Gönderi

427 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Kitaba geçmeden önce yazarını kısacık da olsa takdim edeyim. Herman, neredeyse tüm hayatını ensest ve travmatik stresin tedavisine adamış ABD'li psikiyatrist ve eğitimcidir. O yüzden, bu kitabı, kişisel gelişim zırvalıklarının bir eseri olarak değil, yılların çalışması ve birikiminin sonucu olarak değerlendirmeliyiz. Kitabın ilk baskısı 1992 yılı olduğu için, aradan geçen yaklaşık 30 yıllık süre içerisinde, aynı konuda yapılan araştırma ve değerlendirmeleri kapsamıyor. Bu yüzden de güncelliğini tamamen muhafaza etmiş diyemeyiz. Ancak travma ya da şiddet konulu birçok eserde, bu kitaba ya da yazara atıf yapıldığını görüyoruz. Bu yüzden okunması ya da bilinmesi zaman kaybıdır da diyemeyiz. Travmalar, toplumdan topluma, kültürden kültüre değişkenlik gösterdiği için, aslında okunduktuktan sonra uygulamaya konulması açısından her zaman için problem yaratmıştır. Ancak Herman, kitabı oluştururken, Türkiye'de de pratik yapmış ve sanırım Türk toplumun stres ve travma haritasını çıkarmakta, yerli ve milli (!) birçok değerimizden daha önemli bir iş başarmıştır. Yazarın bir diğer önemli artısı ise, feminist olması ve kadın hareketlerine her zaman destek vermesidir. Feminist olmayan insanların, özellikle kadın ve çocukların yaşadığı travmatik deneyimleri, zaman zaman meşrulaştırdığı, hatta "Türk toplumu ataerkil bir yapıdadır, bu yüzden her şiddetin sonucunda travma oluşmasını yadırgıyorum." dediklerini anımsadığımızda, ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır. En ilkel ve en çok kullanılan tepki, unutmaktır. Bir cinayeti unuttuğumuzda, kendimizi rahatlatırız. Yoksulluğu ya da şiddeti ya da terörü ya da ensesti unuttuğumuzda, hayattan çok fazla zevk alabiliriz. Peki nereye kadar? Unutmanın kar etmediği zamana kadar tabi ki. Sonrasında ise kanıksama başlıyor. Şiddete uğrayan insanların sayısal verileri içeren tabloları çıkarılıyor ve mesela, bu yıl cinayetten ölen kadın sayısı, geçen yıla göre %20 azaldı deniliyor. Sonra da alkışlar havada uçuyor. Bu mantıkla hareket edildiği için, samimi bir sistem geliştiremiyor ve yıllardır aynı kısır döngü içerisinde battıkça batıyoruz. Kitap, cinsel ve ev içi şiddete maruz kalmış kurbanlarla yapılan klinik görüşmelerin dışında, savaşlarda yaralanmış ya da terör sonucu travma yaşantısı edinmiş insanların da iyileşme şekillerine atıf yapılıyor. Yani en bireysel olandan, en toplumsal hatta en evrensel olana kadar tüm travma türleri hakkında yapıcı, dolu ve güçlü bir eser olduğunu söyleyebilirim. Travmatik bozukluklarının altı farklı kategoride tasnif edilmiş ilk bölümün ardından, iyileşme evrelerinin yer aldığı ikinci bölüm ile kitap sonlanıyor. İlgilisine, meraklısına ve ne yazık ki mağduruna tavsiye edilir..
Travma ve İyileşme
Travma ve İyileşmeJudith Herman · Literatür Yayıncılık · 2016314 okunma
··
689 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.