Uğultulu Tepeler 1847 yılında ilk kez yayımlanmış olup yazarımız Emily Bronte'nun ölmeden 1 yıl önce tamamladığı ilk ve tek eseri olarak günümüze ulaşmaktadır. Ne yazık ki sadece 30 yıl yaşamış ve bu nadide eseri bize bırakarak ölümsüzleşmiştir. Bu kadar erken ayrılmasaydı kim bilir daha ne eserler bırakacaktı demekten de kendimi alamıyorum malesef. Eserimiz Türkiye'de ilk yayımlandığında "Rüzgarlı Bayır " olarak yayımlanmış daha sonradan "Uğultulu Tepeler" olarak değiştirilmiştir. Şahsi görüşüm bu değişimin daha iyi olduğu yönünde. Kitabımızın içeriğine gelecek olursak; Hindley ve Catherine isimli iki kardeşin babaları seyahatteyken bir gün yoluna çingene küçük bir çocuk çıkar ve babaları çocuğun durumuna üzülüp eve getirir çocuklarıyla beraber büyütmek üzere. Küçük çingene çocuğa Heatcliff ismini verirler. Bundan sonra olaylarımız başlamaktadır. Hindley en baştan Heatcliff'i sevmez lakin Catherine ile Heatcliff küçüklükten itibaren çok iyi anlaşan iki arkadaş olurlar. Kitabı okurken her türden duygunun en yoğun versiyonuna rastlıyorsunuz. Aşk mı en şiddetli, nefret mi en yoğunu ... Heatcliff'e ben genel olarak çok üzüldüm. Evet bu üzülmem yaptıklarını kesinlikle haklı çıkarmaz lakin ona kitap boyunca üzüldüm. Hayata 1-0 yenik başlamış ve hep hor görülmüş ki bu belli derecede kabul edilebilir. Ama en sevdiğin tarafından hor görülmek hangimizde intikam çanlarını çalmaz ki ? Kitabı okurken sanki soba başında büyüklerimden bir masal dinliyormuşum gibi hissettim. Bu hissiyatı bana Nelly verdi. Kitap Nelly adlı bir hizmetlinin ağzından yeni gelen kiracıya anlatılıyor. Ve kesinlikle çok akıcı ilerliyor. Ben kitabı çok beğendim okumanızı tavsiye ederim.

Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 201842,1bin okunma

·

314 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merube