Gönderi

576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sosyalist anavatan tehlikededir. Hitler’in katillerden oluşmuş Nazi ordusu Moskova önlerine dayanmıştır. İkinci Paylaşım Savaşı’nın en kanlı çarpışmalarının yaşandığı bir yerdir “Moskova Önlerinde” yer alan Volokolamsk Şosesi… Orayı korumakla görevli olan ve ne olursa olsun bir adım bile geri çekilmeme talimatı alan taburun komutanı da bir Kazak Türk’ü olan Baurdcan Momiş Uli’dir. Savaş çocuk oyuncağı değildir. Ölmek ve öldürmek üzerine kurulmuş olan bu denklemde, çözümün ne olacağına çarpışan tarafların gücü, inancı, yüreği karar verir. Naziler, Hitler öncü- lüğünde emperyalistlerin yüksek çıkarları için binlerce kilometre öteye gelmiş ve sosyalist anavatanı işgal etmiştir. Avusturya’yı, Polonya’yı, Fransa’yı, Hollanda’yı ve daha birçok ülkeyi işgal etmiş olmaktan güç alan Naziler gözlerini Sovyetler Birliği’ne dikmiş ve ordusunun çok önemli bir bölümünü bu toprakları işgale ayırmıştır. Sovyetler Birliği’ne yönelik bu azgın saldırının altında sosyalizm tehlikesinin(!) bertaraf edilmesi ve emperyalistlerin önünün düzlenmesi yatıyordu aslında. Öyle ki Almanlar’a karşı savaşan ABD, İngiltere ve Fransa bile Sovyetler Birliği’nin ve bununla beraber sosyalizmin tek kalesinin yıkılmasını, sosyalizmin ortadan kalkmasını en az Almanlar kadar istiyorlardı. Ancak savaş onların istedikleri şekilde bitmeyecek, SBKP üyesi kömünist savaşçılar ve Sovyet halkı hem Nazilerin hem de diğer emperyalistlerin heveslerini kursaklarında bırakacak, sosyalist anavatanı ve sosyalizmi 20 milyon can pahasına koruyacaklardı. İşte Aleksandr Aleksandroviç Bek, bize o günleri anlatıyor “Moskova Önlerinde” adlı eserinde… İkinci Paylaşım Savaşı’nda savaş muhabirliği yapan Aleksandr Aleksandroviç Bek, Alman-Sov yet çarpışmasının kaderini tayin eden, büyük dönemeci noktalayan Volokolamsk Savaşlarını, bu savaşta çok önemli görev yapan taburun günlük yaşamını günümüze getiren, bu taburun komu- tanı Kazak Türk Baurdcan Momiş Uli’nin anılarından oluşan bu eseri, savaşın bitiminin 25. yıl dönümünde Sovyet Tarihi Edebi Kurulu’nca o günleri olduğu gibi yaşatan eser olarak seçilmiş… “O günleri olduğu gibi yaşatan” sözünün ete kemiğe büründüğüne karşı çıkan olmayacaktır sanıyorum çünkü okuyanın o günleri hissetmemesi imkansız. Öyle canlı, öyle gerçek anlatılanlar. Momiş Uli, eksiği var fazlası yok, diyor, Bek’e anlatırken… Vatan sevgisi somuttur. Bu sevginin cephedeki karşılığı, ölmeye ve öldürmeye hazır olmak kadar ilke ve kurallara sonuna kadar bağlılık ve işini önemsemektir. Bunu Momiş Uli öğretiyor küçük bir eğitimle… “Bir sipere yaklaştım. Askerler siperi çalılarla örtmüş, üstüne de toprak döküyorlardı. Bu yaptığın nedir? Siper, Yoldaş Kombat…’ Ya bu üstündeki ne?’ Ağaçlar, Yoldaş Kombat.’ Çık bakalım oradan. Bu ağaçların ne olduğunu şim- di göstereceğim sana…’ Askerler dışarı fırladılar. Tabancamı çıkarıp, önde görülen ağaçlara birkaç kurşun sıktım. Gir yerine. Bak bakalım kurşunlar içeri geçmiş mi?’ Geçmiş Yoldaş Kombat.’ O halde ne yapmışsın sen? Bu nedir? Orta Asya’da bir bahçıvan kulübesi mi? Orada güneşten mi saklanacaksın?… Neden susuyorsun?’ Er, yarım ağızla konuştu: O seni her yerde bulacaktır.’ Hangi o?’ Cevap vermedi. Anlıyorum: Ölümden bahsediyor. Ondan korkuyor. Yeniden sordum: Yaşamayı istiyor musun?’ İstiyorum Yoldaş Kombat.’ O zaman boz tüm bunları. Cehenneme at bu sırıkları. Kalın telgraf direkleri gibi ağaçlar koy. Beş sıra halinde, üst üste koy onları. Öyle olsun ki top mermisi bile gelse bir şey yapmasın.’…” (Moskova Önlerinde/Syf: 39) Askerin cepheye aslında ölmeye değil, yaşamaya geldiğini Momiş Uli’ye söyleyen, onu ölmeye ve öldürmeye hazırlayacak olanın komutan olduğunu öğreten General İvan Vasiliyeviç Panfilov’du. Panfilov yürekli bir komünist olduğu kadar, çok deneyimli bir savaş ustasıydı. Momiş Uli, ondan öğrendikleriyle zaferi kazanacaktı Volokolamsk Şosesi’nde… Savaşmayı da ondan öğrenmişlerdi, korkuyu yenmeyi de… “Askerin göğsü ile savaşılmaz, onları koruyacaksın! Ateş edeceksin, onları ateşle koruyacaksın ve tabi davranışlarınla!” demişti Panfilov. Bu uyarı Almanların her saldırısında aklına gelecekti Momiş Uli’nin… Bir savaşın “kaderi”, Moskova’ya çok yakında bir şosede çizilebilir mi? Bunu birileri önceden söylemiş olsa herkes gülerdi herhalde ama çiziliyormuş işte. Panfilov’un eşsiz savaş dehası, Momiş Uli’nin cüreti, cesareti ve inancı, Sovyet askerinin kahramanlığı ile birleşince, o devasa güce sahip Naziler yeniliyormuş işte. İmkansız bir şeyin olmadığını bir kez daha okuyoruz bu kitapta. Savaşı, kahramanlığı ve ihaneti, korkuyu ve cesareti, vatan sevgisini ve kopkoyu bencilliği, feda ruhunu ve daha sayamayacağımız birçok şeyi okuyoruz. Her satırında bir ders alınıyor “Moskova Önlerinde”nin. Bek’in yazdığı satırların günümüz Türkiyesi’nde bizlerde o dönem savaşan Sovyet kahramanlarının hissetlikleriyle aynı duyguları yaşatmasının anlamı çok büyüktür. Hiçbir şeyi unutmamak gerekiyor. Panfilov’u, Momiş Uli’yi, önce korkan, sonra kahramanca şehit düşen Zayev’i ve 20 milyon Sovyet kahramanını hiç unutmamak gerekiyor! Unutmamak için de okumak… Moskova Önlerinde mutlaka okunmalı!
Moskova Önlerinde
Moskova ÖnlerindeAleksandr Alfredoviç Bek · Oda Yayınları · 1999189 okunma
·
229 görüntüleme
Çağrı okurunun profil resmi
Buradaki yazıyı siz mi yazdınız? tavir.org/moskova-onlerin... Eğer öyleyse elinize sağlık, çok güzel bir değerlendirme olmuş.
Sadocan okurunun profil resmi
İsimlerin pek bir önemi yok, önemli olan devrimci, ilerici olanı paylaşmak. Beğendiğin için tebrik ederim, ayrıca ilgine tebrikler. Devrimci basın takip edilmeli ;)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.