Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

262 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsan beynini tamamen anlayabilmek hiç mümkün olabilecek mi? Kitabı okurken kendinizi bu soruyu defalarca sorarken bulacaksınız.. Yirmi dört hasta var, birbirinden ne kadar farklı hayatları olsa da ortak bir noktada buluşuyorlar. Talihsiz bir hastalık mevcut hepsinde. Çoğunlukla da tedavisi mümkün olmayan hastalıklar. Hepsi birbirinden ender neredeyse eşsiz vakalar. Hastalıkların ne olduğu, neyin sebep olduğu-olabileceği üzerinde duruluyor kitapta. Ayrıca yazar bazı hastalar arası bağlantı kuruyor, benzerlikleri - farklılıkları gösteriyor. Bu sayede hastalığın kişiler üzerinde değişen etkilerini de görebiliyorsunuz. Hastalardan birkaçı beni diğerlerine göre daha fazla etkilediğini söylemeliyim. Özellikle Tikli Ray ve Cupid hastalığı olan kadın. Tikli Ray Tourette Sendromuna sahip bir adam. İlk başta hastalığından kurtulmak istese de bunu yaparken kişiliğinin bir parçasının yok olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu kaybı yaşamamak için de kendince bir çözüm buluyor. Çözümü sonucu neredeyse iki farklı kişiliğe bölünüyor diyebiliriz. Kişiliğinin sevdiği yönlerinden ödün vermemek için de hastalığıyla anlaşmaya varıyor.. Cupid hastası olan yaşlı bir kadın ise iyileşmeyi istemiyor. Çünkü hastalık onu daha enerjik, neşeli ve mutlu bir insan yapıyor. Yaşlı kadın halinden memnun olduğunu söylüyor.. Her hastalığın tedavisinin sonucunda mutlaka iyi bir halden söz etmek mümkün müdür ? Yaşlı kadın için hasta olma ve iyileşme kavramlarının farklı anlamlar taşıdığı çok açık.. Ray ve yaşlı kadın hastalıklarıyla yaşamaya mecbur değil, hastalıklarıyla yaşamayı tercih ediyorlar. Bu iyileşme kavramını sorgulamamıza neden oluyor. Çoğu bilim insanının ve sanatçıların bir 'hastalığından' söz edilir. Dahilik ile hastalığı bir arada kullandığımız da olmuştur. Onlara hastalıklarından kurtulmayı isterler mi diye sormuş olsak cevapları ne olurdu acaba? Oliver Sacks'ın dili de beni oldukça şaşırttı. Anlayamayacağım terimlerin fazla olabileceğini göze alarak başlamıştım. Ancak yazar okuyucuyu aşırı terimlere boğmuyor. Herkesin anlayabileceği bir dille kaleme almış eserini. Elbette aşina olmadığınız şeyler karşınıza çıkacaktır ama bunları araştırmak, anlamlarını öğrenmek size çok bir zaman kaybı yaratmayacak kadar az yer kaplıyor kitapta. Hastalarının 'özürlerini' anlatmasının yanında onların insan olduğunu unutmadan, kişileri sadece 'vaka' olarak görmeden bizlere aktarması kitabın en büyük artılarından bence. Sadece hastalık değil, bu hastalıkların o kişilerin hayatına etkisini, hastaların duygu ve düşünceleri de okuyucuya yansıtılıyor. Hastalarla empati kurup, öyle bir yaşamın zorluğunu da kavramaya çalışmak kolaylaşıyor. Ayrıca Oliver Sacks'ın hastaları için hissettiği çaresizlik yer yer okuyucuya geçiyor. Bir doktor olarak hastalarına tam olarak yardım edemeyeceğini, hayatlarını bu şekilde sürdürmeleri gerektiğini bilmek ve söylemek acı verici olmalı .. Kitabı herkese tavsiye edebilirim ama bu konulara ilgisi olanların daha zevkle okuyacağını da belirtmeliyim. Keyifli okumalar.
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,530 okunma
··
2.115 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Naz’ire türkmen okurunun profil resmi
İnceleme ilgi çekici ve bir o kadar da sürükleyici..Özellikle terimlerin olmasının yanında okuyucuyu boğmadığına yönelik verilen ayrıntı çok hoş olmuş..⭐️⭐️ Emeğinize sağlık..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.