Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

~~~~~~Bir Ramazan Şiiri Yazalım~~~~~~ Her gün için üç beyit düşelim diye niyet etmiştik... Ve mâlum bu mübârek ayı üçe bölerek her onluk kısmı 33 beyit olarak ve toplamda 99 beyit olacak şekilde düşündüğümüz bir çalışma olmasını diliyoruz... Fikir vermek, katkı yapmak, ufuk açmak... muhabbet etmek isteyenleri Ramazan Ayı boyunca bu ileti başlığı altında ve muhtemel çalışma için bekleriz efendim!.. ? I Bürüyor rahmetinin mevsimleri zamanı, Bir bağış tâ öteden örüyorken mekânı!.. Vakit binbir taraftan köşe bucak sarılmış, Akrep ile yelkovan hep kumlara karılmış!.. Doğular ve batılar bir kuşatma altında, Kuşlar bir Kafdağı’nın dokuzuncu katında!.. II Bulutlar beliriyor... beyaz, yeşil ve siyah, Geceler güneş güneş, yıldız yıldız her sabah!.. Rengârek bir yağmurun ahdine şâhid ezel, Bir kaza olsa olsa bu kadar olur güzel!.. Gül tütüyor görünmez bahçenin toprakları, Kül kokuyor tepeden tırnağa yaprakları!.. III Bir sultan kuşanarak yolları dürüp geldi, Tâcı, tahtı, vatanı... önüne sürüp geldi!.. İblislerin cümlesi bir zincire vurulmuş, O şeytanın vârisi, başucuna kurulmuş!.. Maharet, bir komşunun boyasiyle boyanmak, İki kaş arasında nûrlarına kuşanmak!.. IV Rahmetim geçti dedi, gadâbımı ilâhî, Bir âh yakıp kül etti azâbımı ahâlî!.. Benim için kendinden geçeni yâr bilirim, Ahvâli zarar olsa bir nefsi kâr bilirim!.. Bir nefes bir ân olsun da kendini unutsun, Anne diye o nefsi yalnız Rabbi avutsun!.. V Mescid-i Haram komşu, Nebî’nin mescîdi yâr, İlk kıble: Mescîd-i Aksa... dolaşır diyâr diyâr!.. Dürülür her yeryüzü, yar yüzünden bir defâ, Kutlanmış zindanlarda neşe, sevinç ve sefâ!.. Sızı gönülde Aksa... O mescid mutlak yazı, Ümmetin arşı geren bir öteli niyâzı!.. VI Topraklar dile gelir... kum misâli istiğfâr, Taşa dönmüş ne varsa, müjdesiyle bahtiyâr!.. Mâmur Beyt... güzel akis, arzı kuşatan evden, Bir hâne var ki; yankı... varlığın yutan devden!.. Bir melek kisvesinde sokaklarda insanlık, Yapayalnız şehirde ihtişâmlı sultanlık!.. VII Mirâç dönüşü hemen, bir sırrı perdeledi, Kelîm olan peygamber lütfûnu müjdeledi!.. Bine karşı bilmem kaç... kana susamış ordu, Susuzluktan rahmete erenler geliyordu!.. Görüyorum; Nil Nehri... kaçmadan yürüyoruz, Rahmân’ın murâdıyla ölümü bürüyoruz!.. VIII Semâyı tutan duman, nûrunu yakan ateş, İbrâhim olanlara ateşler bile kardeş!.. Bir bülbül ve heyecân... ve yangına atıldı, Geçildi doksandokuz ve binlere katıldı!.. Mülküne Halîli’nin ortak oldu olanlar, Sekizin o sırrında; cennette kaybolanlar!.. IX Bir amel düşünün ki... amellerin emeli, Cenâb-ı Kibriyâ’da her bir şeyin temeli!.. Sonsuz af, uçsuz rahmet ve bir dipsiz merhamet, Mucîzeler hep {O}ndan, {O}ndan bütün kerâmet!.. Ölümün de hissedâr olduğu bir ortaklık, Hüzünler bayram eder, bayram olur ortalık!.. X Esîr alınır dünyâ, ukbâlar kuşatılır, Bir hayatın içinde o hayat yaşatılır!.. O hayat... ölümlerin özendiği o hayat, Bir düş dişler kalbini cümle sevâba inat!.. Akıllar geçiyorlar birer birer aklından, Cennetler akın eder, gizli-saklı yakından!.. XI Bebeklerde gözyaşı, gözyaşında bir neşe, Annelerde mağfiret, kıyas eden pürneşe!.. Dökülür biner biner bir hazan mevsiminde, Kiminde günah kara, kara aktır kiminde!.. Ve diriliş... bir kâmet gölgesinde uyanmak, Sonsuzun boydan boya keremine uzanmak!.. XII Bir üfürüş... ve sonra ortalık mahşer yeri, Bir hilâl şehâdeti... bin ileri, bir geri!.. Bir mahcûb kuldur insan, o lütfûna erince, Şaşırmayın... der gönül; her şey yerin yerince!.. Bir