-SPOİLER İÇEREBİLİR-
Yazdığı öykülerle geçimini sağlayan otel odalarında birkaç portakal yiyerek günlerini geçiren yoksul yazar Arturo Bandini.. Öykülerini kimsenin okumadığı büyük (!) yazar...Hayaliyle tutuştuğu gerçek anlarda arzusunu yitiren sonrasında teptiği o anların pişmanlığıyla dövünen Bandini...Arzuladıklarının eşyalarıyla hülyalara dalan sapık Bandini... Eline geçen parayı yarınını düşünmeden çarçur eden savurgan Bandini... Camilla birahanede çalışan, çarıklarıyla aşağılanan esmer Meksikalı garson... Aralarındaki farklılıklara inat, başkasını sevdiğini bile bile Bandini'nin aklında ve kalbinde yer eden Maya Prensesi Camilla... Camilla'ya karşı hissettiği ezikliği farklı deneyimlerle örtmeye çalışırken yakaladığı ilham, hikayesiyle onu gerçek bir yazar yapan Vera... Camilla'nın sonu tımarhaneye uzanan uyuşturucu batağına düşüşü... Camilla'nın tımarhaneden kaçışı ve Bandini'nin onu arayışı ve yardım edişi... Bu arayış esnasında boşverilmiş bir hayat ve yeniden canlanan anılar, fedekarlıklar... Sammy'den vazgeçemeyen Camilla, Camilla'dan vazgeçemeyen Bandini... Kaçan kovalanır, kovalanan kaçar... Sonuç, çölün ıssız gizeminde kaybolmuş bir hayat ve o sır olmuş hayata hediye edilmiş bir kitap ve büyük bir yazar...
Peşpeşe okuduğum içinde aklını yitirmek ve tımarhane geçen üçüncü kitap.Çok alışık olmadığım türden bazen boşmuş hissine kapıldığım bir kitap. Ortalarında kendimi bırakmamaya zorlayarak sürdürdüğüm kitap sonuna doğru hızla akıp buruk bir hüzünle son buldu. İyi okumalar...