Gönderi

iste bu devlet ki kahraman kadını seks kölesi yapabiliyor
Semra Hanım, 1895 yılında doğmuş olmalı. Türkiye Komünist Partisi lideri Mustafa Suphi, gazete işleri için Kırım'ın Kerç limanında bulunan Murat Sarı'nın yanına gitmişti. Murat Sarı'nın evinde iki misafiri vardı. Bunlardan biri sarışın bir kız, diğeri ise bu kızın annesiydi. Novorosisky şehrinde yaşayan bir Türk ailesindendiler. Misafir kız yüksek iktisat okulunu bitirmiş, 25 yaşların- da güzel bir kızdı.Okul sıralarında komsomol (Komünist Parti'nin gençlik kolları üyesi) olmuş, şimdi de parti üye adayıydı. Murat Sarı, "Kız güzel, üstelik senin fikrine de uygun. istersen sana isteyelim," dedi. Mustafa Suphi bu öneriyi onayladı ve kıza soruldu; o da kabul edince, önce anne, sonra da baba ikna edildi. Kızın ismi Semiramis'ti; ancak kendisine daha çok Semra deniliyordu. Bakü'de Doğu Halkları Kurultayı hazırlıkları sürerken, Kadir Erzurumlu, Murat Sarı'mn yanına gitti ve birlikte Semra'yı Kerç'ten Novorosisky'e getirdiler. Orada nikah kıyıldı. Kızın babası, Semra'ya bir tabanca hediye etti. Bu tabancayı sürekli yanında taşıdığı söylenir- di. TKP'nin kuruluş tarihi sayılan 10 Eylül 1920 günü Bakü'de yapılan 1. Kurultay'da Merkez Komitesi'ne seçilenler arasında -tek kadın olarak- Semra da bulunuyordu. Daha sonra da Anadolu'ya gidecek olan heyete katıldı. iddiaların bazılarına göre Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı, Karadeniz'de öldürüldüğü gün, Semra motora bindirilmeyip Yahya Kahya'nm evinde alıkonmuş; bazı kaynaklara göreyse diğerleri öldürülüp denize atılırken, o motorla sahile geri getirilmişti. Her ne biçimde olursa olsun, sonuçta Yahya Kahya'mn evine götürülmüştü. Semra Hanım tutulduğu yeri Rus Konsolosluğu'na bildirmeye çalışmış, notu götüren adam Kahya'nın adamı çıkınca, ceza olsun diye, seks kölesi olarak Trabzon'un belli başlı zengin ailelerinden Nemlizade Ragıp Bey'in evine verilmişti. Bir süre sonra, yine Kahya tarafından Rizelilere verilen Semra, bir oturak alemi sırasında aşağılık bir biçimde katledilmişti. Mustafa Suphi'nin eşi Semra'nın aslında Yahudi bir Rus ve adının da Meryem (Maria) Yerşoski olduğunuiddia edenler de bulunmaktadır. İsminin ne olduğu tartışılsa da, maalesef sonu trajik biten bir öykünün başkahramanı olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bir başka anlatıma göre ise Mustafa Suphi'nin eşi, onlarla birlikte öldürülmedi ve Trabzon Hapishanesi'ne kondu. Daha sonra kendisinden haber alınamadığını söyleyenler olduğu gibi, Samsun'da delirmiş halde görüldüğünü söy- leyenler de ...
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.