hürmete karşılık ne ilâhî bir müjde, Secde ediyor dağlar, taşlar geliyor vecde!.. XIII O gün dağılır her şey, herkes toplanır o gün, Kıyâmet sarayında gözler alan bir düğün!.. Renklerin cümlesinde rengin hasına gıpta, Kusurlar bir hayâldir, bir nişan yok ayıpta!.. Bir yüz.... ayın ondördü, güneşin remzi bir yüz, Geldi sonu gelmeyen bitmek bilmeyen gündüz!.. XIV Şehâdet makamında o günahsız melekler, Sonsuz visâl yurdunda ölümsüz kelebekler!.. Mum yalnız kendisi, nârı da o nûru da, Kulunun bitmeyecek o mutlak sürûru da!.. Kaydından uzak insan yakındaki hesâbın, Haram olur haberi tutulmuş bir kitâbın!.. XV Arş ve kürs dile gelir, meleklerde yakarış, Mağfiret otağında sultanlığa bir karış!.. Duâ duâ uzanır günahsız o kanatlar, Şahlanır doludizgin siyah-beyaz kıratlar!.. Soluk soluğa yarış görünmeyen bir sona, {O}ndan geldik... der gibi, gidiyoruz hep {O}na!.. XVI Cehennem kapısında nûrlar saçan bir levhâ, Nûrundan yanıyorum... diye ateşli sayhâ!.. Sonra bir dâvet hemen o Reyyân Kapısı’ndan, Gözlere bir sürmedir... çalınır yapısından!.. Hayret içinde şükür, hamdin içinde hasret, Vahdetin gölgesinden gönle âşinâ kesret!.. XVII Peygamber... ezel ile ebede rahmet Nebî, Her şey {O}na âmâde, her bir şey {O}na tâbî!.. Hasenat bir amelden öte niyete ihsan, Bir kalbin derininde murâda yolcu insan!.. Murâd... kulu ne için yaratmışsa odur tek, Önce kulluk makamı, sonra risâlet gerçek!.. XVIII Bir melek sesleniyor: O rabbin senden râzı, Anne-babana müjde... kerem alında yazı!.. Kabirlerde şenlik var, evlerde ahenk ahenk, Bir cengin nihâyeti... eşsiz bir zafere denk!.. Gülsün artık gülyüzlü... saçılsın gül suları, Geçtik artık gör görmez, karanlık pusuları!.. XIX Bir yardım erişiyor... yardımın sâhibinden, Görünür ve görünmez âlemin gâibinden!.. Kayboluyor yokuşlar, bir toz kümesi dağlar, Ölüler koşuşuyor, varsın diyerek sağlar!.. Varmak, o varılmazın hissesinden bir nasîb, Firdevs’in cennetinde maksûda eren garîb!.. XX Bir şehîd hasenâtı şimdi heybede nimet, Bir harbin meydanında sonu gelmez ganîmet!.. Sâlihler ordusundan dâvetler duyulmakta, Bulanlar bu âlemde sabrederek bulmakta!.. Bir rüyâya misâfir geldi gelecek Rasul, Kul bir telaş içinde, içinde bir şevkin kul!.. XXI Gözlerin ışığını alan köşkler kurulur, Nûruna güneş bile onikinden vurulur!.. Tükenmez kapısında ne bir ihsan ne kerem, Celâl perdesi şifâ, ikramı sonsuz merhem!.. Dertler eksilir birden, dermân ordusu hazır, Kul Rabbini seyirde, Rabbi ona hep nâzır!.. XXII Eşsiz huzursa insan, keder de bir huzurda, Kader baştan ayağa sevinç diye zuhurda!.. Gelir mi hatra cennet, cehennem duyulur mu?!.. Huzurun dâvetlisi bir daha kovulur mu?!.. Artık büsbütün paydos, cümlesine gamların, Şenliğine buyur var uçsuz ihtişamların!.. XXIII Şehirler yaratılır yaralardan âzâde, Şehirde şiir şiir yağar durur âsûde!.. Sokaklarda bir levha, ölümsüzlüğe dâvet, Kaldırımda sükûnet, yolcusunda işâret!.. Yol bitse de yolcular sonsuza seferdeler, Nûr kesilmiş şehirde, sürûr sürûr perdeler!.. XIV Kabûl olunmuş duâ, her bir saate bedel, Duâ... binbir zamanı avucunda tutan el!.. İstemek, kulluk denen hakîkatin en sonu, Her bir şeyden geçerek, yalnız istemek onu!.. Yüreyene, koşandan apaçık bir işâret, Yoldaki yolculara kutlu menzil beşâret!.. XXV Kabirlerden semayâ bir şeyler yükseliyor, Rahmeti, azabını çisil çisil eliyor!.. Cennet bahçelerinden bir bahçedir orası, Mezarların da bir gün elbet biter o yası!.. Kavuşmak bir kaderdir, kaza vakti gelince, Kaderinde tebessüm, birden ölü gülünce!..
