Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
~alıntı~ Çirkince hikayesine dair... 1- Birçok konuda isabetli tespit ve yaklaşımlar sergilerken konu din olunca yazar biraz farklı yaklaşımı tercih etmiş. Metindeki “yıkılan mabedin kalın sütunları, insafsız bir tanrının hışmından korkup secdeye kapanmış gibi, hep aynı istikamete uzanmış” ifadesi İslâm dinine göndermeler içermektedir; “secdeye kapanmak”, salâtın bir rüknüdür, “aynı istikamet”, de Kıble ve Kâbe’yi çağrıştırıyor. Bu yaklaşım objektif olmaktan uzaktır. Yunan tanrılarını kastetmeden kullandığı “insafsız tanrı” ifadesi de sorunludur… 2-“Eshabıkehf mağaralarının önünde bir an durup düşündüm. Bembeyaz bir şehrin arka yamacındaki bu kapkara dağ içi mezarlarında yüzlerce yıl uyudukları rivayet edilen Yedi Hıristiyan’ın hikâyesi, bana bu anda, dünyanın bir daha eşini görmediği aydınlık eski Yunan medeniyeti üzerine çekilen karanlık örtünün bir timsali gibi geldi.” Söz konusu gençler Hıristiyan değil, Hz. İsa’yı, Allah’ın Resulü / elçisi kabul eden ve İncil’e inanan Müslümanlardır. Hz. İsa’nın tebliğ ettiği din Hıristiyanlık değil, Müslümanlıktır. Hıristiyanlık Hz. İsa’nın ölümünden sonra Pavlus ve papazların uydurduğu bir dindir ve Hz. İsa ile bir ilgisi de yoktur. Yunan medeniyetini inkâr eden, onu hafife alan ciddi bir Müslüman yazar, düşünür, filozof yoktur. Hatta Grek Medeniyeti denen sistemin her şeyinden yararlanılmıştır. Endülüs Filozofları buna örnektir. Yazar’ın, ülkenin siyasi, ekonomik, eğitim ve diğer işlerinin doğru ve iyi gitmiyor olmasına getirdiği eleştiri ve yorumlar doğrudur. Dine bakışı toplumun çoğunluğundaki gibi sorunlu görünüyor. Zaten öykülerinde olumsuz tipleri hep “dindar” kimlikli ama sahtekâr insanlardan seçmesi de bu konudaki yaklaşımını ortaya koyuyor. 105’nci sayfada Müslüman Kahveciye şunu söyletmesi, söz konusu anlamdaki çelişkiyi değiştirmez: “Gâvurda keramet, Müslüman’da kabahat arama!…” 3-Asırlardır diğer topluluklarla birlikte yaşayan Rum ve Ermenilerin 20’nci asrın başlarında tehcire zorlanmaları hiç iyi olmamış. Bütün halklar birlikte yaşayabilirlerdi. Bunu sağlamak yerine onların başka yerlere gönderilmeleri, Anadolu’nun medeniyet dokusunu bozmuş ve ülke için her bakımdan zararlı olmuştur. Az önceki alıntıda sözü edilen köyün 30 sene sonraki hali de kitapta anlatılıyor. Keşke Rumlar ve Ermeniler köylerinde kalsalardı/kalabilselerdi. MUSTAFA DEMİR
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · EZR Yayıncılık · 201956,7bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.