniz; Kırmızı Bisikletin esere nakşedilişini göreceksiniz. Bisikletin varlığını, hayalini sahip olma arzusunu bir bisikletin bir çocuk için neleri ifade ettiğini yine ilerleyen sayfalarda okuyacak ve büyük ihtimalle sayfaları kapatıp etrafımda bisiklete ihtiyacı olan bir çocuk varsa alıp mutlu etsem diye düşünerek ve Cemil’le beraber olayları yaşayarak sayfaları çevireceksiniz. Koskoca kitapta sadece bir bisiklet hayali mi var? Sorusunu aklınızdan geçirmeyin. Bir bisikletle başlayan olay kurgusu, Cemil’le Sofia karşılaştıklarında: Anladım bilmiyorsun. Hiç önemli değil ben sana öğretirim. Hem arkadaşlık bunun için değil midir? (S:32) arkadaşlıkla başlayan bir dostluğun ilk adımları bu cümleyle başlarken eser boyunca bu ikili etrafında gelişen olaylar bize, arkadaşlığını, dostluğu, komşuluğu, sırdaşlığı, hüznü, sevinci, kıskançlığı… bunların hepsini ve daha fazlasını yaşatmaya başlıyor. Cemil’le Sofia, sayfalarda el ele yürümeye başlarken olayların gelişmesiyle kurguya dâhil olan Sofia’nın anneannesi ve dedesiyle Berbat Seyfi arasındaki bağlantıyı çözmek için bir hayli sayfa çevirmeniz gerekiyor. Fakat sayfaları çevirirken aralara yerleştirilen ufak ipuçları sürekli beyninizde olayların nerede ve nasıl bağdaşacağını tahminle geçiyor. İşte bu yüzden okurun merakı kitabı elinden bırakmasına engel oluyor. Hele Zehra’mız var bence eserde olaylara dâhil olmamış ama en zor görev ona verilmiş. Hatta her gün eşinden dayak ve azar yiyen Cemil’in annesinin bile rolü ona biçilen rolden daha kolay. Zehra, Cemil’i seven fakat Cemil tarafından sevmek istese bile sevilemeyen, bir başkasına âşık olan Cemil’in kalbine giremeyen ama o eşikten hiç ayrılmayan bir karakter olarak aşkını sürekli içinde büyütüp yaşatan ve sadakatinden zerre kadar taviz vermeyen Zehra’nın hissettiklerini okurken bazen kızabilirsiniz. En sonunda Zehra’nın dilinden dökülenleri okurken ona kızdığınıza pişman olacaksanız. Ufacık yüreklerde başlayan arkadaşlığın önce dostluğa sonrasında ölümsüz bir aşka nasıl dönüştüğünü, bir bisikletin İki Üzüm Tanesi’ nin nasıl biçimlendirildiğini yine tüme ser boyunca yaşayarak okuyacaksınız. Sadece okumak kalacak mısınız? Hayır! An gelecek aşırı yağmurun altında çatıdan düşen evladının başında anne, hasta torununun başında dede, ölen evladının yâdında hüzünlenen bir kaptan, masalarda manevi evlatlarını arayan bir karı-koca, ağabeyinin mezarında bir avuç toprağın üzerine kapanan kardeş olabilirsiniz. Eseri okurken birçok duyguyu doruklarda yaşayabilirsiniz. Neyin nasıl geliştiğini ve sonlandığını merak ediyorsanız, kurgusu anlatım tarzıyla sizi sıkmayacak bu güzel eseri okumakta geç kalmayın.
İki Üzüm tanesi
İki Üzüm tanesiFeridun Hocalar · Ateş Yayınları · 202011 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.