··
229 görüntüleme
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Oruç ayı, kutluluk elbiselerini giyinmiş, çıkageldi/Hasetçinin inadına kalk, karşıla, selam ver/ Artık ekmeğe ağzını kapa, tatlı oruç geldi/ Şimdiye kadar yemenin içmenin hünerini gördün/Şimdi de orucun hünerini seyret.(Hz.Mevlana)
sır okurunun profil resmi
Evet... büyüklerin kendileri gibi sözleri de bir kandildir... teşekkürler efendim ve üzerinde düşünelim.
1 sonraki yanıtı göster
sır okurunun profil resmi
İlk o günlük dilimde mâlum ayın “rahmet” oluşuna dâir sizdeki yansımalarını, şâhid olduklarınızı, okuyup dinledikleriniz bekleriz!..
sır okurunun profil resmi
Rahmetim geçti dedi, gadâbımı ilâhî, Bir âh yakıp kül etti azâbımı ahâlî!..
sır okurunun profil resmi
Aslında kimi yazarların {Sezai Karakoç gibi} Ramazan’a dâir yazdıkları da bir hece çatısı altında örgüleştirilebilir. O da hatırımızda... ama onunla berâber özgünlük olmazsa olmaz diye de düşünmekteyiz!..
sır okurunun profil resmi
Mescid-i Haram komşu, Nebî’nin mescîdi yâr, İlk kıble: Mescîd-i Aksa... dolaşır diyâr diyâr!.. Dürülür her yeryüzü, yar yüzünden bir defâ, Kutlanmış zindanlarda neşe, sevinç ve sefâ!.. Sızı gönülde Aksa... O mescid mutlak yazı, Ümmetin arşı geren bir öteli niyâzı!..
sır okurunun profil resmi
Şunu da not düşelim: Aslında taslak olarak mâlum çalışma 30 güne mukâbil 30 beyit olarak tasarlanmıştı. Ama bir Cahit Zarifoğlu pişmanlığı yaşamamak adına ilk yazılan beyiti ikinci ve üçüncü beyitlerde bir parça izâh, şerh, açıklama ihtiyâcı hâsıl oldu. İki derece de olsa kastı açık etmenin yeterli olacağını ; 3. 5. 7. ilâ âhir mânâların okuyucunun gönül âlemine, tefekkür iklimine, insâfına havâle etmenin yerinde olacağını düşünmekteyiz!..
sır okurunun profil resmi
Bununla berâber yapılacak tavsiyeler ile çalışmanın her harfinde, her kelimesinde, her mısrasında değişikliğe, yeniliğe, bir başka yoruma gidilebilir efendim; o yüzden gönlünüzden aksedecek olan her şey bizim için bir değer ifâde eder!..
sır okurunun profil resmi
Topraklar dile gelir... kum misâli istiğfâr, Taşa dönmüş ne varsa, müjdesiyle bahtiyâr!.. Mâmur Beyt... güzel akis, arzı kuşatan evden, Bir hâne var ki; yankı... varlığı yutan devden!.. Bir melek kisvesinde sokaklarda insanlık, Yapayalnız şehirde ihtişâmlı sultanlık!..
sır okurunun profil resmi
VII Mirâç dönüşü hemen, bir sırrı perdeledi, Kelîm olan peygamber lütfûnu müjdeledi!.. Bine karşı bilmem kaç... kana susamış ordu, Susuzluktan rahmete erenler geliyordu!.. Görüyorum; Nil Nehri... kaçmadan yürüyoruz, Rahmân’ın murâdıyla ölümü bürüyoruz!..
sır okurunun profil resmi
VIII Semâyı tutan duman, nûrunu yakan ateş, İbrâhim olanlara ateşler bile kardeş!.. Bir bülbül ve heyecân... ve yangına atıldı, Geçildi doksandokuz ve binlere katıldı!.. Mülküne Halîli’nin ortak oldu olanlar, Sekizin o sırrında; cennette kaybolanlar!..o
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.