Ahmet Hamdi Tanpınar ın bu eserin için şöyle bir ifade kullanabiliriz. Bir huzursuzluğun romanı "Huzur".. Roman dört bölümden oluşmaktadır. Dört ana karakterler her karakter için bir bölüm.. Ancak bu bölümler birbirinden bağımsız değildir. İç içe birbirinin devamı niteliğindedir. İhsan, Nuran, Suat ve Mümtaz.. Birinci bölüm İhsan , Mümtaz i çocukluğu ,ailesi, eğitimi vb çerçevesinde şekillenir.İhsan Mümtaz ın ailesidir. Bir huzursuzluk romanı dedik fakat ikinci bölüm nispeten diğer bölümlere göre Mümtaz ve Nuran'ın tanıştığı , boğaz ve yaz mevsiminin etkisiyle de daha Mümtaz ın ve Nuran ın mutlu olduğunu bölümdür. Üçüncü bölüm Suat bölümüdür.. Bu bölümde Mümtaz ın huzursuzluğu doruk noktasındadır. Nuran ı her an kaybetme korkusuyla yaşayan Mümtaz ın , Suat ın Nuran a yazdığı aşk mektubu nedeniyle bu aşkın adeta kara bir gölgesi olmuştur. Suat Mümtaz ın tam zıttı bir karakter ki akıl almaz şekilde Mümtaz ve Nuran ın evlenecekleri gün üstelik Mümtaz ın evinde intihar etmiştir. Bu aşkını herşeyden üstün tutan Mümtaz için tam bir çöküş olmuştur. Ebedi bir ayrılığa da sebep olmuştur. Dördüncü bölüm Mümtaz ın çöküş bölümüdür. Bu bölümde bir huzursuzlukla bitmektedir. Suat artık Mümtaz ın ölmüş olsa da gece rüyalarında , gündüz yolda her yerde yol arkadaşı olmuştur. Mümtaz'ı yanına çağırmaktadır.Bu noktada Mümtaz 'ın nasıl bir karar verdiği meçhuldür. Huzur romanı salt bir aşk romanı değil benim kanımca.. Çokça sorgulama ve sentez mevcut.. Dönemin içinde bulunduğu sorunlar, savaş, sosyal hayat, geçmiş-gelecek, doğu-batı, İstanbul ve özellikle boğaz, musiki, mimari Tanpınar'ın eşsiz anlatımıyla ifadesini bulur. Olaylar,sorunlar çok şekilde zıttıyla okuyucuyla anlatılmış olup bu da okuyucuya farklı düşünce ve perspektif kazandırma yolunda ilgi çekicidir.. Huzur'un dili biraz ağır..Osmanlıca, Farsça kelimelerinin yoğunluğu bakımından romanı ilerletmede sıkıntı yaşayabilirsiniz.Ancak romanın diline alıştığınızda bu dilin romana farklı bir estetik, ses ahengi kazandırmış olduğunu da görebilirsiniz. Roman anlatı şeklinde ilerliyor. Karşılıklı diyalogların bulunduğu bölümlerde özellikle İhsan karakteri öne çıkıyor. Savaş karşında tutum, şark kültürü, batıcılık , insanı ve toplumsal değerler, musiki vb.konularda önemli sentezlerde bulunuyor. Marcel Proust cümlerinin etkisini Tanpınar ında cümlerin de görmek mümkündür. ....Bu hissilik onda bütün binayı çürüten taraftı. "-Hepimiz hissiyiz,.. Ben de İhsan da, Suat da.. Onun için hiçbir şey yapamadık! Bizde insanı çürüten bir taraf var." "..Kendi sevinci, İhsan'ın fikirleri, Sabiha'nın aşağıdan doğru gelen hava fişeği gibi renkli, taze kahkahaları, ve birkaç adım ötede gömülmeğe hazırlanan bir cenaze." "Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir. Asıl mesele, birbirimize hayatlarımızı verebilmektir. Baştan aşağıya, sadece bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip oradan tek bir ruh olarak çıkabilmektir." Acaba hep böyle mi düşünürüz; ölümün mü, hayatın mı çocuklarıyız? Bu saati hangisi kuruyor, mevsimlerin eli mi, mutlak karanlığın parmağı mı ? Madem ki düşünüyorum. O halde varım, madem ki duyuyorum, o halde varım, madem ki harp ediyorum, o halde varım, madem ki ıztırap çekiyorum, o halde varım! Sefilim varım, budalayım varım! Varım, varım,... Çok şairane anlatım, Mümtaz'ın iç dünyasının zenginlikleri ve çelişkileri ile benzersiz İstanbul ve boğaz tasvirleri, hüzünlü bir aşk okumanı isteyenler buyursunlar İşte Huzur.. Keyifli okumalar dilerim..

HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 200816,5bin okunma

··

351 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sevgican